1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. LİBYA

  4. Türkiyeli Doktorun Libya Gözlemleri
Türkiyeli Doktorun Libya Gözlemleri

Türkiyeli Doktorun Libya Gözlemleri

Bir grup doktor ile birlike İnsani Yardım Vakfı (İHH) aracılığıyla Libya'ya giden yardım ekibinde bulunan Dr. Mevlit Yurtseven, gözlemlerini yazdı: "Dış müdahale devrimi çalmak demektir!"

12 Mart 2011 Cumartesi 15:02A+A-

05.03.2011 günü Al Bayda şehri meydanında Libya halkı ile birlikte kıldığımız Cuma namazında bir devrime şahit olduğumu hissettim. İnsanlar vakar ve neşe içinde, çocuklarının ellerinden tutarak şehir meydanına yetişme telaşı içindeydiler. Önce muhalif geçici hükümetin lideri Mustafa Muhammed Abdülcelil bir hutbe verdi meydandaki halka, siyasi gelişmeleri anlattı halkını bilgilendirdi, büyük ve gösterişli salonlarda değil, meydanlarda Cuma namazı öncesinde. Akabinde namaz için hutbe okundu. Arapça bilmememe rağmen hutbeyi dinlerken ağladım.

Namaz sonrası tek ses ve tek yürekten sloganlar atıldı; "Libya şehitlerine sahip çıkacak", "Libya'ya hürriyet" ve "Kaddafi defol". Ne kahrolsun Amerika ne de kahrolsun emperyalizm ne de bir başkası. 42 yıllık bir mücrime (suçluya) karşı (ki bu Libyalıların Kaddafi'yi tanımlaması idi) halkın Hılfu'l Fudul (Erdemliler Anlaşması) benzeri isyanı idi olan.

Açlık, sefillik yok Libya'da. Ekonomik sebeplerden dolayı isyan etmiyorlar. Açık ve net olarak demokrasi ve özgürlük istediklerini belirtiyorlar. Demokrasi onlar için açık, eşitlikçi, adaletçi ve katılımcı bir rejim demek. Ne eski Kaddafi'yi ne de yeni Kaddafileri istemiyorlar. Bu konuda son derece kararlılar.

MÜSLÜMANLARIN DEVRİMİ ANCAK İSLAMCI DEĞİL

Bu Müslümanların devrimi çünkü kendilerini öyle tanımlıyorlar ama İslamcı bir devrim değil. İdeologları ve ideolojileri yok. Hastanede yaralıları ziyaret ettiğimde hemen hepsi 18- 20 yaşlarında gençlerden oluşuyordu. Dr. Abdel Muin "Bunlar daha çocuk ne El Kaide ne de başka bir şey" diyordu. Her şey kendiliğinden gelişmiş, öncesinde bir organizasyon, bir örgütlenme yok.

Güçlü bir Ömer Muhtar hatırası var Doğu Libya'da. Ömer Muhtar ruhu her yere hâkim. Bu şartlar altında ne Amerika'nın ne de bir başka batılı ülkenin hiçbir şansı yok bu ülkede. Sonraki günlerde Bingazi'deki gözlemlerim de bu düşüncelerimi doğruladı. Kabile düzeninin geçerli olduğu Libya'da çöl bedevileri bu devrimi yapmaya kararlılar. Başlarındaki mücrimden mutlaka kurtulacaklar.

17 ŞUBAT GENÇLİK DEVRİMİ

Bingazi özgürlük meydanında yatsı namazını cemaatle kılan gençler bu kararlılıklarını açıkça ifade etmektedirler. Devrimlerine 17 Şubat Gençlik Devrimi ismini vermişler. Çünkü 17 Şubat 2005 yılında Kaddafi, Bingazi'de gösteri düzenleyen bine yakın Libyalıyı öldürdü. Gençlerde o anıyı taze tutmak için devrimlerine 17 Şubat adını uygun görüyorlar ve o gün sokaklara dökülüyorlar. 17 Şubat'tan beride gösteriler ve çatışmalar devam ediyor….

Libya'da olanları (Tunus ve Mısır da olanları da) kimsenin anlamadığı kanaatindeyim. Batılı ve batıcı liberaller, entelektüel bir kibir içinde bedevilerin bir devrim yapabileceğine inanmıyorlardı. Bunu anlayabiliriz oryantalist bir bakışla pis Arapları anlamaya gerek yok onlar için. Asıl Müslümanların Libya ve diğer devrimlere kayıtsızlığı, ilgisizliği ve bilgisizliğini anlamak zor.

Libya'daki partisiz, cemaatsiz, tarikatsız, örgütü, kanaat önderleri olamayan kadrolaşmamış, ağabeyleri ve büyükleri olmayan bir halkın ve gençlerin bir devrim yapması, İslam devletinin insan devleti olması gerektiği talebi bazılarımız için kabul edilmesi zor olsa gerek. Bunu kabul edip buna inanmaktansa Amerika ve İsrail'i içine alan komplolara inanmak daha kolay geliyor.

DIŞ MÜDAHALEYİ DEVRİMİ ÇALMAK OLARAK YORUMLUYORLAR

Beyaz Saray'daki bir basın toplantısında sözcüye Mısır'da olanları anlayıp anlamadığını sormuştu gazeteciler. Hâlâ anlayabildiklerine inanmıyorum. Eğer Amerika bir halkı harekete geçirip kendi iktidarını kurma gücüne sahipse, kitleleri harekete geçirecek organizasyonlara sahipse ve böyle inanıyorsak ABD'yi tanrılaştırıyoruz demektir. Amerika'nın son ana kadar Mısır'daki müttefikinden vazgeçmediğini hatırlatırım. Ya da kendini yakan gençlerin durumunu nasıl yorumlayacağız?...

Büyük devlet olmak çok boyutlu düşünmeyi gerektirir. Taraflarla görüşmek, bağlantılar kurmak, yeni pozisyonlara hazırlık yapmak bunun gereğidir. Bunun yapılması muhaliflerin Amerika'nın veya bir başka gücün adamı olduğu anlamına gelmez. Dış müdahale istemiyorlar ve bunun kendi iç işleri olduğu Bingazi'de yakılan mahkeme binasındaki basın merkezinin duvarlarında yazıyor: "Yapılacak dış müdahale devrimi çalmaktır."

BU ATEŞ TÜM ORTADOĞU'YU SARACAK

Libya'da olaylar kendiliğinden gelişti. Aynı Mısır ve Tunus gibi… Bu mücrim (Kaddafi) de diğerleri gibi gidecek. Bu ateş her yeri yakacak Ürdün, Suudi Arabistan ve Suriye. Bizim ve kimsenin anlayamadığı ise bu devrimin sahiplerinin kimler olduğu ve ne istedikleridir. Bunlar özgürlük isteyen gençler. Daha iyi bir hayat, daha iyi bir gelecek istiyorlar, saygı görmek ve refahtan pay almak istiyorlar. Kendilerinde bunu isteme hakkını görüyorlar. Bu çocuklar çok kanallı televizyon görmemişler kendi ülkelerinde.



BU BİR KARİKATÜR DEVRİMİ

Bu ezberleri bozan bir devrim ve geçiş sancılı olacak. Bu insanlar siyasi ümmetçi değiller. Fakat kardeşliğimizi ciddiye alıyorlar. Ülkelerini seviyorlar, daha iyi olmasını istiyorlar. Milliyetçi, ırkçı değiller. Bir karikatür devrimi yapıyorlar. Önce namaz kılıp,  kunut yapıyorlar, sonra da sinevizyon gösterileri ve yerel danslar yaparak sevinçlerini gösteriyorlar. Her cadde ve sokakta Kaddafi karikatürlerini müşahede edebiliyorsunuz.

Din onlar için kültürel bir faktör değil, dindarlar, namaz kılıp oruç tutuyorlar, ama şeriat devleti kurmak için çaba sarf etmiyorlar. Dünyanın bir başka coğrafyasındaki yaşıtlarından başka bir şey talep etmiyorlar aslında. Fransa veya başka bir ülkede yaşayıp bu talepleri dile getirseler kahraman olacaklardı. Avrupa da ki yaşıtları gibi yıkıcı değiller.

Onlara en ağır silahlarla saldıranlar kendi devletlerinin askerleri. Belki de bazılarımız meşru bir yönetime isyan olarak veya  "otoriteye fayda sağlamayacak şekilde başkaldırmak" olarak görüyordur olayı. İsimleri bizim basınımızda muhalif veya isyancı. Zannedersiniz ki ortada normal bir siyasi hayat var ve bazı muhalefet örgütleri mevcut iktidar partilerine karşılar.

DEVRİMİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE SAYGI DUYUYORUM

Kimse kimseye model değil artık İslami hareketler yerelleşmiş durumda. Dünyadan bihaber değiller. Herkesi tanıyor ve soruyorlar. Şöyle diyordu bir genç  "Erdoğan'ın Gazze çıkışını çok takdir ediyor ve beğeniyoruz fakat neden hâlâ bizi desteklemiyor?".  Bu devrimlerin asıl etkisi 20 yıl sonra çıkacak. Bu gençler, yetişkinleri olacak ülkelerinin. Bu taleplerini hayata geçirmek konusunda son derece kararlılar. Artık başlarında başka diktatörler olmayacak…

Bütün bunlar birer tespit. Benim yerinde gördüğüm, yaşadığım ve etkilendiğim şeyler. Ben bu ezberleri bozan devrim karşısında yeni nesil devrimcilere ve devrimlerine saygı duyuyorum.  Onlara güveniyorum. Onların çok güzel şeyler yapacaklarına inanıyorum. Bize düşen bu insanların taleplerini anlamak, yargılamak değil.

Sonuç her zaman istediğiniz gibi olmayabilir. Lanet olası bir reel politik ve ekonomik çıkarlar var ortada. Ama bunların hiçbiri dostluğumuzu belli edecek bir yudum su taşımamıza engel değil.

Dr. Mevlit Yurtseven / Timeturk

HABERE YORUM KAT