
Trump planının vahşi yüzü!
Ahmet Varol, Gazze'de geciktirilen ateşkesin ikinci aşamasının arka planındaki sebeplerini ve Trump'ın etkisini anlatıyor.
Ahmet Varol/Yeni Akit
Trump planının vahşi yüzü!
İkinci aşamaya geçilememesinin sebebi sadece siyonist işgal rejimidir. Bu konuda Filistin direnişinden kaynaklanan en ufak bir engelin söz konusu olmadığını vurgulamalıyız. İşgal hükümetinin bu konuda engel çıkarmasının asıl sebebi ise Trump’ın Gazze’yle ilgili planı olarak piyasaya sürülen tehcir yani bölge ahalisini zorla oradan çıkarma ve ardından buraya yatırımlar yapma planıdır.
Biz daha önce de gerek yazılarımızda ve gerekse iştirak ettiğimiz medya programlarında bu planın aslında Trump’ın tasarladığı ve şekillendirdiği bir plan olmadığını, bunun siyonist işgal rejimi ile ilişki içinde faaliyet yürüten siyonist lobiler tarafından tasarlandığını ancak ilgi çekmesi ve gündem oluşturması için Trump vasıtasıyla piyasaya sürüldüğünü dile getirmiştik. O da zaten bu sıralarda her yerde kabadayılık etmesi, korku rüzgarları estirmeye kalkışması sebebiyle, böyle bir planın kendi adına hayata geçirilmesi durumunda kendisine itibar kazandıracağını düşünüyor.
İşgal hükümeti de bir yandan ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini engellerken diğer yandan Gazze’de savaş yoluyla elde edemediğini, insanları açlığa ve susuzluğa mahkum etmek suretiyle elde etmek için çok korkunç ve son derece insanlık dışı, vahşi uygulamalara başvuruyor.
Her şeyden önce ateşkesin birinci aşamasında da anlaşmanın insani protokolle ilgili maddelerine yeterince riayet etmedi. İçeriye sokulan gıda yardımları ihtiyaç duyulanın çok gerisinde kalıyordu. Bu yüzden yetersiz beslenme sorunu devam etti. Yetersiz beslenme sorunu ise özellikle yeni doğan bebekleri, küçük çocukları ve hamile kadınları etkiliyor.
Evlerin %80’e yakın bir kısmının kullanılamaz derecede tahrip edildiği Gazze’de evsiz kalan ailelerin geçici olarak barınabilmesi için ihtiyaç duyulan konteynır evlerin ve çadırların sokulmasına hiç müsaade etmedi. Sokulan az sayıdaki ev sadece yardım faaliyetlerini organize eden bazı uluslararası kurumların ihtiyaçlarını karşıladı. Evleri yıkılan aileler ya önceden gönderilmiş çadırlarda ya da yıkılan binaların enkazlarının arasında hayatlarını sürdürmeye devam etti.
Enkazların altında kalan cesetlerin çıkarılması için kullanılacak iş makinelerinin sokulmasına ise hiç müsaade etmedi. Dolayısıyla hâlâ binlerce kişinin cesedi enkaz altında bekliyor.
Bu arada ateşkese de yeterince riayet etmedi ve ihlallerine gündelik olarak devam etti.
Ateşkesin birinci aşamasının bittiği tarihten itibaren de kapıları tamamen kapatarak insani yardımların girişini tümüyle engellemeye başladı. O yüzden 10 günden fazla bir süredir içeriye hiçbir şekilde gıda yardımı, ilaç ve tıbbi malzeme sokulmuyor.
Bölgenin elektriğini önceden büyük ölçüde kesmişti. Ancak, ateşkesin birinci aşamasının bitmesiyle birlikte bazı zorunlu ihtiyaçlar için kullanılan elektriği sağlayan hatları da kapattı. Bu durum içeride deniz suyu arıtma tesislerinin de durmasına yol açtı. O yüzden, UNICEF’in yayınladığı raporda da belirtildiği üzere Gazze ahalisinin %90’ı sağlıklı su tedarik etme imkanından tamamen mahrum durumda.
Diğer yandan, havadan insansız araçlarla, denizden botlarla ve karadan tanklarla saldırılar düzenleyerek günde ortalama dört kişiyi katlediyor, bunun iki katından fazla insanı da yaralıyor.
Bütün bu uygulamalar devam ederken, ne yazık ki medya organları işgal rejiminin 10 esir karşılığında ateşkesi uzatma teklifinde bulunduğu iddiasının arkasındaki oyunu görmeden sanki işgal rejimi ateşkesin uzatılması için olumlu bir yaklaşımda bulunmuş gibi bir hava oluşturdu. Oysa işgal rejiminin yapmak istediği, Filistin tarafını göstermelik bir ateşkes uzatma oyunuyla elindeki tüm kartları çıkarmaya zorlamaktır. Bunu başarabilmesi durumunda göstermelik uzatma süresinin hemen ardından bölgeye çok geniş çaplı yeni bir saldırı planlamaktadır. Böyle bir saldırı planının amacı ise ahaliyi bölgeyi tamamen terk etmeye zorlamak ve böylece Trump’ın Gazze planını hayata geçirmektir.
HABERE YORUM KAT