1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Trump ve Netanyahu Gazze'deki katliamın ortak sorumlularıdır
Trump ve Netanyahu Gazze'deki katliamın ortak sorumlularıdır

Trump ve Netanyahu Gazze'deki katliamın ortak sorumlularıdır

Ahmet Varol, ateşkese rağmen Gazze'de yeniden başlatılan saldırıların arkasındaki temel desteğin, katil Trump rejiminin siyonistlere verdiği sınırsız destekten kaynaklandığını aktarıyor.

20 Mart 2025 Perşembe 18:00A+A-

Ahmet Varol/Yeni Akit

Trump ile Netanyahu’nun ortak vahşeti

13 Mart tarihinde yayınlanan “Trump planının vahşi yüzü” başlıklı yazımızda, siyonist işgal hükümetinin ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini engellemesinin asıl sebepleri hakkında bilgi verdiğimiz için aynı şeyleri burada tekrar etmeye gerek görmüyorum. 

Sadece son saldırıdan sonra ABD adına konuşan bazı yetkililer, bu saldırıların Hamas’ın ateşkesin uzatılmasını kabul etmemesi yüzünden gerçekleştirildiğini ileri sürdüğünden, bu iddianın tamamen çarpıtma olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Hamas’ın ateşkesin uzatılmasını reddetmesi değil işgal rejiminin, başlangıçta kabul edilen ateşkes anlaşmasını tamamen geçersiz sayarak Hamas’ı şartsız bir şekilde teslim olmaya zorlama amaçlı bir dayatması söz konusu idi ve Hamas’ın reddettiği işte bu dayatmadır. Bu hususa sözünü ettiğimiz yazının son kısmında zaten bilgi vermiştik. 

Birinci aşamada zaten siyonist işgal rejiminin ateşkes ihlallerinin 1000’i geçtiği muhtelif raporlarda dile getirilmiştir. İnsani protokolle ilgili maddelerinin uygulanmasını da büyük ölçüde engellemiş ve birinci aşamanın bittiği 2 Mart tarihinden itibaren kapıları tamamen kapatarak, elektrikleri tümüyle keserek, Gazze’deki iki buçuk milyona yakın insanı açlığa, susuzluğa ve karanlığa mahkum etmiştir. 

İşgal rejiminin bu arada Gazze’ye yeni bir saldırı düzenleyebileceğine dair haberler de medya organlarına yansıtılmaya başlanmıştı. Bu aynı zamanda bir psikolojik savaş niteliği taşıyordu ve Filistin direnişini işgal rejimine teslim olmaya zorlamayı amaçlıyordu. Bununla eş zamanlı olarak Trump da yine aynı amaçla Filistin direnişine iğrenç bir üslupla tehditlerde bulundu.

Ancak burada şunu özellikle belirtelim ki Filistin halkının ve direnişinin siyonist işgal rejimine teslim olması bir çözüm ve çıkış yolu değildir. İşgal rejimine teslim olmak boğazını siyonist kasaba teslim etmekten başka hiçbir anlam taşımaz. Böyle bir tercih zillet içinde ölüme razı olmak anlamına gelir. İşte bundan dolayı Filistin halkı işgalci katillerin önüne yatıp boyunlarını uzatarak değil direnmeyi ve onurlu bir mücadele vermeyi tercih ediyor. Zulme boyun eğmeden direnerek, mücadele ederek ölmek en azından onurlu bir ölümdür. Bundan dolayıdır ki işgalci katiller Filistin halkını ve direnişini teslim olmaya zorlama politikalarında başarılı olamamışlardır. Filistin halkı bundan sonra da kararlı mücadelesini sürdürecektir. İşgalci siyonistlerin ve onunla birlikte bilfiil savaşın içinde yer alan ABD’nin yaptığı katliamlar, vahşi saldırılar ve ablukalar Filistin halkını ve direnişini geri adım atmaya zorlamakta başarılı olamayacaktır. 

Mübarek Ramazan ayının ikinci yarısının ilk günlerinden olan 18 Mart/Ramazan Salı gecesi insanların sahura hazırlandıkları sırada siyonist canavarlar Gazze’de muhtelif çadır kamplara ve evleri zaten önceden yıkıldığı için enkazların arasında hayatlarını idame ettirmeye çalışan insanlara korkunç saldırılar gerçekleştirmek suretiyle 400’den fazla insanı katletti, 500’den fazla insanı da yaraladı. ABD’li yetkililer siyonist katillerin bu vahşi katliamı gerçekleştirmeden önce kendilerini bildirdiklerini duyurdular. Böyle bir açıklama yapılması kendilerinin de bu saldırıya ve katliama onay verdiklerinin beyanı anlamına gelir. Biz sadece onay vermekle kalmadıklarına, planını da birlikte yaptıklarına, teşvikte bulunduklarına, gelecek tepkiler karşısında işgal rejimine her türlü desteği verecekleri konusunda güvence verdiklerine dolayısıyla katliamın ortağı olduklarına inanıyoruz. 

Katil Netanyahu’nun bu saldırıyı özellikle Ben Gvir’in desteğini kazanmak amacıyla yaptığı yönünde yorumlar yapıldı. Filistin direnişiyle ateşkese razı olunmasına tepki göstererek hükümetten çekilen aşırı ırkçı ve aşırı siyonist Ben Gvir’in yeniden hükümete döneceği yönündeki haberler de bu tür yorumları teyit etti. 

Ancak bizim gördüğümüz kadarıyla Netanyahu’nun bu seferki saldırılarında Ben Gvir’in desteğini kazanmak bir amaç olsa da asıl etken ABD Başkanı Trump’ın tutumu ve desteğidir.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum