1. YAZARLAR

  2. Tamer Korkmaz

  3. "Türkler ne yaptı dedin sen?"
Tamer Korkmaz

Tamer Korkmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

"Türkler ne yaptı dedin sen?"

10 Nisan 2009 Cuma 12:18A+A-

O 'kader anı'nın yani 1 Mart 2003'ün öncesinde dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz Türkiye'yi ziyaret etmiş, ikna turlarını müteakip tezkerenin TBMM'den geçeceğinden emin bir şekilde ülkesine dönmüştü.

Washington'da "Irak'ın kuzeyden işgali" başlıklı plan tezkere oylamasından birkaç gün önce Dabılyu Bush'un önüne konulmuştu.

1 Mart günü, Bush Oval Ofis'te plana son şeklini verirken Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri oylamanın gidişatını ekrandan takip ediyorlardı.

İlk olarak "tezkerenin geçtiği" haberi gelmişti. Reuters ajansı da "Türk Meclisi ABD Ordusu'na topraklarını kullanma izni verdi" şeklinde flaş haber geçmişti. Dışişleri ekibinin derin bir "oh" çektiği esnada, TBMM Başkanı "tezkerenin geçmediğini" açıklıyor ve Amerikalılar yerle bir oluyordu.

Bush'a bu "felaket" sonucu haber verme görevini Dışişleri sözcüsü Richard Boucher üstlendi: Dabılyu yaşadığı şoktan dolayı elindeki dosyayı düşürüyor ve "Türkler ne yaptı dedin sen?" diye feryat ediyordu.

Times gazetesinin Bush yönetimine yakın kaynaklara dayanarak verdiği haberde 1 Mart'ın Oval Ofis'teki arka planı işte böyle anlatılıyor.

*

Tezkerenin reddedilmesini takip eden günlerde Irak Savaşı'nın mimarı olan "şahin"lerden Türkiye'yi hedef alan açıklamalar geldi. Paul Wolfowitz "Generaller Türkiye'ye liderlik etme sorumluluğunu yerine getirmemiştir" diyerek sert tepki gösteriyor; Washington, bu "dönüm noktası" neticeden Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ü sorumlu tutuyordu.

O dönemde "ulusalcı" çevrelerde Org. Özkök hakkındaki yıpratma kampanyası hızlanmış, ardından da Cumhuriyet'ten Mustafa Balbay imzalı "Genç Subaylar Tedirgin" manşeti gelivermişti.

*

Tezkerenin reddedilmesi, Türkiye'deki savaş yanlısı "iliştirilmiş medya" mensuplarını acayip rahatsız etmişti…

"ABD'nin bunun hesabını Türkiye'den mutlaka soracağını, ekonomimizin çökeceğini, en az iki nesil kaybedeceğimizi" ezcümle "mahvolduğumuzu" iddia eden sağlı sollu yorumlar medyayı kaplamıştı.

Amiral Gemisi'nin kaptan köşkünde oturan zat-ı şahane, tezkerenin reddedilmesinden sonra "Türkiye'nin menfaati" numarasına yatıp ABD tezleriyle uyumlu "felaket senaryoları" içeren büyük laflar etti ve finalde bütün tezlerinde yanıldı.

*

2003'ün ilkbaharından 2009'un Nisan'ına geldiğimizde köprülerin altından çok sular akmıştı.

Amiral Gemisi, pazartesi günkü sürmanşetinden "Welcome Mr. President" diye sesleniyordu.

Hürriyet, alt başlığında Barack Obama'ya şu ilginç satırlarla hitap ediyordu:

"Hoş geldiniz Sayın Başkan, ABD'nin dostu bir ülkeye geldiniz. Ama son 8 yılda gönlümüz kırıldı. Şimdi kırılan kalpleri onarma zamanı. Türkiye'ye hoş geldiniz."

Oysa, Bush'un sekiz yıllık iktidarı nedeniyle Türkiye'de kalpleri kırılmış olanların arasında Hürriyet yoktu!

Bush'u her adımında desteklemiş, cansiperane bir savaş taraftarlığı yapmış; tezkerenin reddedilmesinden sonra da Ankara'ya en sert eleştirileri yöneltmiş bir gazeteydi, Hürriyet…

Statüko'nun medyadaki "Amiral Gemisi" olarak yapmıştı bütün bu icraatı…

*

Altı yıl önce "tezkere reddedildi" diye öfke nöbetine giren Hürriyet'in son iki yıldır baskın bir özelliği daha var…

Nedir o?

Ergenekon Soruşturması'na karşı olması, ABD patentli Ergenekon örgütüne toz kondurmaması!

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT