Tutuklu bakan!
Tutuklu yargılamalarla ilgili tartışma sürüyor. CHP'liler, Ergenekon sanığı milletvekillerini gerekçe göstererek büyük bir tahliye operasyonu peşinde. Belki de tutuklu sanıkların Parlamento'ya taşınmasının amacı buydu.
Milli iradeye saygı ambalajı içinde bütün darbe davalarının sanıkları dışarı çıkacak. Arada birkaç bin tecavüzcü ve katil de çıkacakmış, önemli değil! CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan ve Rıza Türmen, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e cevap verirken aslında onun haklılığını teyit ettiler. "Bizim teklifimizden elbette yararlananlar olacaktır ama bunu tecavüzcüler olarak göstermek, popülist bir saptırmadır. Yararlananların kim olacağını kanun yaparken, değişiklik teklifi verirken göz önünde bulundurmazsınız, objektif norm meydana getirirsiniz." cümleleri Türmen'e ait. Kısacası elbette herkes yararlanacak. Kemal Kılıçdaroğlu tercihini Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal yerine Alparslan Arslan'dan yana kullansaydı ne olacaktı? Abarttığımı sanmayın, üç isim de aynı davanın sanığı. Hatta Arslan, iddia edilen örgütün sadece bir tetikçisi, diğer isimler ise beyin takımı içinde gösteriliyor. Geçen yazımda vurgulamaya çalıştığım gibi hem sanıklar hem de mağdurlar ve kamu yararı açısından mahkemelerin hızlanması ve adaletin gecikmemesi tek yol.
Tutuklu yargılamanın bence en önemli gerekçesi suçun temadisinin önüne geçmek. Bir seri katili tutuksuz yargılamakla, darbe davası sanıklarını salıvermek arasında hiç fark yok. Deşifre olmuş darbecilerin cezadan kurtulmak için darbeyi tamamlamak dışında seçenekleri kalmıyor. Malum bizim ülkemizde sonuca ulaşmış darbeleri henüz yargılayamadık. Bu riski, yani darbenin tamamlanma ihtimalini göze alabilir miyiz?
Vekillerin tutukluluğu konusunda gözden kaçan bir konu da şu: Parlamenter sistemde, yasama diğer erklerin bir adım önündedir. Yürütme ve yargının sınır ve icraatlarını Parlamento'nun çıkardığı kanunlar belirler. Pekâlâ, böylesine ağır suçlardan mahkeme edilen birinin yargıçlığa devam etmesi mümkün mü? Ya da kabinede bakan olarak görev yapmasını kabullenebilir miyiz? Öyleyse Parlamento'yu silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüsten yargılananların yasama organı üyesi kalmasını nasıl makul ve hatta gerekli görebiliriz? Haberal, Adalet Komisyonu üyesi olmak istese; Balbay, İnsan Hakları Komisyonu azası olarak Silivri mahkemesine teftişe gitse doğru fotoğraf verilmiş olur mu? Milletvekillerine yurtdışına çıkma yasağı konulabilir mi? Gidip de gelmeyenler kervanına katılmamalarının garantisi ne? Bedrettin Dalan da diş tedavisini bitirip dönecekti!
Tutukluların bir bölümünün gazeteci olması ayrı bir tartışma konusu. İngiltere'de ülkenin en çok satan pazar gazetesinin editörü ve grubun diğer üst düzey yöneticileriyle birlikte 17 gazeteci tutuklanmıştı. Suçlamalar, bilgileri manipüle etmek ve şantajdı. Bazıları kefaletle serbest kaldı. Orada darbe suçuna pek ihtimal verilmiyor ama mesela manipülasyonu terör örgütü lehine yapmış olsalardı nasıl bir muamele görürlerdi? Yüksek Mahkeme başkanının kurban gittiği bir terör saldırısıyla bağlantılı örgüt şüphesiyle yargılansalardı mesela... Türkiye'ye bu konuda yüklenen Avrupa Birliği temsilcileri, İngiltere'de nispeten daha hafif suçlamalarla yapılan tutuklamalara sessiz kalmıştı. Sessizliklerini bozmama tutumu devam ediyor.
Ergenekon'u sulandırma mekanizması öylesine güçlü çalışıyor ki demokrat cephe bile yer yer etkilenip, aynı sazı çalıyor.
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT