Ulusalcıların Gözde İsmi Tümamiral Cihat Yaycı Kızağa Çekildi!
Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı Genelkurmay Başkanlığı emrine atandı.
HAKSÖZ HABER
Tümamiral Cihat Yaycı’nın Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’ndan Genelkurmay Başkanlığı emrine atanmasına ilişkin kararname Resmi Gazete’de yayınlandı. Yaycı’nın görev yerinin değiştirilmesi bir kızağa çekme olarak yorumlanırken CHP, Perinçekçiler ve Oda TV gibi Kemalist/ulusalcı çevreler bu atamaya tepki gösterdi.
Kamuoyu Cihat Yaycı’yı kamu kurum ve kuruluşlarındaki Gülencileri tespit etmede kullanıldığı söylenen “Fetömetre”nin mucidi ve Libya’yla Türkiye’nin Akdeniz’de sınır komşusu olduğu tezinin fikir babası olarak tanıyordu.
Bir dönem iktidar medyasının da öve öve bitiremediği, “Fetöcülerin korkulu rüyası” olarak göklere çıkardığı “Fetömetre” nedir diye baktığımızda şöyle bir şey karşımıza çıkıyor: Kimlik bilgileri (sekiz ana kriter), eğitim bilgileri (bir ana, 29 alt kriter), sınav bilgileri (dört ana 15 alt kriter), sosyal bilgileri (yedi ana 16 alt kriter), meslek bilgileri (19 ana 87 alt kriter), resmi kurumdan bilgiler (24 ana 96 alt kriter), tahkikat bilgileri (4 ana 10 alt kriter) şeklinde belirlenen kriterlerde kamu personellerinin kişisel bilgileri bilgisayara giriliyor ve geliştirilen yazılım sözde o kişinin Fetöcü olup olmadığını tespit ediyor. Gestapo yöntemlerini aratmayan bu kriterlerin gerçekten “Fetöcüleri” tespit edip edemediği meçhul olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarında namaz kılan, dindar kimliğiyle öne çıkan insanların bilgileri bilgisayara girilip bu kriterlere göre bir program tarafından değerlendirildiğinde birçoğunun “Fetöcü” çıkması çok muhtemeldir ki belki de istenilen buydu!
Yaycı’nın ulusalcı çevrelerin önplana çıkardığı ikinci mümeyyiz vasfı Libya’yla imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"’ndaki rolü. Türkiye’yle Libya’nın denizden sınır komşusu olduğu yönünde akademik çalışmaları bulunan Yaycı’nın yapılan mütabakatın teknik kısmıyla ilgili rolü kabul edilebilir. Ancak burada Türkiye’deki siyasi iradenin Libya’daki meşru hükümete verdiği destek ve bunun sonucu olarak iki devlet arasında geliştirilen yakın ilişki göz ardı edilerek yapılan anlaşmanın tek başına Tümamiral Cihat Yaycı’nın eseriymiş gibi sunulması ne kadar akla, mantığa ve vakaya uygun sormak gerekir. Bununla birlikte Libya’yla karşılıklı anlaşmalar imzalanırken “Ne işimiz var Libya’da!” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları hafızalardayken bugün bazı CHP kurmaylarının Cihat Yaycı’nın görev yerinin değiştirilmesine “Libya anlaşmasının mimarı… Tümamiral Cihat Yaycı’nın atama kararı çok vahimdir” diye tepki göstermesi ayrı bir garabet.
Tümamiral Cihat Yaycı’nın görev yerinin değiştirilmesine Perinçekçiler de tepki gösterdi. Aydınlık Gazetesi’nde çıkan değerlendirmede “bu atama kararının yarattığı tesir ile Deniz Kuvvetleri'nin Doğu Akdeniz’deki etkinliğine, personelinin moraline ” zarar vereceği söylenirken, söze konu atama Yaycı’nın “bir hafta sonu oldubittisi ile görevden alınması” olarak isimlendiriliyor. Bu çevreler bu görev yeri değişikliğinin Deniz Kuvvetleri’ndeki personelin moraline zarar vereceğini nereden biliyor? Ordu içinde bir yapılanma içinde midirler ki ordu personelinin moral motivasyon durumunu bu kadar yakında takip edebiliyorlar? Yoksa burada bu kararı alan seçilmiş iktidara bir aba altından sopa mı gösteriliyor? Kanuna uygun yapılan bu atamanın “oldubitti” olarak isimlendirilmesi ne anlama geliyor? Cumhurbaşkanlığı ya da yetkili bir başka makam ordu içerisinde bir personelin ataması ya da görev değişikliğiyle ilgili bir tasarrufta bulunacağı zaman önce bu çevrelere mi danışmalı?
HABERE YORUM KAT