1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Ulusalcı Aklın İdlib ve Suriye Çelişkileri
Ulusalcı Aklın İdlib ve Suriye Çelişkileri

Ulusalcı Aklın İdlib ve Suriye Çelişkileri

Yazısında İdlib merkezli gelişmeleri etraflıca değerlendiren Bahadır Kurbanoğlu, Türkiye’de çeşitli kişi-kesimlerin bundan hareketle hükümete yaptığı “silahlı muhaliflere tavır al”, “mültecileri gönder”, “Esed’le anlaş” gibi çağrıları analiz ediyor.

10 Eylül 2018 Pazartesi 17:40A+A-

Bahadır Kurbanoğlu’nun Haksöz-Haber okurları için kaleme aldığı yazısı şöyle:

Ulusalcı Aklın İdlib ve Suriye Çelişkileri

Meselelere gerçekçi, insani ve ahlaki bir bakış açısıyla yaklaşıldığında “Milli Menfaatler” denen olgunun aslında ümmetçi perspektif, vicdan ve akılla çelişmemesi beklenir. Lakin herkesin “milli menfaatler”den anladığı ve bunun çeperi farklı olunca istenen kıvam yakalanamıyor. Nitekim “reel siyaset” diye başlayan cümlelerin sahiplerinin çoğunun ya seküler itikadlara sahip ve meyilli olmaları ya da ahlak, basiret, siyasi strateji derinliği, diğergamlık gibi erdem ve olguları aynı potada buluşturamamaları, çözüm diye sunulan hususların gerçekliğe değil, duygulara, korkulara, düşmanlıklara ve sürreel beklentilere hitap eder hale gelmesine sebep oluyor.

Bunlar ya en baştan belirlenmiş ideolojik konumlanmayı koruma adına saçmalayıp vicdansızlaşanlardan oluşuyor ya da konjonktürel gelişmeler karşısında dümen kıranlardan.

İnsani dram ve ahlaki beklentiler bir yana, mesela CHP örneğinde de görüldüğü üzere AKP karşıtlığında konumlanan ulusalcı refleks Suriye’nin toprak bütünlüğünün Esed ile beraber korunması gerektiği, meşruiyetin Esed güçlerinde olduğuna vurgu yaparken; YPG/PYD’nin “kürt halkının bölgedeki haklarını savunduğu” ve “bir kurtuluş savaşı verdiği”ni ifade edebiliyor. Dolayısıyla meseleye çözüm odaklı değil, iç siyaset malzemesi olarak bakıyor. HDP’nin oy aldığı kitlelerin nefsine hoş gelecek bir söylem izlerken, bu söylemlerin aynı anda birarada olamayacağını, hem bölge gerçekleriyle hem de “milli menfaatler”le ne derece çeliştiğini göremiyor. (…)

Yazının Devamı >>>