1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. ''Türkiye'de İslami mücadele ve muhasebe'' 
''Türkiye'de İslami mücadele ve muhasebe'' 

''Türkiye'de İslami mücadele ve muhasebe'' 

Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde ''Türkiye'de İslami Mücadele ve Muhasebe''  başlıklı seminer programı İzmir Özgün-Der'den Hamza Akdeniz tarafından sunuldu.

08 Aralık 2024 Pazar 13:00A+A-

Hamza Akdeniz ''Türkiye'de İslami Mücadele ve Muhasebe'' başlıklı konuya tarihi arka planı anlatarak başladı. Akdeniz konu hakkında özetle şunları anlattı:

“Mücadele kavramı müslümanlar nezdinde hak ettiği değeri görmemektedir ve tam aksine pasifizm yaygın bir problem olarak karşımızdadır. Müslümanların sürece müdahale etmesinin tek yolu mücadele etmektir. Hayat ancak mücadeleyle değişebilir. Mücadeleyi kavrama noktasındaki zaaf, Allah'ın dinini hayata hakim kılma iddiasındaki Müslümanların sahip olduğu en büyük engellerden biridir. Her şeyi yoktan var eden ve kendisinden başka hüküm koyucu bulunmayan Allah'a teslimiyetin ön şartı, kainattaki her türlü otoritenin ilahlık iddiasını reddetmektir. Bu, mücadele doğası gereği çatışmayı doğuracaktır.

  Hedefe ancak bilinçli ve örgütlü çabalarla ulaşılabilir. İradesizlik, zaaflar ve muğlaklık, verilen emeğin silinip gitmesine yol açacaktır. Ataleti terk ve silkinme bu anlamıyla şarttır. Sünnetullah gereği, ortaya bir çaba koymadan değişim beklemek ise mümkün değildir. Nitekim Allah, “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.”(13/11) buyuruyor. Müslümanlar çabalarını gösterdikten sonra ise ümitvar olup takdirin Rab’lerinden olduğunu unutmamalıdırlar.

İslami mücadeleyi sürdürebilmek için  cemaat olmak mecburiyetimiz var. Rabbimiz cemaat olmanın önemini Âl-i İmran Suresi 104. ayette çarpıcı biçimde ifade eder: “Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler bunlar olacaklardır.” Rabbimiz kurtuluşun yolunun cemaat olmaktan geçtiğini ve İslami cemaatin görevini apaçık ortaya koymuştur. Bize düşen ise bu uğurda nitelikli birliktelikler için çabalamak ve istişari temelde kurulacak bu yapılarla hareket etmek olmalıdır.

İslam cemaatinin en mühim prensibi samimiyet, sadakat ve ihlastır. Bu ilkeler yapının çatısı hüviyetindedir. Yapıyı koruyan, iç bütünlüğü pekiştiren, cemaate ruh katan ilkelerdir bunlar. Cemaatin yegâne başarı sırrı ise kardeşlik ışığında oluşan birlik-beraberlik şuurudur 

 İslam coğrafyasında yaşanan bazı olumsuzluklar, başarısızlıklar, durağanlıkların İslami hareketin unsurları arasında bir takım sorgulama ve değişimlere yol açtığı bir gerçektir. Bu durumda ciddi bir muhasebe ihtiyacı da vakidir. Önce bireysel, sonra ise toplumsal/yapısal muhasebe yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde muhasebe/eleştiri kültürü yokluğu, düşüncede ve pratikte donukluk ve  hamasete boğulma riskini taşımaktadır.”

Program  sorulan soruların cevaplanması ile sona erdi..

HABERE YORUM KAT