Türkiye-Rusya Arasındaki İdlib Mutabakatı: Kalıcı Anlaşma Değil, Geçici Ateşkes
Samir el-Abdullah, Türkiye ile Rusya arasında İdlib konusunda varılan mutabakatı değerlendirdiği yazısında bunun kalıcı bir anlaşmadan ziyade geçici bir ateşkes olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.
Samir el-Abdullah’ın Orsam.org.tr’de yayımlanan analizi şöyle:
Rusya- Türkiye Anlaşmasının Geleceği ve Önündeki Engeller
5 Mart 2020 tarihinde Moskova’da Rusya – Türkiye müzakereleri gerçekleştirilmiş ve aşağıda belirtilen hususlar üzerinde anlaşmaya varılmıştır:
1. İdlib gerilimi azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetlerin 6 Mart 2020 günü saat 00:01’den itibaren durdurulması.
2. M4 karayolunun kuzeyinde ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenlik koridorunun oluşturulması. Söz konusu güvenlik koridorunun işleyişi ile ilgili esaslar Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları tarafından yedi gün içerisinde netleştirilecektir.
3. Türk-Rus ortak devriyelerinin 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba’dan (Serakib’in 2 km batısı) Ayn el-Havr’a kadar olan kesimi boyunca başlatılması.
*Bu protokol, imzalanır imzalanmaz yürürlüğe girecektir.
Bahsi geçen anlaşma kapsamında aşağıda belirtilen noktalara dikkat edilmelidir:
- Türkiye; ateşkes ilan edilmesini, göçmenlerin geri dönmesini ve insani yardımların devam ettirilmesini sağlamıştır. Bunun yanı sıra Rusya’yı ve rejimi İdlib topraklarını ve Türkiye sınırını kontrol etme fikrinden vazgeçirmiştir.
- Suriye rejimi, Rusya, İran sahada başarı elde etmiştir. İran ve Rus milisleri ve rejim ordusu, son savaştan önceki pozisyonlarına geri dönmeyeceklerdir.
- Türkiye, özellikle Halep-Lazkiye karayolu çevresinde ve karayolunun her iki yanında yaklaşık 6 km derinlikte bir devriye alanı oluşturulmasını sağlamıştır.
- Cenevre kararına ve BMGK’ya göre siyasi çözüm anlamına gelen 2254 sayılı karara bir kez daha dikkat çekilmiştir.
- Türkiye, Rusya ile yaptığı müzakerelerde konumunu güçlendirebilecek herhangi bir ABD veya Avrupa desteği almamıştır.
- Birçok anlaşmazlık noktası bulunmakla birlikte hem Rusya hem de Türkiye aralarında bir çatışma istememektedir. Nitekim her iki ülke de ilişkilerini koruyarak olası bir gerilimi önlemeye çalışmıştır.
- Rusya, Türkiye’nin Soçi sınırlarına çekilme talebini yanıtsız bırakmıştır.
- Türkiye, bu süreçte ABD’den ve Avrupa’dan gerçek anlamda bir destek görmemiştir. ABD ve Avrupa, sürece ilişkin açıklamalarda bulunmaktan öteye geçmemiştir.
- Anlaşma, bazı ülkeler ve uluslararası organlar tarafından talep edilen güvenli bir bölgenin kurulmasını içermemektedir.
- Halep-Şam (M5) karayolu olaylardan etkilenmemiştir. Halep-Şam karayolu rejimin kontrolünden sonra da aynı kalacaktır.
- Anlaşma, kalıcı bir anlaşmadan ziyade geçici bir ateşkes gibi görünmektedir.
- Rusya, operasyonları bir süre daha ertelemek niyetindedir.
- Rusya, Avrupa ve ABD’nin konumlarını ve Avrupa ve ABD’nin Türkiye’ye desteğinin boyutunu bilmeden taviz vermek istememektedir.
- Rusya, halihazırda yavaş ve ölçülü adımlarla hareket etmektedir. İdlib’deki senaryo diğer bölgelerde meydana gelenlerle benzerlik göstermektedir.
Engeller:
Olayların daha da netlik kazanması adına anlaşmanın şartları ve ayrıntıları beklenirken pek çok engelin de varlığı yadsınamaz:
- Türkiye, göçmenlerin geri dönmesi konusunda ısrarcı olmuştur. Ancak, göçmenlere gerçek anlamda garanti verilmemesi ve göçmenlerin geri dönmeleri hususunda yaşadıkları zorluklar nedeniyle vatandaşlar ülkelerine dönmeye sıcak bakmamaktadır.
- Türkiye ve Rusya arasında yapılan anlaşma, Türkiye’nin kontrol noktalarına değinmemiştir.
- Halep- Lazkiye yolunun kuzeyindeki bölgelerde sivilleri bombalayan rejim ve Rus uçaklarının bulunması sorunu ve Heyet Tahrir uş-Şam davası gündemi meşgul etmektedir.
- Rusya’nın hava saldırılarını durdurmak konusunda ne ölçüde kararlı olduğu ve Rusya’nın terörle mücadele bahanesi ile saldırılar düzenlemesi halinde Türkiye’nin nasıl bir tepki vereceği bilinmemektedir.
HABERE YORUM KAT