Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
"Amerikalılar 'seçkinler' tarafından görmezden gelinmekten, yüzüstü bırakılmaktan, hor görülmekten bıktı ve Trump bu öfkeyi kendi yararına kanalize etmeyi başardı..." Belen Fernandez'in makalesi Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.
Belén Fernández / Al Jazeera
Trump'a bu seçimi kazandıran öfke oldu
Trump'ın çok öfkeli bir insan olduğuna şüphe yok; Demokratlar, göçmenler, “radikal sol” mensupları gibi düşmanları hakkında söylediği her şeye bir bakın. Ve bu seçimlerde Demokrat rakibi Kamala Harris'e karşı kendi deyimiyle “muhteşem zaferinin” de gösterdiği gibi, pek çok Amerikalı da öfkeli.
Milyarder Trump, açıkça Amerika'nın mali süper elitine ait olmasına rağmen, kendisinin de ayrılmaz bir parçası olduğu plütokratik bir sistemde ekonomik kötü durumlarından kurtarıcı olarak görmeleri için yerli işçi sınıfının geniş bir kesimini kendine çekti. “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap” şeklindeki öfkeli çağrı, hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların demokrasi kisvesi altında plütokrasiyi* sürdürdüğü, kitlesel sosyoekonomik eşitsizlik üzerine kurulu bir ulusun hiçbir zaman büyük olmadığı gerçeğini kasıtlı olarak görmezden gelmektedir.
Elbette öfke, güçsüzlük duygularına karşı uygun bir panzehirdir ve Trump, halkın hoşnutsuzluğunu kendi yararına kanalize etme konusunda oldukça yetenekli. Yabancı düşmanlığı bu açıdan her zaman elverişli bir silahtır ve sözde “sınır güvenliği” bu yılki oylamayı yönlendiren kilit bir konuydu - Trump kitlesel sınır dışı etme vaadinde bulundu ve Demokratların ABD'nin hastalıklı, evcil hayvan yiyen suçlu göçmen orduları tarafından istila edilmesine sponsor olduğu iddiasıyla ilgili propagandasını yaptı.
Doğal olarak, Harris'in başkan yardımcısı olarak görev yaptığı Joe Biden yönetimindeki ABD'nin gidişatına kızmak, hatta Trump'ın tabiriyle “fokurdamak” için pek çok neden var. İsrail'in Filistin'de gerçekleştirdiği soykırımdaki suç ortaklığı akla geliyor - özellikle de ABD'nin, milyonlarca Amerikalı konut, barınak, sağlık hizmeti ya da yiyecek alamazken, Filistinlileri topluca katletmesi için İsrail ordusuna yığınla silah ve milyarlarca dolar yardım göndermekte hiçbir sakınca görmemesi. Ama işte kapitalizm budur!
Bu arada, Trump'ın geleneksel elit siyaset sisteminin dışında bir figür olarak kucaklanması bazı Demokrat liderler tarafından yapılan elitist değerlendirmeler ve üssten bakan yorumlarla kolay hale geliyor. Örneğin eski ABD Başkanı Barack Obama, geçen ay Harris adına yaptığı bir konuşmada, Trump'a verilen desteğin Harris'in cinsiyetçi bir şekilde reddedilmesi anlamına geldiğini söyleyerek siyah erkeklere kendince ders verdi: “Sizi aşağılayan bir geçmişi olan birini desteklemeyi ya da dışarıda kalmayı düşünüyorsunuz, çünkü bunun bir güç işareti olduğunu düşünüyorsunuz, çünkü erkek olmak bu mudur? Kadınları aşağılamak mı? Bu kabul edilemez.”
Ancak Trump'a oy vermemek için kadın düşmanlığından başka nedenler de var. İnsanları çocuklar gibi azarlanmanın da öfkeye yol açmak dışında hiçbir işe yaramadığı seçim sonuçlarıyla kanıtlandı.
Washington DC merkezli Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi için 2022 yılında kaleme aldığı bir makalede ekonomist Dean Baker, “Trumpçıların öfkesini” ve “üniversite eğitimi almamış beyazların (özellikle de beyaz erkeklerin) büyük çoğunluğunun Donald Trump'ı her türlü uçurumdan aşağı takip etmeye istekli olmasının” nasıl ortaya çıktığını açıklamaya çalıştı.
ABD işgücünün daha az eğitimli üyelerinin, nispeten sağlıklı bir ekonomik büyüme karşısında bile son kırk yıldır kötü durumda olduğunu belirten Baker, bunun nedeninin ekonomik politikayı yönlendirmekten sorumlu olanların “bunu bilinçli olarak kendileri gibi insanlara fayda sağlayacak ve daha az eğitimli işçileri mahvedecek şekilde yapılandırmaları” olduğunu belirtti.
ABD işgücünün daha az eğitimli üyelerinin son kırk yılda nispeten sağlıklı ekonomik büyüme karşısında bile kötü bir performans sergilediğine dikkat çeken Baker, bunun nedeninin ekonomi politikasını yönlendirenlerin “bilinçli bir şekilde politikayı kendileri gibi insanlara fayda sağlayacak ve daha az eğitimli işçileri mahvedecek şekilde yapılandırmaları” olduğunu gözlemledi. ABD’deki orta ve alt sınıfların yaşadıkları kültürel ve ekonomik baskının sorumlusu doğal olarak Demokratlar oldu. Demokrat Parti de bu algıyı destekleyecek her şeyi yaptı.
Elbette bunların hepsi plütokrasi için olağan bir durum. Ancak Baker, az eğitimli kesimleri mahkum eden cezalandırıcı düzenlemenin Demokratlara yüklenmesinin bir nedeninin “bu politikalardan faydalanan ve daha sonra yaşananların piyasanın doğal işleyişi olduğu saçmalığını yayan kişilerin ezici bir çoğunlukla Demokrat Parti ile ilişkilendirilmiş olması” olduğunu ileri sürdü. Ancak bu yine de “daha iyi olmayan ve çoğu zaman daha kötü olan” Cumhuriyetçi Parti'nin zararlı politika tercihlerindeki rolünü göz ardı etmek anlamına gelmiyordu.
Özetle "Trump destekçilerinin öfkesi" bu yılki seçimlerin belirleyicisi olabilir ama Demokratlar adına artık öfkelenilecek çok fazla şey var…
*Plütokrasi, yönetme erkinin maddi açıdan üstün kişilerce paylaşılmasını öngören oligarşik bir yönetim biçimidir.
Al Jazeera'da yayımlanan bu makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.
HABERE YORUM KAT