“Türkiye'nin Refleksi Rusya'nın Hesabını Bozdu”
Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, İdlib'de 27 Şubat'ta Esed rejimince gerçekleştirilen hava saldırısının ardından Türkiye'nin gösterdiği askeri ve siyasi refleksin Rusya'nın hesaplarını bozduğunu söyledi.
İstanbul Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, son dönemde İdlib'de yaşanan gelişmeleri, AA muhabirine değerlendirdi.
Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından uluslararası siyasette konsept değişikliğine gittiğini kaydeden Babacan, İdlib'de rejim unsurlarının Mehmetçiği şehit etmesinden sonra Türkiye'nin Bahar Kalkanı Harekatı'nı başlattığını hatırlattı.
Türkiye'nin İdlib'de emperyal hedefler amacıyla bulunmadığını vurgulayan Babacan, Rusya'nın desteklediği Esed rejiminin İdlib'de, Soçi ve Astana mutabakatlarına aykırı şekilde sivilleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarını hedef aldığını belirtti.
Türkiye'nin İdlib'de etnik ve mezhebi katliamları engellemek için bulunduğuna dikkati çeken Babacan, "Esed Rejimi, Astana Mutabakatını ihlal ederek TSK'yı hedef aldı. Esed ve Rusya'nın İdlib'de saldırgan olmasının altında, 4 milyon insanı tabiri caizse süpürerek Türkiye'nin sınır kapılarına itmek yer alıyor. Temel hedefleri Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak. Orada yer alan insanlar onlar için önem taşımıyor. Yegane hedefleri Suriye'yi insansızlaştırmak. Bu süreç sonunda terör devleti oluşturmak istiyorlar. TSK, İdlib'de yaptığı operasyonlarda bölgede oluşabilecek PKK ve diğer terör unsurlarının olası saldırılarının önüne geçmek istiyor." diye konuştu.
"Rusya Türk insanını unutuyor"
Türkiye'nin bölgede yaptığı başarılı operasyonlar ve gösterdiği siyasi iradeyle Rusya'nın hesaplarını bozduğunu kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin 27 Şubat'taki hain saldırıdan sonra verdiği askeri refleks TSK'nın operasyon kabiliyetini de ortaya koydu. Operasyonların Türkiye ve Rusya arasında yapılacak görüşmeye kadar kararlılıkla devam etmesi bekleniyor. Rusya, Türkiye'nin operasyonlara somut bir şekilde devam etmesinden çekiniyor. Türkiye'nin masaya ne kadar güçlü geleceğini öngöremiyor. Putin'in üstü kapalı tehditleri bu yüzden. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov yaptığı açıklamada, 'Rusya, sahadaki tek meşru güç.' dedi. Burada 'Türkiye gayrimeşru' demek istiyor. O zaman Rusya, Türkiye ile Astana'da neden imza attı? Uluslararası hukuk meşruiyeti buradan gelir. Rusya, Libya'da darbeci Halife Hafter'i de devreye soktu, diplomasi masasına maksimum kozla oturmak istiyor. Türkiye ise 'Ben sahada gücümü gösteriyorum, daha da göstereceğim. Esedli bir Suriye'den bana bahsetme.' diyor. Rusya, 27 Şubat'taki saldırının ardından Türkiye'nin ateşkes talebiyle masaya oturacağını öngörüyordu ancak Türk insanını unutuyor. Türk insanı, hain saldırının ardından 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi refleks verdi."
"NATO'nun kırılgan noktası Sovyetler"
NATO'nun tarihsel süreçte Türkiye'nin doğrudan yanında olmadığını ifade eden Babacan, NATO ve özelde ABD açısından hassas noktanın "Sovyetler" faktörü olduğunu vurguladı.
ABD'nin alan hakimiyetini Rusya'ya tamamen kaptırmak istemediğini kaydeden Babacan, "Körfez krizinde, 2003 Irak krizinde hatta DEAŞ ve PKK'nın ülkemize saldırdığı durumlarda NATO, 5. maddeyi işletmedi. Bu durum psikolojik domino etkisi oluşturur. NATO ülkeleri içinde Rusya'nın hakimiyet sahası içinde olabilecek ülkeler mevcut. Bu ülkeler NATO stratejisi açısından kendisini tehdit altında hissetmemeli. Bu açıdan bakıldığında NATO, Türkiye'nin yanında olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
HABERE YORUM KAT