Ukrayna’nın Rusya’ya direnme hakkı yok mu?
Mustafa Balbay Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimini analiz edememiş!
HAKSÖZ HABER
Cumhuriyet gazetesi yazarı ve eski CHP Milletvekili Mustafa Balbay, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimine “işgal” diyemeyenlerden! En başta “işgal” nitelemesini kullanmayınca zaten adaletsiz bir yerden meseleyi temellendirmiş oluyorsunuz!
İşin komik tarafı ise “Kazanan: Zelenski Kaybeden: Ukrayna halkı!” başlıklı yazısından Balbay, Rusya’ya ufacık bir eleştiri dahi getirmiyor. Ukrayna ise bir koyun misali Rusya’ya teslim ediliyor. Bu noktada en ağır suçlu ise Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski!
Ukrayna halkının üzerine bombalar yağdıran Putin’in hiç suçu yok Balbay’a göre. Zelenski’nin suçu ise çok enteresan. Buyurun Mustafa Balbay’dan dinleyelim: En büyük kaybeden Ukrayna halkı. En çok kazanan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski! Batı merkezli propaganda haberlerine bakarsanız Putin palyaço, Zelenski kahraman! Ancak bize göre bir devlet başkanının en büyük kahramanlığı ülkesini işgal ettirmemektir. Elinde olmayan nedenlerle işgal ettirmişse en kısa zamanda buna son vermektir. Bunun için her şeyi yapmaktır.
Zelenski ülkesini işgalden kurtarmaktan çok Rusya’yı yenmek istiyor!
Zelenski Rusya’yı yenerse Ukrayna kaybetmiş mi olacak? Peki o halde Ukrayna kaybederse Putin kazanmış olmuyor mu? Mustafa Balbay ile mantık derslerine hoş geldiniz!
Tabi Mustafa Balbay, emperyalizm deyince ABD’den başka kuş bilmeyen aklıevvel familyasından olduğu için Rusya’nın yapıp ettiği zulümler onun için bir şey ifade etmiyor. Bunun üstüne bir de Rusya’nın işgaline karşı direnç ortaya koyanlar mahkum ediliyor. Pes doğrusu! Bu kadarını Putin bile hayal edemezdi!
Bahse konu edilen yazı:
Rusya’nın Ukrayna topraklarına girişinin ikinci haftasındayız. Sürecin nereye evrileceği belli değil. Bu konuda kim kesin bir değerlendirme yaparsa, tahminden öteye geçmez.
Savaşın başladığı günden daha belirsiz bir durumdayız.
Hitler, Polonya topraklarına girdiğinde savaşın iki hafta süreceğini öngörmüştü. İki hafta sürmedi, İkinci Dünya Savaşı oldu!
Kaderin cilvesine bakın ki Ukrayna savaşına Polonya’yı da bulaştırmak için her şey yapılıyor.
Aslında yakın geçmişte Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Sudan’da ne oluyorsa şimdi Ukrayna’da o oluyor. İki temel fark var: Ukraynalılar beyaz ve Hıristiyan, Ukrayna Avrupa’nın dibinde!
***
İki haftalık durumun küresel ölçekteki görünümünü satırbaşlarıyla sütuna yatıralım.
1- ABD mutlu! Rusya’nın olabildiğince zayıflaması, NATO’ya tüm dünyaya anlatılabilir bir “düşman” bulunması yeter de artar bile. İngiltere ile birlikte mutfağa giren ABD, Avrupa’yı da kendi yanına çekip istediği gibi biçimlendireceği günlerin yakın olduğunu düşünüyor.
2- Çin mutlu! İki taraflı bir mutluluk... Halen Rusya’nın yanında duruyor gibi ama Rusya’nın zayıflaması da işine geliyor. Böylece Çin, Asya’nın doğu yakasında istediği gibi oynayabileceği günlere hazırlanıyor.
3- Avrupa mutsuz! Almanya’nın eski başbakanı Merkel’le Putin’in geçmişten gelen bir diyaloğu vardı. Şimdi Putin’le o düzeyde muhatap olacak lider yok. Avrupa bir yandan Rusya’nın öngörülemez bir ülke olmasından rahatsız bir yandan ABD’nin daha etkin olma olasılığından rahatsız.
4-Rusya sadece dış değil iç dengeler açısından da kritik bir eşikte. Rusya, Ukrayna’yı adeta iç sorunu olarak görüyor. Ancak Ukrayna’nın da özellikle son beş yıldır NATO-ABD eksenine teslim olduğu, topraklarını onlara açtığı anlaşılıyor. Bu aşamadan sonra Ukrayna, Rusya ile Batı arasında güç dengelerinin sınandığı yer olacak. Rusya’nın durumuyla ilgili öngörü için vakit çok erken.
5- En büyük kaybeden Ukrayna halkı. En çok kazanan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski!
Batı merkezli propaganda haberlerine bakarsanız Putin palyaço, Zelenski kahraman!
Ancak bize göre bir devlet başkanının en büyük kahramanlığı ülkesini işgal ettirmemektir. Elinde olmayan nedenlerle işgal ettirmişse en kısa zamanda buna son vermektir. Bunun için her şeyi yapmaktır.
Zelenski ülkesini işgalden kurtarmaktan çok Rusya’yı yenmek istiyor!
Kim adına?
Kiminle beraber?
Neyin karşılığında?
Bu soruların yanıtlarından biri şu olabilir:
2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgaline eşlik edip asker gönderen ülkeler sıralamasında ilk dört şöyleydi:
İngiltere 11 bin, İtalya 2 bin 754, Polonya 2 bin 500, Ukrayna 1650 asker!
***
İşte 1 Mart 2003’te TBMM’de reddedilen, ABD’nin topraklarımızda 70 bin asker bulundurup Türkiye üzerinden Irak’ı işgal etmek istediği tezkere bu nedenle önemliydi!
En büyük zararı Ukrayna halkı görüyor ama Türkiye’nin de yakın ve orta vadede nelerle karşı karşıya kalacağı ayçiçeği yağından Laleli piyasasına kadar şimdiden ortaya çıkıyor. Bütün bunlardan öte Türkiye’nin öncelikle Karadeniz’in bir barış gölü olarak kalması için çaba harcaması gerekiyor.
Yaşadıklarımız gösteriyor ki barış ekonomisi savaş ekonomisinden çok daha kazançlıdır!
Bunu Erdoğan’ın da göreceği günlere!
HABERE YORUM KAT