Türk roman tarihi 'sahih' midir?
Osmanlı-Cumhuriyet modernleşme sürecinin edebiyata ve özelde romana intikal ediş tarzı, bazı meselelerin ısrarla göz ardı edildiğini gösteriyor. Bu meselelerin başında da, gerek Tanzimat ve gerekse Cumhuriyet romanlarında, bize mahsus modernleşme veya batılılaşmayı taşıyan karakterlerin 'sahih' kimlikler olup olmadıklarıdır. 'Sahihlik'ten, toplumdaki modernleştirici dönüşümlerle roman karakterleri arasındaki mütekabiliyet ilişkisini anlıyorum.
Bu durumda iki ihtimal sözkonusudur: Ya (i) Tanzimat ve sonrası Osmanlı-Cumhuriyet romanındaki modernleşmiş görünen karakterler, Osmanlı-Türk toplumundaki dönüşümlerle birebir ilişki içinde ve dolayısıyla bu dönüşümleri 'doğru' temsil eden 'sahih' kimliklerdir, -ki, bu durum, Türk Modernleşmesinin bizzat kendisinin 'gayrısahih' olduğunu gösterir. Bu, Osmanlı modernleşmesinin Recaizâde'nin 'Araba Sevdası' romanının başkişisi Bihruz Bey ve onu takip eden 'alafranga züppeler' tarafından doğru temsil edildiği anlamına gelir. Ya da, (ii), Modernleştirici dönüşümlerle roman karakterleri arasındaki ilişki 'sahih' bir ilişki değildir ;- ki, bu takdirde de, Türk Modernleşmesi, edebiyat sosyolojisi açısından Osmanlı-Cumhuriyet romanında 'doğru' temsil edilmiyor demektir.
Osmanlı-Cumhuriyet modernleşmesini roman karakterleri üzerinden okumanın ortaya çıkardığı bu meselenin bugüne kadar üzerinde gereğince düşünülmüş ve tartışılmış bir mesele olduğu kanısında değilim. Zira konu, son kertede, Osmanlı-Cumhuriyet Modernleşmesinin 'sahih' olup olmadığının açığa çıkması, yani, hakikatin ifşası demek olacaktı. Kemalist ideoloji, edebiyat sosyolojisinin bu en esaslı ve en temel konusunun ifşasını, kendi edebî kanonunu inşa ederek örtbas eder. Cumhuriyet ideolojisinin edebî kanonu, Cumhuriyet modernleşmesinin, Mustafa Kemal Atatürk gibi ideal bir model üzerinden, Bürokrat devrimciler vasıtasıyla gerçekleşmiş olduğunu, 'sahih'liğin kriteri olarak kabullenir. Evet, ama bu, sadece Cumhuriyet dönemi romanları için geçerlidir. Ya Tanzimat Modernleşmesi ve Tanzimat romanı?
Kemalist ideoloji, Tanzimat modernleşmesi konusunda sessiz kalır ve Tanzimat modernleşmesinin Büyük Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa, Şinasi, Namık Kemal gibi Bürokratlar tarafından inşa edildiğinin hiçbir biçimde gösterilmediği Tanzimat romanında, bu modernleşmenin Bihruz Bey, Felatun Bey, Şatırzade Şöhret Bey, Ali Bey gibi, Şerif Mardin'in deyişiyle, 'aşırı Batılılaşmış' kimlikler ya da Berna Moran'ın deyişiyle, 'Alafranga Züppeler' tarafından temsil edilmiş olarak gösterilmesine itiraz etmez.
Kemalist ideoloji Tanzimat modernleşmesi konusunda sessiz kalmıştır, evet, çünkü, Osmanlı-Cumhuriyet Modernleşmesindeki süreklilik ve devamlılığın örtbas edilmesi gerekmiştir. Tanzimat Modernleşmesinin de Cumhuriyet Modernleşmesinin de sivil ve asker bürokratlar tarafından hayata geçirilmek istenmiş olmasına rağmen, Tanzimat modernleşmesinin 'Alafranga Züppe', Cumhuriyet Modernleşmesinin ise 'Bürokrat devrimci' roman karakterleri vasıtasıyla edebiyata taşınması, işte tastamam bu bağlamda göz ardı edilmiştir.
Gelelim asıl meseleye: Yukarıda belirttiğim iki ihtimalin yanı sıra bir üçüncüsü var: Cumhuriyet modernleşmesinin bizzat kendisinin 'sahih' olup olmadığı! Tanzimat romancıları Osmanlı Modernleşmesinin 'Aşırı Batılılaşmış' yanını öne çıkarmakla, bu modernleşmenin 'sahih' bir modernleşme olmadığını ifşa etmekte bir sakınca görmemişlerdir; çünkü onların bu 'sahih'liği temsil etmelerini önleyen bir edebî kanon mevcut değildir. Buna karşılık, Cumhuriyet modernleşmesinin 'Bürokrat Devrimci'ler tarafından inşa edilmiş olması, romanda modernleşmenin bu bürokrat kimlikler tarafından 'doğru' temsil edildiğini gösterse bile, modernleşmenin 'sahih' bir modernleşme olduğunu göstermez.
Aslında süreklilik ve devamlılık bir kesintiye uğramadı. Tanzimat'ın Bihruz Bey'i neyi temsil ediyorsa, mesela Yusuf Atılgan'ın 'Aylak Adam'ı C de, tastamam onu temsil ediyor. Bihruz Bey'den C'ye, Alafranga züppe sadece kılık değiştirdi;- hepsi o kadar!
(Bu meseleye devam edeceğim.)
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT