HAKSÖZ HABER

RTÜK’ün bazı dijital platformlardaki yapımlara sapkınlık propagandası yapmaları sebebiyle ceza kesmesi sonrasında RTÜK’ün CHP’li üyesi Tuncay Keser itirazlarını dile getirmiş. RTÜK benzer sebeplerle daha önce de ceza uygulamasına gitti. Her seferinde farklı tepkilerle karşılaşan RTÜK’e yönelik itirazların ahlaki hiçbir meşruiyeti yok. Ancak sorun sadece bunu belirtmekle bitmiyor.

RTÜK’ün CHP’li üyesi Tuncay Keser, VOA’ya yaptığı açıklamalarda dijital platformlara yapılan müdahaleleri eleştirirken mevzuattaki boşlukları kullanıyor. “Yetişkinlerin izleyebileceği şekilde sunulan dizi / sinema filmi nedeniyle, kişilere, bölgelere veya zamana göre bile değişiklik gösteren milli ve manevi değerlerin ihlal edildiğini varsaymak zorlayıcı bir yorumdur. Türk aile yapısına uygunluk ölçütünün de somutlaştırılması mümkün değildir. Yabancı ülke kaynaklı yapımların hemen hemen hepsi için farklı dünya görüşüne sahip kişilerce aile yapısına aykırılık değerlendirmesi yapıldığı görülecektir. Bu yorum doğrultusunda ailenin korunması gerekçesiyle başka ülke yapımlarının tamamı Türkiye için yasaklı hale gelecektir. Burada sorulması gereken soru şudur, yetişkin insanlar ücret ödeyerek ve şifre ile girecekleri dijital platformlarda içeriği suç oluşturmayan yapımları kendileri seçerek izleyebilecek mi, yoksa RTÜK’ün genel ahlak tanımına uygun olanları mı izleyecek? RTÜK’ün yetişkin insanlara aile modeli dayatmak gibi bir görevi yoktur. Günlük siyasi tartışmalar üzerinden gündem oluşturarak, tüm medyaya göz dağı veriliyor.“

RTÜK’ün sık sık kullandığı “Türk aile yapısı” kavramlaştırmasının muğlaklığından istifade eden Keser bu noktadan hareketle ahlaki açıdan oldukça sorunlu fikirlerine meşruiyet sağlamaya çalışıyor. Keser’in niyetinin ahlaksızlığın normalleştirilip yaygınlaştırılması olduğuna şüphe yok. Zira verilen bu cezalar sapkın ilişki biçimlerinin yaygın olarak kullanıldığı yapımları hedef alıyor.

CHP’li Tuncay Keser’in ahlaki açıdan sorunlu görüşlerini bir yana bıraktığımız vakit “Türk aile yapısı” tanımlaması etrafında tartışma yürütmek işlevsel olabilir. Yeryüzünde varlığını sürdürmek için ahlaki değer yargılarını temel ölçü olarak belirleyen milyonlarca insan var. Ahlakın insan için belirleyiciliği de sayıca çok kalabalık farklı kültür ve dilden insan için doğal bir yönelim içermesinden kaynaklanıyor.

RTÜK’ün uyguladığı cezalarda “Türk aile yapısı” gibi coğrafi, kültürel ve etnik sınırlarla daraltılmış bir tanımlamaya başvurması Keser örneğinde olduğu gibi ahlaki açıdan oldukça sorunlu bir yerde duran müfsitlere mazeret sağlamaktan başka bir işe yaramıyor.

Bunun dışında esas mesele ise insanın varoluşun kast eden ideolojik dayatmaya karşı bu tarz indirgemeci ve muğlak tanımlarla mücadele etmek bizleri zaaflı bir konuma düşürüyor. “Türk aile yapısı” yerine insanların tümünün taşıdığı ahlaki ve dini esaslara vurgu yapılması muarızların ahlak dışı dayatmalarına söz konusu olduğunda daha sağlam bir duruş ortaya konulmasını sağlayacaktır!