1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Türkiye “korku tüneli”nden çıkıyor!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye “korku tüneli”nden çıkıyor!

10 Ağustos 2010 Salı 01:27A+A-

Her şey yolunda, YAŞ krizi bitti. Şimdi Ramazan’a giriyoruz.

Dilerim siyasi tartışmaların üslubu biraz yumuşar.
Devir teslim törenlerinde gidenler ve gelenler tartışma meydana getirecek sözler etmezler..
Yeni yönetimin göreve başlaması için 20, referandum için 33 gün kaldı..
“Hayır”cıların söyleyecekleri fazla bir şey kalmadı. Mizah konusu olmaya başladılar.. Artık sadece meydan okuyor ve tehdit ediyorlar..
Ama memlekette sıkıntı bitmiyor..
Hâlâ şu Heron tartışması bitmedi. Şaibe altındaki kişi ise Heronların bağlı olduğu komutanlığa getirildi. Genelkurmay ise hâlâ suskun.. Tepedekiler, hırsızı ihbar edeni yakalama peşinde sanki..
Bu olay son derece önemli.. “Kürt Ergenekonu” ya da Türk Ergenekonunun PKK ile derin buluşması bu olayda deşifre oluyor sanki..
Millet Başbuğ’dan bir açıklama bekliyor.. CHP bile bu talebe destek vermek zorunda kaldı..
Şimdi gündemde HSYK var.. Balyoz sanıklarının nasıl tahliye edildiğine ilişkin haberlerin gölgesinde yeni atamalar gündemde..
Başbakanın YAŞ’daki performansının bir benzerini şimdi HSYK’da göreceğiz.. İddianamelerde adı geçen birtakım kişilerin kritik noktalara getirilme çabası HSYK’yı gündeme oturtacak gibi..
Aslında bu tartışmaların bitmesi için bir ay gibi kısa bir süre kaldı.. Anayasa referandumundan sonra yargının üzerindeki derin vesayet de son bulacak.. Ama birileri sonuna kadar direnmeye devam ediyor..
Hâlâ ifade vermeye gelmeyen sanıklar var. Onlar da gündemde olacak bu arada.. Balyoz sanıklarını bir şekilde bugün için kurtarmış gibi gözükseler de, Andıç soruşturması ve şu internet soruşturması hâlâ gündemde..
Aslında yargı ve TSK daha bir süre gündemde kalacak gibi.. Yeni komuta kademesi kendi içinde bir temizlik yapacak mı? Bazı kişiler görevden alınacak mı göreceğiz. Ama tabii bunun için bu referandum sürecinin geçilmesi gerekiyor..
Ama bu arada TSK içinde başka tartışmalar da var. Mesela Kıyat’ın açıklaması önemli. Kıyat tanıklık yapar ve ne anlatmaya çalıştığı şey hakkında bilgi, belge ortaya koyarsa yeni bir süreç başlayabilir. Hem bu işin siyasi boyutu ortaya çıkar, hem de bu yapının TSK içindeki tepe isimleri deşifre olur..
Kıyat’ın açıklamasının ardından Yeşil’in sağ kolu olduğu söylenen Yusuf Tek’ten bir haber geldi.. Gazete haberlerine göre Ergenekon savcıları, bir ihbar mektubu üzerine harekete geçtiler. İhbarda, Cem Ersever, Behçet Cantürk cinayetlerinden sorumlu tutulan Yusuf Tek’in savcılara konuşmaya ve bildiklerini anlatmaya hazır olduğu belirtiliyor.. Haberlere göre Tek, “Devletin istediklerini yaptım. Savcılara da konuşurum” diyor. Aslında bu açıklama Atilla Kıyat’ın iddiaları ile de örtüşüyor..
Görünen o ki, bu durumda olan tek isim Atilla Kıyat olmayacak. Bunun arkası gelecek.. Bu süreçte ASDER üyelerine de büyük görevler düşüyor..
Bunlar da insan, yaşanan olayların vicdani sorumluluğunu ömür boyu taşıyamazlar. Bunun ülkeye maliyeti ortada.. Burada asıl önemli olan tetik çekenlerden önce bu kanlı senaryoyu yazan ve yönetenlerdir..
Emekli Albay Hasan Tüysüzoğlu’nun Eşref Bitlis ile ilgili anlattıkları da aynı iddiaların gerçekliğine işaret ediyor..
İşin güzel yanı birileri bildiklerini anlatmaya, tanıklık etmeye hazır..
Türkiye korku tünelinden çıkıyor. Bu önemli.. Birileri tutuklandıkça, birileri sanık sandalyesine oturtulup, hesap sorulmasına başlanınca, bu kanlı geçmişe tanıklık eden birileri artık daha büyük bir cesaretle bildiklerini anlatmaya başlıyor..
Birtakım media, yargıç, politikacı ya da bürokratın son zamanlarda seslerini yükseltmeye ve tehditlerini artırmaya başlamalarının da sebebi bu olsa gerek. Karanlıklar aydınlanıyor ve gerçekler ortaya çıkıyor..
Düne göre bugün Türkiye daha güven içinde.. Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor.. Göreceksiniz, bundan sonra bu süreç daha da hızlanacak.. Bugün bir şekilde, yargıyı baskı altına alarak sanıkları kurtaranlar ya da yargının kararlarına uymayanlar, yarın o cesareti bulamayacaklar..
En önemli yanı ise bu işin, halk artık bazı gerçeklerin farkına vardı. “Komplo teorisi” kandırmacasına inanmıyor artık insanlar.. Şu referandum sürecinde, CHP, MHP ve BDP içindeki derin unsurlar ve derin hesaplar da deşifre oldu..
Ergenekoncuların sistem içindeki rolleri artık tek kullanımlık haline geldi.. İlk operasyonlarında deşifre oluyor ve dışlanıyorlar. Şimdi Ergenekoncuları sanık sandalyesine oturmaktan kurtaranların kendilerinin sanık sandalyesine oturtulmalarına çok kalmadı..
Bana kalırsa bu işin yakında sermaye içindeki uzantıları da ortaya çıkacaktır.. Kızılca kıyamet tepedeki siyasiler, tepedeki sermaye ve tepedeki paşalar ortaya çıkınca kopacak. Bunların karanlık ve kanlı senaryolarının içinde uyuşturucudan işrete kadar daha nice mübtezel ayrıntılar gizli sanki.. Panik içinde fevri birtakım çıkışları daha kolay deşifre olmalarını sağlayabilir. Kimi gizlenmeye çalışırken, kimi meydan okurken kendini ele verecek.
Etraflarındaki çember her geçen gün daralmaya başladı ve düne kadar en yakınında tuttukları isimler bile bugün artık başka vadilerde dolaşıyorlar..
Bu işler böyledir, ayakta iken elinizi öpenler, oturduğunuz da ya da korkup, yılgınlık gösterdiğinizde saldırırlar, düştüğünüzde ise ilk tekmeyi en yakınınızdakinden yersiniz.. Kimi vicdan zonklamasından kurtulmak için konuşacaktır, kimi karşı taraf konuşmadan kendisi konuşup, kendini aklamaya çalışacaktır..
İşaretler eski derin güçlerin güneşinin batmaya başladığını gösteriyor. Şimdi karanlıkta kör dövüşüne hazır olun.
Ama dilerim öte yandan yeni bir derin yapı oluşturulmasın da. Kimine göre oluşmaya başladı bile.
Selâm ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT