1. YAZARLAR

  2. Kurtuluş Tayiz

  3. Türkiye’nin gizli ordusu
Kurtuluş Tayiz

Kurtuluş Tayiz

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye’nin gizli ordusu

27 Kasım 2012 Salı 13:43A+A-

Türk Silahlı Kuvvetleri’nın dışında gizli bir ordumuzun daha olduğunu öğrendik. Meclis Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda, bu ordunun sayısı “yüzbinlerle” ifade ediliyor. Üyeleri sivil. Ama bir asker için gerekli olan nizami, gayrınizami bütün eğitimlerden geçirilmiş. TSK’dan ayrı silah depoları var. Üstelik kayıtdışı. Bu gizli ordunun adı Özel Harp Dairesi. Fakat faaliyetlerini rahat yürütmesi için kâğıt üzerinde adı Seferberlik Tetkik Kurulu olarak gözüküyor.

NATO merkezinden yönetilen Özel Harp Dairesi, Türkiye’de Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na bağlanmış. Daire, 1992’de Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan Özel Kuvvetler Komutanlığı’na dönüştürülüyor ancak sivil unsurları “başka” bir daireye bağlanıyor...

Aslında Türk Gladyosu’nun varlığı sır değil; kamuoyu bu yapılanma hakkında az çok bir şeyler biliyor. Sovyet işgaline karşı Batı’da kurulan bu gizli ordunun bir kopyası Türkiye’de de oluşturuldu. Tabii “Sovyet işgali” kısmı biraz kâğıt üzerinde kaldı. Türk Gladyosu daha çok “içeride” kullanıldı. Görev tanımı “geniş” tutularak toplumsal muhalefete karşı gayrınizami bir harp yürütüldü. Azınlıklara karşı geliştirilen 6-7 Eylül olayları ile Çorum ve Maraş katliamlarının perde arkasında Türk Gladyosu vardı. Gazetecilere, aydınlara, hatta başbakanlara yönelik suikastlara ve darbeleri hazırlayan pek çok toplumsal ve siyasal olaya bu dairenin adı karıştı.

Buraya kadar olan kısma kamuoyu pek yabancı değil; fakat bundan sonraki kısma dair de kamuoyu neredeyse hiçbir şey bilmiyor.

Soğuk Savaş sonrası Batı’da Gladyo deşifre edilip gizli orduları dağıtılırken bizdeki kılıf değiştiriyor. Meclis’te oluşturulan komisyonun hazırladığı rapora göre Doğu Bloku çözülüp Sovyetler çökerken, Türk Gladyosu yeniden yapılandırılıyor; sivillerin sayısında artışa gidiliyor, ayrı bir daireye bağlanıyor, psikolojik harbi yürüten bölüm özelleşiyor, askerî unsurlar ise Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda toplanıyor.

Ve 1990’lardan sonraki tarih aralığına dair her şey karanlıkta; elimizdeki bilgiler sadece Ergenekon soruşturması sırasında açığa çıkanlarla sınırlı. Üye sayısı yüzbinleri bulan bu gizli ordunun bütününe dair henüz aydınlanmış değiliz. Zira bu yapı, TBMM’de oluşturulan ve çalışmaları takdire değer olan komisyonun raporuna göre hâlâ sır niteliğinde. Ancak ortada şöyle bir sorun var; bu devasa yapının varlığını devlet onayı olmadan sürdürmesi imkânsız.

O hâlde, askerî vesayete karşı son yıllarda yürütülen sivil mücadeleyi de gözönüne alarak sormak gerekirse; bu gizli ordunun varlığı nasıl oluyor da devam edebiliyor? Ya da faaliyetleri dondurulmuş olsa bile, bu gizli teşkilatın varlığı hakkında Ergenekon soruşturmalarını dışarıda tutarak söylüyorum neden hiçbir işlem yapılmış değil? Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı ve daha başka büyük soruşturmalara karşın, neden Türkiye’nin bir Gladyo davası yok? Ergenekon’un bizzat Türk Gladyosu olduğunu öne sürenler az değil ama o zaman da şu soruya yanıt vermek zorundalar; nerede Ergenekon’un yüzbinleri bulan gizli ordusu? Böyle bir ordu açığa çıkarıldı da kamuoyu mu bilmiyor?

Kuşkusuz Türk Gladyosu henüz açığa çıkarılmış, deşifre edilip tasfiyeye uğratılmış değil. Bunun galiba en önemli nedeni Kürt isyanının sürüyor olması. Meclis Komisyonu’nun hazırladığı raporda dikkat çeken hususlardan biri de Türk Gladyosu’nun 1990’larda Diyarbakır, Elazığ ve İstanbul’da ayrı merkezler oluşturduğuna ilişkindi. Herhalde bu gizli ordu, olası bir Sovyet işgalini Diyarbakır’da karşılayamayacaktı, değil mi?

Türk Gladyosu dediğimiz yapılanma 1990’larda Kürt isyancılarına karşı yeniden reorganize edildi. Gömülen kayıtdışı silahlar da Güneydoğu’da kullanıldı. PKK’ya karşı gayrınizami harp yürütülürken de hukuk dışına çıkıldı. Ve bugün de savaş sonuçlanmadığı için de bu yapıya, bir şekilde, ihtiyaç duyuluyor. PKK’nın ayrılıkçı yapısı da devleti, bu yapılanmanın “varlığını” korumaya, sürdürmeye zorluyor anlaşılan.

Silahları susturmayı ve barışı konuştuğumuz bugünlerde öncelikli ihtiyaç bence devletin geçmişle yüzleşmesi. Bunu yapmak için de Meclis’te bir araştırma komisyonu şart. TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun bir benzerini Güneydoğu’da geçmişte devletin ve PKK’nın işlediği insanlık suçlarını araştıracak kurmak gerekiyor. Bu komisyon silahların susması kadar önemli. Kürtlerin güvenini başka türlü kazanmak zor.

[email protected]

TARAF 

YAZIYA YORUM KAT