HAKSÖZ-HABER

Türkiye İstatistik Kurumu 2021'in Haziran ayında açıklaması gereken 2020 yılına ilişkin ölüm istatistiklerini altı ay gecikmeye rağmen hala açıklamadı.

Haziran ayında yaptığı bir duyuru ile "henüz çalışmaların tamamlanmamış" olduğu mazeretiyle istatistik bülteninin ileri bir tarihe ertelendiğini belirten kurum 2022 yılına girmemize rağmen hala yeni bir açıklama yapmadı.

Haziran ayında BBC'de yer alan bir habere göre eski TÜİK Başkanlarından Birol Aydemir istatistiklerin pandemi dönemindeki günlük ölüm oranlarındaki tutarsızlık ya da verilerin Sağlık Bakanlığından alınamaması sebebiyle yayınlanmamış olabileceğini söylemişti.

Her iki durum da ayrı ayrı garipliklere işaret ediyor. Veriler tutarsız ise niye tutarsız, değilse bakanlık neyi niye saklıyor?

Aydemir verilerin yayınlanmamış olmasını "facia" olarak tanımlarken bu durumun Türkiye açısından sakıncalı olacağını ifade etmişti.

Öte yandan TÜİK kişi başına gayri safi gelir bültenlerinde nüfus değişim oranlarını yayınlayarak üstü kapalı olarak ölümlerin yüksek olduğunu belirtmiş oldu. Peki, bu oranları hesap edebilen TÜİK elindeki ölüm rakamlarını niye şeffaf bir şekilde halka açıklamıyor?

Normalde birçok ülke ve uluslararası kurumdan daha önce veri yayınlayan TÜİK bu konuda diğer kurumların karşısında nal topladı.

Aralık ayında DW'de yer alan bir haberde Arjantin'in resmi istatistik kurumunun verileri çarpıtma sebebiyle uluslararası tahkime gittiği söylenmiş ve TÜİK'in enflasyon verilerindeki şaibeli hareketleri sebebiyle benzer bir netice görebileceği belirtilmişti.

TÜİK'in enflasyon konusundaki güvenilirliği günden güne düşerken, ölüm istatistiklerini halen yayınlamamış olması da kurumun itibarını zedeliyor ve yayınlanan tüm verileri güvensiz kılıyor.