Türkiye Müstakbel ‘Güvenli Bölge’de 140 Köy, 10 İlçe Merkezi Oluşturmayı Planlıyor
Türkiye'nin güvenli bölge planının ayrıntıları ortaya çıktı. Plana göre Fırat'ın doğusunda oluşturulacak güvenli bölgede 5 bin nüfuslu 140 köy ve 30 bin nüfuslu 10 ilçe merkezi bulunacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, New York'taki BM İklim Zirvesi'nde açıkladığı güvenli bölge planının detayları ortaya çıktı. Plana göre Suriye'de yabancı fonlarla oluşturulacak yeni yerleşim alanlarında köy ve ilçeler yapılacak.
Bugünkü çoğu gazetenin manşetten yer verdiği konuyla alakalı haber şöyle:
İLK ETAPTA 1 MİLYON SURİYELİYE YAŞAM ALANI OLUŞTURULABİLİR
Maliyeti 23,5 milyar euroyu bulacak bu alanlarda 200 bin konut yapılması ve 1 milyon kişinin yaşaması planlanıyor.
140 KÖY, HER HANEYE TARIM YAPABİLECEK ALAN
Güvenli bölgede 5 bin nüfuslu 140 köy olacak. Bu köylerin her birinde 350 metrekare alan içinde 100 metrakarelik evler olacak. Her haneye tarım yapabileceği arazi verilecek. Her köyde 1000 konutla birlikte 2 camii, 2 okul, gençlik merkezi ve spor salonu olacak.
HER BİRİ 30 BİN NÜFUSLU 10 İLÇE MERKEZİ
Planda 30 bin kişinin yaşayabileceği 10 ilçe merkezi inşa edilmesi de var. Her bir ilçede 100 metrekarelik 6 bin konut yapılacak. Toplamda 11 cami, 9 okul, 2 kapalı spor salonu, 5 gençlik merkezi kurulacak. 8 ilçede 10 yataklı, 2 ilçede 200 yataklı hastane olacak. Ayrıca ilçelerde sanayi sitesi kurulması da planlanıyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BM'DE AÇIKLAMIŞTI: "3 MİLYON SURİYELİYİ BU BÖLGEYE YERLEŞTİREBİLİRİZ"
ABD ile burada bir güvenli bölge oluşturulması konusundaki görüşmelerin sürdüğünü bildiren Erdoğan, "Niyetimiz, ilk etapta 30 kilometre derinliğinde ve 480 kilometre uzunluğunda bir barış koridoru tesis ederek uluslararası toplumun desteğiyle burada 2 milyon Suriyelinin iskanını sağlamaktır" dedi.
Erdoğan, haritadan göstererek, "Şu güvenli bölge ilan edildiğinde, bu güvenli bölgeye biz rahatlıkla 1 ila 2 milyon arasında göçmeni, mülteciyi yerleştirme şansına sahibiz. Burada gerek Amerika gerekse koalisyon güçleri Rusya, İran hep birlikte el ele vermek suretiyle, bu güvenli bölgede bu mültecileri çadır kentlerden, konteyner kentlerden çıkartıp buraya yerleştirebiliriz. Bunun adımlarını birlikte atmak lazım. Bunu tek başına Türkiye kaldıramaz. Şayet bugün bu noktada bir adımı atmamız lazım. Bu bölgenin derinliğini Deyrizor-Rakka hattına kadar indirebilirsek, ülkemizden, Avrupa'dan ve dünyanın diğer bölgelerinden kendi topraklarına geri dönecek Suriyeli sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz" diye konuştu.
"DESTEK GELİRSE İNŞAATLA İLGİLİ KISMINI ÜSTLENEBİLİRİZ"
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği New York'tan ayrılmadan önce beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, burada da güvenli bölgeye değindi.
Erdoğan şunları söyledi:
“Bir kere bu takvim şu anda işliyor. Bu takvim işlerken sınır boylarında bütün tedbirlerimizi almış bulunuyoruz. Bu tedbirlerin yanında son dönemde bölgede uçaklarımızı da uçurduk. Uçaklarımız da bölgede uçmak suretiyle zaten bu sürece devam etmekte olduğumuzun sinyallerini verdiler. Yani uçaklarımızın burada uçuşu herhalde boşuna değil. Bu basit bir seyrüsefer de değil. Türkiye oyalanacak bir ülke değildir. Şu anda sürekli tacizler altında olan benim vatandaşlarımdır. Bunun yanında da tabii yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bu mültecilerle ilgili olarak dünyanın da Batı'nın da hâlâ en ufak şekilde kılı kıpırdamıyor. Hepsi seyirci. Hepsinin bize söyledikleri şu, ‘Bu işi nasıl başarıyorsunuz? Bu işi buralara nasıl getirdiniz? 4 milyon mülteciye nasıl ev sahipliği yapıyorsunuz?' Tamam da bu sözün hiçbirisi bizim karnımızı doyurmuyor ki. Bir defa bize verilen sözleri yerine getirmiyorsunuz. 2016 yılında verdikleri söz 6 milyar Euro. ‘3'er milyar Euro olarak iki taksitte vereceğiz' dediler. 3 milyar Euro'da kaldı. Hep söylüyoruz, bizim şu anda 40 milyar doların üzerinde yapmış olduğumuz harcama var. Artık bu adımların atılması gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'na katılan liderlere Suriye'de oluşturulmasını önerdiği güvenli bölge konusunda hazırlanan bir kitapçığı dağıttıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii 480 kilometre uzunluğundaki bu güvenli bölge planlamamız aslında Trump'ın da ifade ettiği 20 mil anlayışını kapsayan bir derinliktir. Planlı bir çalışmayla 1-2 milyon civarında Suriyeliyi buraya yerleştirme şansımız olabilir. Burada 150-400 metrekare arasındaki alanlarda yerel mimari ile yapılmış ve ekip biçilebilecek bahçenin, icabında hayvancılık yapılabilecek ahırların olduğu binalarla birlikte bu insanları çadırlardan ve konteyner kentlerden kurtaralım istiyoruz ki bizdeki Suriyelileri de buraya sevk edebiliriz. Burada özellikle başta ABD olmak üzere Rusya, Almanya, Fransa'nın bize gerekli desteği vermeleri lazım. Eğer bu destek gelirse biz de bunun inşaatla ilgili kısmını üstlenebilir ve yoğun bir çalışmayla burada bu işleri tamamlarız.
Mülteci krizine dikkat çekmek için Genel Kurul'da Aylan (Alan) Kurdi bebeğin fotoğrafını gösterdim. Mülteci sorununa kökten kalıcı çözüm bulmak için Suriye'de akan kanın durması gerekiyor. Hem Cenevre hem de Astana süreçlerinde Suriye'de siyasi çözüm için Türkiye olarak yoğun bir çaba harcıyoruz. Anayasa Komitesi'nin kurulması önemli bir adım olmuştur. Çalışmalarına bir an önce başlamalıdır. Hem ulusal güvenliğimiz hem de mülteciler için güvenli bölgenin bir an önce kurulması gerekiyor. Bu konuda yaptığımız ön çalışmayı muhataplarımla paylaştım. Hatta bununla ilgili hazırladığımız kitapçıkları bütün liderlere bu vesileyle dağıttım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız bu konuya yönelik adımlarını attılar. Planlama ve projelendirme çalışmalarını yapmak suretiyle işi ciddiyetle ele aldık.”
HABERE YORUM KAT