Üç Olayın Yıl Dönümü
Dün Irak işgalinin başlamasının yıl dönümü üzerinde durduk. Bugün de Filistin tarihinden üç önemli olayın yıl dönümünden söz etmek istiyoruz.
Bunlardan biri Filistin'de İslâmî hareketin lideri ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasına rağmen büyük bir mücadeleye öncülük etmesi sebebiyle örnek bir şahsiyet olarak tarihe geçen, bedensel özürlü olsa da siyonist işgale karşı başı dik durarak çıkarıldığı mahkemede; "Bu mahkeme kanuni olarak beni yargılama hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü bu mahkeme işgalciler tarafından kurulmuştur. Dolayısıyla tamamen gayri meşru ve kanun dışıdır" diyen Şeyh Ahmed Yasin'in şehit edilişidir. Siyonist katiller tıpkı bugün Suriye'deki katliamların gölgesinde Gazze'ye saldırılar düzenledikleri, Filistin Halk Direniş Komiteleri Genel Sekreteri Şeyh Zuheyr el-Kaysi'yi şehit ettikleri gibi o zaman da haçlı orduları ile yerli işbirlikçilerinin katliamlarının gölgesinde yine Gazze'ye 22 Mart 2004'te saldırı düzenlemiş ve Ahmed Yasin'i sabah namazından çıkarken üzerine attıkları füzeyle şehit etmişlerdi. Kendisini şehadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.
Şeyh Ahmed Yasin'in şehit edilmesi siyonist katillere bir şey kazandırmadı. O sağlığında direniş ve kararlılığa örnek olduğu gibi şehadetiyle de geride kalanların daha bir canlanmasına, mücadele azimlerinin artmasına vesile oldu. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgiler içeren yazımızı web sitemizde (www.vahdet.info.tr) bulabilirsiniz.
İkinci önemli olay 2005 sonunda ve 2006 başında Filistin'de gerçekleştirilen seçimlerden büyük başarıyla çıkan Filistin İslâmî Direniş Hareketi'nin ilk hükûmetini kurmasıdır. Bu hükûmet Şeyh Yasin'in şehadetinden iki yıl sonra 22 Mart 2006'da kuruldu. O zaman Hamas tek başına hükûmeti kurmak için yeterli çoğunluğu elde ettiği halde, uluslararası güçler tarafından kıskaca alınmamak ve içeride geniş çaplı dayanışma sağlamak amacıyla Fetih örgütüyle ortak hükûmet kurmak için çok uğraştı. Ama ABD ile İsrail'in gösterdiği havuca kanan ve sopalarından korkan Fetih, koalisyona girmeye yanaşmadı. Aynı zamanda dışarıda kalması halinde Hamas'ı kıskaca alacağını ve başarısız olmasını sağlayacağını, böylece bir sonraki seçimlerin ardından onunla koalisyona ihtiyaç duymadan hükûmet kuracağını umuyordu.
Abbas yönetimi ve onun liderliğindeki Fetih örgütü Hamas'ı kıskaca almak için çeşitli oyunlara başvurdu. Sonra siyasi oyunlarla yetinmeyip silahlı saldırılara başladı ve Başbakan İsmail Heniyye, ekonomik destek bulma amacıyla çıktığı dış seyahatinden dönerken Rafah kapısında onu silahlarla karşıladılar. Bu olay bardağı taşırdı ve Hamas hükûmeti Fetih mensubu silahlı elemanlardan ve güvenlik organları mensuplarından üç gün içinde silahlarını teslim etmelerini istedi. Bu talimat üzerine yarıdan çoğu silahlarını teslim etti. Diğerlerine de baskın düzenlendi. Bazıları silahla karşılık verdilerse de fazla direnemediler ve çok kısa sürede hepsinin silahları toplandı. Yer yer çatışmalar ve 15 civarında ölüm oldu. Silahlarını bırakmak zorunda kalanların bir kısmı Batı Yaka'ya kaçarak Ramallah'ta ABD güdümlü Selam Feyyad'ın başkanlığında ikinci bir hükûmet kurdular. Bu olayların yol açtığı bölünmüşlüğün sona erdirilmesi için uzun süreden beri çaba harcanıyor. Ama ne zaman bir çözüm formülüne ulaşılsa ABD ve İsrail güya "Filistin - İsrail barış (!) görüşmelerini yeniden başlatma" numarasıyla Filistinlilerin kendi aralarındaki ittifaklarını sabote ediyor. Ne yazık ki son Doha Anlaşması sonrasında da sabotajlarında büyük ölçüde başarılı oldular.
Bu günlerde yıl dönümünü idrak ettiğimiz üçüncü önemli olay da siyonist işgalcilerin 21 Mart 1968'de başlattıkları Kerame Savaşı'dır. Bu savaşta işgalciler 10 bin askerle 400 gerillaya yenildikleri için İsrail tarihinde pek geçmez. Bu olayın en önemli yönü bir yıl önce yani Haziran 1967'de üç Arap ülkesine galip gelen siyonistlerin burada 400 gerillaya yenilmeleri sebebiyle Haziran 1967 Savaşı'nın gerçekte bir yenilgi değil ihanet olduğunu belgelemesidir. Bu ihanetin içinde Golan tepelerini bilerek siyonistlere teslim eden ve katil Beşşar'ın babası katil Hafız Esed de vardı. Böyle bir ihanetçi zihniyetin Filistin davasına kalkan olduğu iddiasıyla Suriye'deki Baas katliamına destek olanlara, arka çıkanlara da yazıklar olsun!
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT