“Türkiye’deki muhalif Özbekler iade, işkence ve hapis tehdidi altında!”
Muhalif Özbeklerin Özbekistan ve Türkiye’de maruz kaldığı sorunlar üzerine bir basın toplantısı tertipleyen MAZLUMDER, yetkilileri duyarlı olmaya davet etti.
MAZLUMDER İstanbul Şubesinde gerçekleştirilen basın açıklamasında Türkistan-Der, ÖZKAD (Özbekistan Kültür Araştırma ve Dayanışma Derneği) ve Özgür-Der temsilcilerinin yanı sıra Özbekistan’da tutuklu olan kişilerin Türkiye’deki aile ve akrabaları hazır bulundu.
Özbek mağdurların yakınları adına Ufuk Çolak’ın bir konuşma yaptığı programda MAZLUMDER İstanbul Şubesi adına Yasin Dıvrak basın açıklaması metnini okudu.
Basın açıklamasının tam metni:
ÖZBEKİSTAN’DA İŞKENCEYE, TÜRKİYE’DE İADEYE SON:
TÜRKİYE’DEKİ MUHALİF ÖZBEKLER, İADE, İŞKENCE ve-HAPİS TEHDİDİ ALTINDA!
Özbekistan’da, İslam Kerimov’un 2016 yılında ölümünden sonra ağır baskı döneminin sona ereceği, daha insani bir yönetimin ortaya çıkacağı umulmuştu. Ümitleri besleyecek şekilde ezan okunması serbest bırakıldı; kadınların hicaplı olarak sokağa çıkabilmesi için bazı iyileştirmeler yapıldı; gözaltında ve cezaevinde işkence olayları azaldı.
Ne var ki Sovyet döneminden beri süregelen keyfi uygulamaların, baskıların ve yasakların büyük çoğunluğu hala devam etmektedir. Aranan veya gözetim altında tutulanların isimlerini içeren 17 bin kişilik “kara liste”, yeni başkan Şevket Mirziyayev tarafından 1000 kişiye indirilmişti. Sayı indirilmiş de olsa hiçbir yasal gerekçeye dayanmayan böyle bir listenin halâ var olması, Özbekistan’daki hukuk dışı durumu özetlemektedir. Kısmi iyileşmelere rağmen Orta ve Yüksek Öğretimde okuyan kız öğrencilere yönelik hicap yasağı devam etmektedir. Çocukların dini eğitim alması engellenmekte, “aşırılıkçı” olduğu iddia edilen kişilere yönelik keyfi gözaltı ve sorgulamalar sürmektedir. Farklı siyasi partilere ve özel medyaya (gazete, TV, internet) izin verilmemektedir.
Bu genel durum yanında özellikle gündeme getirmek istediğimiz konu ise Kerimov döneminde ceza kanununun “anayasayı ihlal” maddesinden, “extremist, fundamentalist, aşırı dinci” gibi isnatlarla soruşturulan veya hapse atılan Müslümanların durumudur. Herhangi bir eylem isnadı olmaksızın sadece düşüncelerinden/ inançlarından dolayı suçlanan bu kişilerin bazıları halen, uzun süreli hapis mahkumiyetlerini geçirdikleri hapishanelerdedir; bazıları ise Türkiye dahil başka ülkelere kaçmak zorunda kalmıştır. Son zamanlarda Türkiye ile Özbekistan arasında ikili ilişkilerin iyileşmesiyle birlikte Özbekistan istihbaratının Türkiye’deki muhalif Özbeklere dair listeler yolladığı ve iadelerini talep ettiği şeklinde haberler alınmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Göç İdaresi’nin de bu talepleri işleme koyup birçok kişiyi gözetim altına aldığı öğrenilmiştir. Geri gönderme Merkezi’ne konulan muhalif Özbeklerden bazıları, mahkeme kararları beklenmeden, avukat ve ailelerine haber verilmeden Özbekistan’a iade edilmiştir.
Şu anda, haklarındaki “sınır dışı” kararının uygulanmasını bekleyen birçok Özbek, GGM’lerde tutuluyor. Bu insanların hayatlarından, ailelerinin ve kendilerinin can ve mal emniyetinden endişe etmekteyiz.
Özbekistan’daki durumun iyileştiği düşüncesiyle ülkelerine geri dönen bazı “düşünce suçlularının” durumu ise bir başka endişe kaynağıdır. Özbekistan’a geri dönen birçok Özbek, Kerimov döneminde başlatılan soruşturmalara istinaden hapse atılmış, bazıları ağır hapis cezalarına çarptırılmıştır. Kerimov dönemi kadroları, Başkan Mirziyayev’in bütün müspet konuşmalarına rağmen, gözaltı, sorgu, yargı ve hapis yoluyla terör estirmeye devam etmektedir.
Bu konuya duyarlı STK’lar olarak:
- Özbekistan hükümetini Sovyet döneminden kalma baskıcı ve totaliter uygulamalardan vazgeçip insancıl hukuk zemininde hareket etmeye
- Türkiye hükümetini ise Özbekistan’daki insani şartlar düzelinceye kadar insan hakları hukuku gereği gözaltı ve iade işlemlerini durdurmaya davet ederiz.
HABERE YORUM KAT