Üç Polise “İşkence”den Ceza
İstanbul'da bir genci önce sokakta sonra araçta döven polislere 'yaralama'dan verilen ceza Yargıtay tarafından bozulunca yerel mahkeme karara uyarak işkence sebebiyle ceza verdi.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından yerel mahkeme bir genci önce sokakta, sonra araçta döven üç polise işkence suçundan ceza verdi.
İstanbul’da, altı yıl önce M.B. isimli bir kişiyi önce sokakta coplarla, sonra da kelepçeli halde bindirildiği araçta yumruklarla döven, yargılama sonunda ‘yaralama ve hürriyeti tahdit’ suçlarından ceza alan üç polis hakkındaki kararı, Yargıtay “İşkenceden ceza verin” diyerek, bozmuştu.
Yerel mahkeme, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin kararına uydu ve üç polise Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 94. maddesinde düzenlenen ‘işkence’ suçundan ikişer yıl altışar ay, bu suçu bildirmeyen dördüncü polise de ‘suçu bildirmeme’ suçundan beş ay hapis cezası verildi. Üç polise verilen ceza, ertelenmediği gibi para cezasına da çevrilmedi. Ceza onaylandığı takdirde polisler cezaevine girecek.
İstanbul Dolapdere’de suça itilen çocuklara ilişkin sanatsal faaliyetler yürüten M.B., 17 Temmuz 2008’de yürürken, kendisine “Gel lan buraya” diyen Alper Yüksel adlı polise “Bana böyle hitap edemezsiniz” diye karşılık verdi. M.B.’nin iddiasına göre Yüksel, yakasından tutarak kendisini darp etti. Polis Yüksel’e göre ise M.B. tekme atmıştı. Arbedenin büyümesi üzerine Murat Ponçaklı ve Muhammet Gişi adlı iki polis daha koşarak geldi ve coplarıyla M.B.’ye vurdu. Ponçaklı’nın copu M.B.’nin başına indi. Bir süre sokakta darp edilen M.B., kelepçelenerek polis aracına bindirildi. Yaklaşık 25 dakika boyunca Taksim ve Beyoğlu çevresinde dolaştırılan M.B., araçta da dövüldü. Gözü şişen M.B.’ye, “Beni hastaneye götürün” demesine rağmen bir birahaneden alınan buzla tedavi yapılmak istendi. Yırtılan tişörtünün yerine yenisi alındı. Hakkında gözaltı işlemi yapılmayan M.B., bir otelin önünde bırakıldı. Serbest kalan M.B., iki gün tedavi gördü. İddiasına göre Ponçaklı, M.B.’ye telefonda küfrederek, şikayetçi olmamasını istedi. M.B. üç polis hakkında suç duyurusunda bulunurken, kendisine vurmayıp arkadaşlarını uyaran polis İsmail Yılmaz’dan şikayetçi olmadı. Dört polis hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 94. maddesi gereğince ‘işkence’ iddiasıyla İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
"YARALAMA DEĞİL, İŞKENCE"
Dava 29 Aralık 2011’de bitti. Mahkeme, polis Alper Yüksel ve arkadaşlarının eylemlerinin yaralama kapsamında kaldığı gerekçesiyle üç polise 1 yıl 10 ay 15’er gün, ‘hürriyeti tahdit’ suçundan da 1 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezalar ertelendi. Polis İsmail Yılmaz ise beraat etti. İtiraz üzerine dosya, Yargıtay’a gitti.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 6 Mart 2014’te verdiği kararında M.B.’nin polis Yüksel tarafından, “Gel lan buraya” diye çağırılıp darp edilmesi, üç polisin cop ve yumruklarla dövülmesi, araçta gezdirilmesi ve hakarete maruz kalmasının bir bütün halinde işkence suçu kapsamında kaldığına hükmederek, kararı bozdu ve sanıklara TCK’nın 94. maddeden ceza verilmesini istedi. Beraat eden polis İsmail Yılmaz’ın da, “diğer sanıkların M.B.’yi darp etmeleri karşısında sadece uyarıda bulunması, dayağa engel olmaması, olayı olduğundan farklı şekilde aktarması, suçu öğrenip de yetkili makamlara aktarmaması” nedeniyle suçlu olduğuna karar veren Daire, bu kişiye de ‘suçu bildirmeme’ suçundan ceza verilmesi gerektiğini kaydetti.
İkinci kez görülmeye başlanan dava, geçen yıl 25 Eylül ’de bitti. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda, polislerden Yüksel, Ponçaklı ve Gişi’ye ‘işkence’ suçundan 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezası verildi. Bu ceza ertelenmediği gibi, paraya da çevrilmedi. Polis Yılmaz hakkında da ‘suçu bildirmeme’ suçundan 5 ay hapis cezası verildi ve hükmün açıklanması ertelendi.
HABERE YORUM KAT