Türkiye Nusra'ya silah vermiş olsa buna kim neden üzülürdü?
İsmail Kılıçarslan, Sedat Peker’in çıkışıyla yeniden gündeme gelen Nusra’ya silah aktarıldığı iddiasını değerlendirdiği yazısında çok isabetli bir soru soruyor: “İddia edildiği gibi Türkiye, Nusra’ya silah vermiş olsa, bu kimi, niçin üzerdi?”
HAKSÖZ-HABER
İsmail Kılıçarslan, son olarak Sedat Peker’in çıkışıyla yeniden gündeme gelen Türkiye’nin Nusra’ya silah aktardığı iddiasını mercek altına aldığı yazısında, ilk olarak MİT Tırları olayıyla tedavüle sokulan ve sonra Suriye direnişinin düşmanlarınca ısıtılıp ısıtılıp bayat bir sakız gibi çiğnenmeye devam eden bu söylencenin hangi amaçlarla dile getirildiğini sorguladı.
Türkiye’nin Suriye direnişini desteklemekle birlikte iddia edildiği gibi Nusra’ya silah aktarmadığının altını çizen Kılıçarslan, velev ki aktarmış olsaydı bile bunun yine de bir kabahat değil onur duyulacak bir iş anlamına geleceğini vurguladı.
İsmail Kılıçarslan’ın Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan “Dallas’tan Sırlar Dünyası’na ya da bir vatan nasıl satılır?” başlıklı yazısında (1 Haziran 2021) “İddia edildiği gibi Türkiye, Nusra’ya silah vermiş olsa, bu kimi, niçin üzerdi?” sorusuyla alakalı vurgularından bazıları şöyle:
Asıl, temel, en geriden sormamız gereken soru şudur: İddia edildiği gibi Türkiye, Nusra’ya silah vermiş olsa, bu kimi, niçin üzerdi?
Hemen ve en başta üzülecek ilk kesim hiç şüphe yok ki Türkiye’deki etki alanlarını da, Türkiye düşmanlıklarını da hiç azımsamamamız gereken Nusayri-Esedci tayfa. Mezhebi vahşete dayalı örgütlerini “solcu-devrimci” sosuyla gizlemeye çalışan harf israfı örgütler kudururdu Nusra’ya silah vermiş olsaydık.
İkinci sırayı, mezhepçi pisliğini gizleme ihtiyacı bile duymayan, Suriye’de kan içen İran’ın alacağına şüphe yok.
PKK-YPG-PYD terör örgütlerinin de öfkeden deliye döneceğini öngörmek zor değil. Kendilerine bütün dünyanın silah verdiği bu örgütlere yurtdışından yüzlerce, binlerce asker de katılıyor biliyorsunuz. O silahlarla Bayırbucak Türkmenlerini ya da gariban Sünni Arapları “bire kadar kıramıyor” olmalarının başlıca nedeninin Türkiye’nin duruşu olduğunu bilmek kuduz köpekler gibi salya akıtmalarına neden oluyor. Türkiye, hem mazlumlara hem de soydaşlara sahip çıkmaya devam ettikçe oyunları bozuluyor. Avrupa ve Amerika’ya anlattıkları “özgürlük savaşçısıyız biz” masallarını her seferinde kesintiye uğratıyoruz. Onlar kudurmasın da kim kudursun?
MİT tırları komplosu, bütün bu unsurların kayıtsız şartsız destekleyicisi ve belli oranda planlayıcısı olan FETÖ tarafından dolaşıma sokulduğunda basitçe iki şey hedefleniyordu. Birincisi, Türkiye’de siyasal iktidarı yok etmek. Bakınız “AK Parti iktidarını değiştirmek”, “siyasal iktidar değişikliği yapmak” gibi başka tanımları bilerek, kasıtla kullanmıyorum. FETÖ’nün Türkiye düşmanlığı artık AK Parti’den de Tayyip Erdoğan’dan da bağımsız bir “Türkiye’yi yok etme” planına dönüşmüş durumdadır. Bunu görmemek için ya FETÖ’cü ya da kör olmak gerekir.
İkinci hedef ise Türkiye’yi uluslararası alanda çok zor durumda bırakarak Suriye sahasından temizlemektir.
HABERE YORUM KAT