1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Tutarsızlıkta bir numara!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Tutarsızlıkta bir numara!

08 Mayıs 2008 Perşembe 03:55A+A-

Bundan 3 sene önceydi.. Samsun’da kamuya açık bir parkta iki genç, aileleri rahatsız edecek bir nahoşlukta dolaşırken, belediye zabıtasının kendilerini uyardığına ilişkin haberler medyaya yansımıştı..

Böyle bir olay sonrasında, medya ikiye ayrılmıştı.

Gençlerin, aileleri rahatsız edecek sarmaş dolaşlık içinde (Ben bu kadarını yazıyorum, daha fazlasını siz tahmin edin artık)  gezişlerinin yanlışlığını hatırlatan kamu görevlilerinin davranışı için, medyanın bir bölümü eleştiri getiriyor, bir bölümü ise destek veriyordu.

Bugünlerde Hüseyin Üzmez’e isnat edilen çirkin eylemin üzerinden tüm mütedeyyin insanları karalamaya çalışanlar, bu olaya nasıl yaklaşmışlardı?

Örneğin HakanCoşkun nasıl yorum getirmişti?

Buyrun kendi kaleminden okuyalım.. Yazısının başlığı şöyle: "Çek lan elini kızın elinden!" operasyonu.

 Daha başlıkta dalgasını geçiyor ve devam ediyor beyefendi: “Tam da zina tartışmasının bittiği, AB'ye acayip yaklaştığımız şahane bir günde, zabıta birliklerinin Samsun sahilinde yaptığı ‘Çek lan elini kızın elinden!’ ya da ‘Okulu kırıp sahilde fink atmaya utanmıyor musun?’ diye özetleyebileceğimiz operasyon karşısında, hadi o dizideki kızın literatüründen ödünç alarak ifade edeyim, ‘oha falan oldum yani!’..”

Anlayacağınız gibi, beyefendinin referansı din değil. Hatta toplumun genel ahlaki anlayışı da değil.

Ya ne?

Ahlâksızlığı ilke edinmiş, uçkuru ile dünyaya bakan bir kafa!

Şu cümlesinden de anlıyorsunuz bunu: “Toplum içinde hayâsızca davranmak yasaktır, kuralından ilham alarak, kendilerine vazife çıkaran zabıta ekiplerinin yaptıkları bu avı, hem onur kırıcı, hem de çok hayâsızca buldum.”

“Hayâ”ya davet etmek, “hayâsızlık” imiş, gördünüz mü?

“O genç kız ve genç erkeklerin yapıp ettiklerini, kendi banal ahlâkçılıklarıyla yargılamaya kalkanlara karşı öfke duydum. ‘Ne yapıyorsunuz bakalım burada’, ya da ‘Kendinize çeki düzen verin’ denildiği anın, gençlerin bitirildiği an olduğunu ruhumun ta derinliklerinde hissettim. ..  Bu ahlâk bekçileri karşısında gençlerin ‘Hop hemşerim! Sen kim oluyorsun? Ne hakla bize karışıyorsun? Elinde hangi yasal dayanak var?’ diye kafa tutmayıp, bir suçlu gibi sağa sola kaçışları ise benim için umut kırıcı oldu.”

“Ne hakla bize karışıyorsun?” edebiyatına bakın!

Bir de bugünlerdeki tavrını hatırlayın ve tescilleyin artık: “Sen tutarsızlıkta bir numarasın!”

Sakın yanlış anlaşılmasın, biz de onun tersini yapıp, onun dünlerde sergilediği tavrı, bugün sergileyip, “Bize ne karışıyorsun?” demiyoruz. Diyemeyiz. Ama iftira etmeyin demeye de hakkımız olsa gerek.

Patronu yayınlattırdığı fotoğraflardan mahkûm oldu, kendisi de yazılarındaki  cinselliği istismar edici, tahrik edici ifadelerden mahkûm olacak.. Ama daha önemlisi, kamuoyunda “tutarsızlık”tan mahkûm olması!

Sınıftan kaytardığından, tam alamadığı azıcık din bilgisini de, bakın nasıl istismar ediyor: “Hiç kimse kalkıp da bana bu hayâsız operasyonun kaynağının ‘din’ olduğunu söylemeye kalkışmasın. Çünkü benim bildiğim din, insanların özel hayatlarına müdahale edilmesine şiddetle itiraz eder. En büyük günahların bile araştırılmamasını önerir. Her türlü özel durumun teşhirini ahlâka mugayir sayar, edebe aykırı bulur ve insan onurunu her şeyin üzerinde tutar. Eğer bu teşhir operasyonunu yapanlar, zihinlerinin bir tarafında ‘dine uygun davrandıkları’ kanaatini taşıyorlarsa, bilin ki onlar ‘köylülükleri’yle ‘din’lerini birbirine karıştırıyorlardır.”

Özel hayatın gizliliği.. En büyük günahların bile araştırılmaması.. Breh.. breh breh..

Çok komiksin Hakan çok!.. Bekliyorsun ki; şimdi de biz sana “Köylü müsün nesin sen? Özgürlük diye bir şey var” diyelim, değil mi?

Hayır beyefendi. Biz öyle demiyoruz. Genel ahlâk anlayışının dışına çıkılmanın, senin gibi bir gün yanında, bir gün karşısında durmuyoruz.

Dün ne diyor idiysek, bugün de aynısını söylüyoruz. Başkasında yanlış bulduğumuzu, kendimiz için doğru bulmuyoruz. Bulmayacağız. Ama, sizin baskınızla, insanlara çamur da bulaştırmayacağız.

Bu yazın, 3.5 sene önceydi. Şimdi dönmüş olabilir misin?

Tabii olabilirsin..

O senin mesleğin zaten..

O zaman yakın tarihden bir iktibas yapayım, ondan da döndün mü, sen açıklayıver!.. Önce olayı hatırlatayım. Hürriyet’te Ayşe Arman’ın köşesinde, (Tahminen mizansen bir fotoğraf ama, farzedelim gerçek olsun) türbanlı bir genç kız.. Sırtı dönük.. Erkek ise bir “bank”a oturmuş.. Bacakları açık. Kız, erkeğin üzerine abanmış.. Erkek de, kızın belinden iki eliyle kavramış.. Görüntü bu!

Medyada bu fotoğraf ile ilgili çeşitli görüşler kaleme alındı. Kimi türbanlının aslında bir gazeteci olup, mizansen olarak çekildiğini, kimi fotoğrafın Türkiye gerçeğini yansıttığını, kimisi ise yanlış bir görüntü olduğunu yazdı..

Peki tutarsız beyefendi ne yazdı? Buyrun hatırlayalım: “Bir süredir internet sitelerinde dolaşan ve geçen gün Ayşe Arman’ın sütununda da yayınlanan fotoğrafa dikkat ettiniz mi? Ben ettim ve ‘Budur işte! Budur abi!’ diye haykırdım. ‘Başımı da örterim, parkta sevgilimle de oynaşırım’ diyor lisan-ı hal ile o türbanlı kız... Saçının tek telini bile göstermenin günah olduğunu söyleyenleri de takmıyor, türbanın bir siyasi simge olduğunu söyleyenleri de... Türban karşıtı ‘Altı kaval üstü Şişhane’ diyecekmiş, türban yanlısı ‘Sen nasıl Müslümansın’ diye laf sokacakmış...

Umurunda bile değil.. Bütün türbanlılara ‘tornadan çıkmış’ muamelesi yapanlara, ‘türban’ ile ‘hicap’ arasında bağ kuranlara nanik yaparak, ‘Bir türbanlının uyması gereken kurallar’ tarzındaki emirnameleri elinin tersiyle itiyor.

Nefsine uyuyor, günah işleme özgürlüğünü sonuna kadar kullanıyor, türban takmanın azizelikle eşdeğer sayılmasına basıyor tokadı ve olayı normalleştiriyor... Kim ne derse desin: Ben bu fotoğrafa bayıldım arkadaş!”

Gördünüz mü utanmazlığı!.. Ahlâksızlığı teşvik için, “Günah işleme özgürlüğü” diyor.. Tüm insanların ahlâkını bozmak için bu satırları kaleme alıyor.. Cinselliği, uçkur peşinde koşmayı teşvik ediyor..

Sonra da yaşanıp yaşanmadığı bile kesinleşmemiş bir olay üzerinden, sadece ilgili kişiyi değil, masum insanları da suçluyor!

Ahlâk sıfır.. Tutarlılık sıfır.. Dürüstlük sıfır..

Patrona yalakalık, mütedeyyin insanlara kara çalma, ikiyüzlülük; 10 üzerinden 10!

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT