'Türkiye'nin Desteklediği Muhalifler Vites Yükseltti'
SETA Dış Politika Araştırmacısı Acun, "Türkiye'nin desteklediği muhalifler son günlerde vites yükseltti, güneye doğru inmeye devam ediyorlar. Bab kentine 2 haftaya kadar ulaşmayı hedefliyorlar" dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteğiyle sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin, "Türkiye'nin desteklediği muhalifler son günlerde vites yükseltti. Güneye doğru inmeye devam ediyorlar. Bab kentine 7-8 kilometreye kadar yaklaşıldı, mevcut ivmeyle 2 haftaya bu kente ulaşmayı hedefliyorlar." dedi.
Acun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yeni güvenlik doktrini benimsediğini, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından uluslararası kamuoyuna duyurmadan önce Fırat Kalkanı harekatıyla muhataplarına gösterdiğini söyledi.
Acun, Bab çevresinde DEAŞ'ın ciddi savunma hatları oluşturduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Yine örgüt vur kaç taktikleri, bombalı araç saldırıları, el yapımı bombalar ve bubi tuzakları gibi savaş tekniklerini kullanarak muhaliflerin ilerleyişi yavaşlatmaya çalışıyor. Ebu Bekir el Bağdadi'nin yaptığı son açıklamalar ise bize örgütün, sonuna kadar kenti elinde tutmak için direnç göstereceğini ortaya koyuyor. Türkiye'nin son haftalarda doğrudan kendi hava kuvvetlerini Suriye içinde kullanamaması ve Uluslararası Koalisyon Güçleri ile hareket etme mecburiyeti bazı handikaplar yaratıyor."
"RAKKA OPERASYONU PYD İÇİN BÜYÜK MACERA"
Can Acun, PKK'nın Suriye örgütlenmesinin gönüllü olmamasına rağmen ABD'ye diyet borcunu ödemek için "Fırat'ın Gazabı" adıyla Rakka'ya operasyon başlattığını belirtti.
Bu operasyona Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altında Arap unsurların da katıldığını vurgulayan Acun, şöyle devam etti:
"Rakka operasyonunun başlatılması iki açından Türkiye'nin Bab'ı DEAŞ'tan temizleme sürecini kolaylaştırabilir. İlk olarak Afrin'de konuşlu PKK unsurları Mare'nin güneyinden rejimle de anlaşarak Bab'a doğru ilerlemeye çalışıyorlardı, bunun şu an durmuş olduğunu görüyoruz. İkincisi ise Rakka-Bab hattından aynı anda DEAŞ'a yüklenilmesi her iki kentin de direncini zayıflatacak bir baskı yaratacaktır. Rakka operasyonu PYD/YPG için çok büyük bir macera, DEAŞ'in kalesi konumunda olan Rakka'yı ABD'nin yardımına rağmen alabilmek hiç de kolay değil ve büyük kayıplar verilmesi çok olası."
"NEFRET TOHUMLARI TEPKİYE SEBEP OLACAK"
Acun, PYD/YPG'nin kontrol ettiği bölgelerde her geçen gün Arap nüfusunun arttığı ve bu durumun yönetilmez bir noktaya doğru gittiğini, beraberinde ise zayıflık ve ciddi dağılmalar getirebileceğini anlattı.
PYD/YPG'nin sahip olduğu kantonları birleştirebilmek ve yönetilebilir bir demografi oluşturabilmek adına Türkmen ve Araplara bölgelerde tehcir politikası uyguladığını dile getiren Acun, "Ancak Rakka gibi yüz binlerce kişinin ikamet ettiği ve tamamının Arap olduğu bu ölçekte bir yerde tehcir uygulanabilmesi mümkün gözükmüyor. Ayrıca PYD/YPG Kuzey Suriye sathında Arap ve Türkmenlere uyguladığı tehcir ve baskı politikalarından ötürü nefret tohumları ekmiş durumda, eninde sonunda bu karşı tepkiyi de beraberinde getirecektir." ifadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT