Türkiye'de Cezaevleri Sorunu ve Müslümanlar
Türkiye’de cezaevleri sorununa müslümanlar olarak ideolojik-siyasi kimliğimizle tutarlı ve adaleti gözeten bir yaklaşım geliştirmek zorundayız.
RIDVAN KAYA, genelde kamuoyunun özelde de Müslümanların gündemlerinde çok az yer bulabilen bir konuyu, cezaevlerini yazdı. Özgür-Der’in düzenlediği “Cezaevlerinde Kardeşlerimiz Var!” forumunda konuşan Kaya’nın özet halinde yaptığı konuşmanın tam metni:
Cezaevleri Sorununa Daha Duyarlı Yaklaşmalıyız!
Türkiye’de genelde kamuoyunun özelde de Müslümanların gündemlerinde çok az yer bulabilen bir konudur cezaevleri. Gözden uzakta, dikkatlerden uzakta, gündemden uzakta kalır genelde. Oysa hayatın bir parçasıdır. Çok uzağımızda algılanmaması gereken mekanlardır cezaevleri. İnançları gereği daha adil bir dünya peşinde olan ve bunun gerektirdiği mücadeleyi vermekten kaçınmayan bireylerin göze alması gereken bir bedeldir. Zulmün egemen olduğu, İslam’ın adaletinden ve hakimiyetinden uzak sistemlerde adalet talebinde bulunan insanların bir biçimde yollarının geçtiği mekanlardır.
Nitekim halen dünyanın dört bir yanında olduğu gibi, yaşadığımız ülke zindanları da pek çok Müslümana ev sahipliği yapmaktadır. Zaman zaman bizlerce unutulan, unutulmaya terk dilen bu gerçeği hatırlamamız, birbirimize hatırlatmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden bu programın adını “Cezaevinde Kardeşlerimiz Var!” şeklinde belirleme ihtiyacı hissettik.
Cezaevlerinde kardeşlerimiz var ve çoğu zaman bizler hangi durumda olduklarını ve neler yaşadıklarını bilmiyoruz. Devam ede gelen eziyetler, haksızlıklar karşısında yeterince duyarlılık göstermiyoruz.
Cezaevleri: Sorun Yumağı
Oysa cezaevlerinde pek çok sorun yaşanıyor. Yoğun bir tecrit dayatması var, zaten dört duvar arasına kapatılmış ve toplumdan tecrit edilmiş insanlara zindanda da tecrit uygulanıyor. Bir araya gelmeleri, görüşmeleri, paylaşmaları engelleniyor.
Sevk sorunu son zamanlarda daha da sıklaşan bir zulüm. Haklarında mahkumiyet kararları verilen insanlar ailelerinin, yakınlarının bulunduğu şehirlerden çok uzaklara sürülüyorlar. Örneğin Diyarbakır’dan Tokat’a, Çorum’a vs. Bu insanların ailelerinin pek çoğu zaten maddi yetersizlikle karşı karşıya. Ve bu uygulama neticesinde insanların evlatlarını, eşlerini, babalarını görebilmeleri lükse dönüşüyor. Yüzlerce kilometre yol gitmek bir dert; çoğu şehir dışında bulunan cezaevlerine ulaşmak ayrı bir dert; çok kısa süre için izin verilen görüşmelerden sonra aynı yolu geri dönmek ayrı bir dert.
Sevk zulmü denilince buna yine son zamanlarda karşılaşılan bir sorun çıplak arama sıkıntısı da eklenmiş durumda. Bu çirkinlik, ahlaksızlık maalesef ciddi bir boyut kazanmış durumda. (...)
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...
HABERE YORUM KAT