Türkiye, Rusya ve İran’ın yıkıcı politikalarına karşı sağlam bir duruş sergilemelidir
Azerbaycan-Ermenistan savaşında Rusya’nın sözüm ona kendini geri planda tutup diplomasiyi öncelemesinin arka planını yorumlayan Kenan Alpay, Ermenistan’ın eli ayağı olmuş Rusya için İran’ın konumunu değerlendiriyor.
Kenan Alpay'ın yazısı:
15 Temmuz darbesinden kısa bir süre öncesine kadar Fethullahçı şebekeye yaltaklana yaltaklana şöhret ve servet kazanan kimi ahlaksız trollerin bir süredir Maocu Perinçek şebekesinin kuyruğuna takılıp bütün bir ülkeye “Tek Yol Avrasyacılık” reçetesi pazarladığını görmeyen kaldı mı hala!? Azerbaycan’a bağlı özerk Dağlık Karabağ ve 7 reyonu 30 yıla yakın bir zamandır işgal altında tutan Ermenistan’ın giriştiği katliam ve tehcir suçlarını Rusya’nın devasa desteğinden ayıklama gayretlerini mezkûr zevat Amerika’daki Ermeni lobilerinin, Fransa’daki Ermeni diasporasının rolünü olabildiğince abartarak maskelemeye çalışıyor. Garip ama analiz adı altında yazılanları okuyunca Dağlık Karabağ ve 7 reyonu 30 yıldır lobiler ve diaspora işgal altında tutuyor, katliam ve tehciri de onlar yapmış sanırsınız.
Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 beldede süregelen işgalin kronolojisini, yapıtaşlarını, ordu ve silah dengesini, strateji ve lojistiğini yani asli unsurlarını atlayarak Azerbaycan’a yönelik en son saldırısında Ermenistan’ı kimin kışkırttığını da desteklediğini de izah edemeyiz. Ne var ki son dönemlerde Amerika ve Avrupa’ya karşı beslenen halkı tepkiler Rusya, Çin veya İran cephesinden gelen tezlere sarılmayı, çıkış yolu gibi algılamayı salgın bir hastalık gibi yaygınlaştırdı. Diplomasinin her şeyden önce bir propaganda mesleği olduğunu, algı inşa etmek veya ters yüz etmek için devrede tutulduğunu, kitlelerin zihnine uzun erimli ipotekler koymayı hedeflediğini de hiçbir zaman akıldan çıkaramayız. Her türlü hastalığa ve musibete karşı tedbirli olduğumuz gibi doğu veya batı, emperyal veya despotik bütün devletlerin propaganda mekanizmalarına ve aktörlerine karşı da tedbirli olmak durumundayız.
Rusya ve İran Kötülük Yapmış N’olamaz
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçici ateşkesin ilan edildiği günün ertesinde Rus RBK televizyonuna yaptığı açıklamada aynen şu cümleyi kurdu: “Rusya Erivan'ı ücretsiz silahlandırıyor. Moskova Ermenistan'ın güvenliğini sağlıyor” (11 Ekim). Bir gün sonra Global TV’ye konuşan Aliyev, Ermenistan’ın Gence’de sivil halka yönelik saldırısının uluslara arası kamuoyunun gündeme getiriliş biçimini değerlendirirken bu kez şöyle bir cümle kurdu: “Biz kara propagandayla uzun zamandır yüzleşiyoruz. Bunun sebebi bazı ülkelerdeki (Amerika ve Fransa) Ermeni diasporalarıdır. Dünya basınında tahrif edilmiş malumatlar yer alıyor” (12 Ekim). Savaşın bir çok unsuru var ve hepsi bir uyum içerisinde ilerliyor elbette. Ancak Dağlık Karabağ meselesi üzerinden ilerleyecek olursak Ermenistan 1989’dan itibaren SSCB’nin bölgedeki zırhlı mekanize birlikleriyle derinleştirdiği işgal, katliam ve tehciri bu otuz yıl içerisinde Rusya’nın silah, istihbarat, lojistik desteğiyle kalıcı kılabildi. Aliyev açıkça Ermenistan ordusunu silahlandıran adresi Moskova olarak işaretlerken kara-progandanın üssü olarak (adlarını anmasa da) Amerika ve Fransa’yı işaretliyor.