Üç soru ve cevapları
Hanımlarımızla işlediğimiz dersler sırasında öğrenmek istedikleri konularda bazı soruları oluyor, biz de kitaplara ve bilenlere danışarak gücümüz yettiğince cevaplandırmaya çalışıyoruz. Birkaç hanım arkadaşın sorusuna cevap vermekte zorlandık ve size yazmaya karar verdik. Yardımcı olabilirseniz çok memnun oluruz.
1. Buluğa ermiş çocuklarımız tüm dini vecibeleri yerine getirmekle yükümlü müdür? Özellikle kız çocuklarımızdan erken buluğa erenleri başlarını örtmelerini teşvik konusunda anneler çocuklarının henüz olgunlaşmadığını ileri sürerek aceleci davranmak istemiyorlar. Akıl olmanın şartları nelerdir?
Cevap:
Erkek çocuklar ihtilam (rüyada orgazm olup sipermin dışa akması) oldukları, kız çocuklar da âdet görmeye başladıkları günden itibaren yaş/biyolojik bakımından yükümlü olma çağına girmiş olurlar. Bu biyolojik gelişmeler olmazsa onbeş yaşını dolduran kız ve erkek gençler yükümlü olurlar.
Akıl ve ruh sağlığı da yerinde ise, yukarıda açıklanan şekilde buluğa eren (ergenlik çağını idrak eden) gençler bütün dinî emir ve yasakların muhatabı olurlar.
Namaz kılma, oruç tutma, kızların tesettüre girmeleri gibi konularda güçlükle karşılaşmamak için daha önceden bunların eğitimleri verilmeli, çocuklar ergen olunca yapacaklarına daha önceden hazır hale gelmelidirler.
Ailenin içinde bulunduğu şartlar uygun olmadığı için bazı dini vazifelerin çocuklardan istenmesi halinde isyan ve nefret gibi daha önemli sakıncalar doğacaksa, eğitimciler uygun tedbirler alırlar, önceliklere riayet ederler, çok önemli olanı, nispeten az önemli olana feda etmezler.
2. Adetli bir kadın Safa ile Merve tepeleri arasında kalan bölüme girebilir mi, say yapabilir mi? Bu bölümler Mescid-i Haram'dan mı sayılır yoksa direk olarak bu bölüme açılan kapılardan girip say yapmakta bir mahzur yok mudur?
Cevap:
Sa'y yapılan yer (mes'â) Mescid-i Haram değildir, buraya abdesti olmayanların veya âdetli olan hanımların girmelerinde ve gerekiyorsa sa'y yapmalarında sakınca yoktur. Abdestli olmak sa'yin şartı değildir, sünnettir, imkan varsa tercih edilecektir.
3. Mehrini alamayan kadın hakkında "kocasına itaat etmesi gerekmez" şeklinde bir hüküm var mıdır?
Cevap:
Peşin konuşulmuş, sözleşilmiş mehrini almayan kadın kocasının talebi üzerine, kendi yerleşim yerinden göçerek kocanın oturduğu yere veya açtığı eve gitmeye mecbur değildir, gitmeme hakkı vardır. Bunun dışında, kocanın hakkı olan meşru talepleri karşısında kadının itaatsizlik hakkı yoktur.
Kural böyle olmakla beraber mutlu ve huzurlu bir evlilik hayatı, hak ve borç listelerini karşılıklı dayatmakla değil, karşılıklı sevgi, anlayış, fedâkârlık, dine aykırı olmayan örf ve âdetlere riayetle yaşanır.
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT