TSK, bu torpillere niçin sessiz?
Ergenekon sanıklarından Levent Göktaş’ın, bir yakını için, Güneydoğu’ya gitmemesi amacıyla yaptığı telefon konuşması ile ilgili haberi, hemen aşağıda okuyacaksınız.
Bu haber, ilk torpil haberi değil.
Daha önce de, emekli General Veli Küçük’ün, birçok tanıdığı için yaptığı torpil amaçlı görüşmelerin haberini okumuştuk.
Şimdi de; kartel medyasının, “Güneydoğu’da kahramanca savaştı” dediği Levent Göktaş’ın torpil görüşmesi ortaya çıktı.
Torpil talepleri, emekli askerlerden gelse de; torpil talebini yerine getirenler, muvazzaf subaylar!
Dolayısı ile; sadece “sivil yargı”yı değil, “askeri yargı”yı da ilgilendiren bir konu var burada.
Fakat, askeri yargı sessiz.. Askeri yargı adına, askeri savcılık sessiz.. Askeri savcılığın yanı sıra, Genelkurmay Başkanlığı da sessiz!
“Güneydoğu’ya gitmesinler.. Batı’da bir yere verelim” taleplerinin iletildiği ve bu talepleri “emredersiniz” mantığı ile karşılayan muvazzaf subaylar hakkında “soruşturma başlatılmıştır” şeklinde bir açıklama henüz gelmedi..
Peki; Güneydoğu’da askerlik yapmak, torpili olmayan çocukların vazifesi mi?
Niçin bazı çocuklarımız Güneydoğu dahil, Türkiye’nin her yerinde askerlik yapmaya aday da, bazı çocuklarımızın askerliğinin Güneydoğu hariçte tutularak yerine getirilmesi ayrımcılığı soruşturulmuyor?
Son mayın patlaması ile verdiğimiz şehidlerin cenazeleri dün toprağa verildi..
İyi de; Veli Küçük’ün,LeventGöktaş’ın torpil yaptığı “yakın”larının çocukları niçin bu tehlikeyi göğüslemiyorlar!
Birileri, “bu göğüslemeyi” niye engelliyor?
Engelleyenler, niçin soruşturulmuyor, gerekli müeyyidelere muhatap olmuyorlar?
TSK niçin, asker dağıtımını “şeffaf” ve “hesap sorulabilir” bir usûlle yapmıyor?
Bakın yine dün, Çukurca’da şehid düşen askerlerimizin cenazeleri toprağa verildi..
Oysa; 27 Haziran 2007’de, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ, açık bir taahhütte bulunmuştu: “Mayıs 2008 tarihinden itibaren Güneydoğu’da iç güvenlik harekât bölgesindeki komando birliklerinde yedek subaylar bulunmayacak!
Mayıs 2009’dan itibaren er ve erbaşlar görev almayacak, terörle mücadele büyük bir profesyonel güç haline getirilecek. Erbaş ve erlerin yerine, uzman çavuşlar görevlendirilecek”
Taahhüt bu idi.
Ama 2009 Mayıs ayının sonuna geldik, yine eski uygulama devam ediyor..
Kimse sormuyor, “Sayın komutan, verdiğiniz sözler niçin hayata geçirilmedi?”
Medya, şehid haberlerini klasik söylem ile aktarıyor: “Askeri araçta bulunan 6 asker şehit düşerken, 8’i yaralandı. Şehit askerlerden 4’ünün Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı, 2’sinin ise Kayseri Komando Tugayı’na bağlı askerler olduğu belirtildi.”
Hani artık komando er ile terör operasyonu yoktu? Niye hâlâ eski usûl devam ediyor?
Hayır; terörle mücadelede kimsenin moralini bozma niyetimiz yok. Tam aksine, terörle mücadelede çok daha kararlı olunmasını, gazetecilerin bile gidip röportajlar yaptığı terör elebaşlarının, askerlerimiz tarafından yerlerinin tespit edilip, niçin vurulmadığını soruyoruz, sorguluyoruz.
Ama; bunun yanı sıra, Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturan generalin de verdiği sözü sorgulamamız gerekir. Verilen sözdeki son tarih dolduğu halde, niçin hâlâ o bölgede “komando er” diye tanımlanan askerlerle operasyonlara çıkılıyor, izah edilmelidir.
Hiçbir şey yapılamıyorsa, bari “Yani, Güneydoğu’ya gitmesin, öncelikle yani.. Amaç o yani” diyenlerin soruşturmaları yapılsın. Kendilerine ceza verilemiyorsa, bu çirkin talebi dinleyip, “Tabii tabii, tabii” diyen muvazzaflar için gereken soruşturmalar yapılsın..
Emekli de olsalar, bu kirli talepleri yapanların, askeri unvan kullanmalarının önüne geçilmesi sağlansın.. “Bu adamlarla, TSK’nın hiçbir ilişkisi yoktur. Kendilerine verilen tüm unvanlar da geri alınmıştır” açıklaması yapılsın!
Yapılsın ki; medyadaki savunucuları da, “Güneydoğu kahramanı” diye, bu adamların avukatlarına ekranları açmasınlar!
Açamasınlar!
Sadece Ergenekon savcısının üzerine yıkmayalım bu rezaletlerin sorgulanmasını..
Sadece Ergenekon davasını yürüten mahkeme heyetine bırakmayalım bu işi!
TSK da, üzerine düşeni yapsın..
Yapsın ki; “durumdan vazife çıkartan darbe tahrikçisi” araştırmacı gazeteciler, avukatlık bürosundan yüksek hakimlerin müstehcen görüntüleri çıkan emekli bir avukat-albayın suçsuzluğunu ispata çalışmasınlar!
Suçsuz iseler, buna mahkeme karar verecek. UğurDündar’ın Star ekranları değil!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT