İsmail Kılıçarslan/Yeni Şafak

Bir manyağın histerisi değil ama savaş da değil

Başkanlık yemini edip işe başlayalı bir ay bile dolmadan ABD Başkanı Trump, Kanada, Grönland, Panama Kanalı, Ukrayna’nın yer altı zenginlikleri, Afganistan’daki ABD silahları derken sonunda bir şey daha istedi: “İsrail, Gazze’yi bize teslim edecek, biz de Filistinlileri başka yerlere yerleştirip oraya bir şey yapacağız.”

‘Siyaseten’ yayınında da söyledim. Her ne kadar deli olduğunu düşünüyor olsam da Trump’ın kafayı peynir ekmekle yediğini sanmıyorum. Dolayısıyla Hamas’ın üçüncü dünya savaşını fiziken bitiren zaferinin hemen ardından ABD’nin bir dördüncü dünya savaşı başlatacağını zannetmem. Trump ABD’si, Gazze’den gelecek Amerikan askeri tabutlarına da, sürdürülebilir bir savaş ekonomisine de hazır değil.

O halde bu sarı manyak ne yapmak, nereye varmak istemektedir? Soru bu. Bu sorunun cevabını kendimce vermeye çalışacağım ama öncesinde herkesin “anlaşılmaz” bulduğu şu Gazze planından anladığımı yazayım.

Plan 2 milyon Gazzelinin Ürdün ve Mısır’a sürgün edilmesinin ardından Gazze’yi devasa bir serbest ticaret ve turizm bölgesine çevirme planı bence. Uygulanabilir bir plan mı peki? Dördüncü dünya savaşını göze almadan zor. AB’sinden Rusya’sına, Türkiye’sinden Mısır’ına, Ürdün’ünden İspanya’sına kadar dünyadaki pek çok irili ufaklı güç merkezi bu planın devreye alınmaması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Bilhassa Çin, kendi ticaret rotasına alternatif olacak ve kullanamayacağı bu merkezin hayata geçirilmemesi için elinden geleni ardına koymayacaktır.

O halde soruya dönelim. Ne yapmak istiyor bu manyak?

“Kumarbaz açışı” diye bir kavram duymuştum. İlk elden, en yüksek bahsi yaparak ciddiyetini oyun oynamaya oturduğu masaya kabul ettirmek isteyen kumarbazın yöntemine derlermiş. Trump, “kumarbaz açışı” yaparak ABD’nin can düşmanı olarak gördüğü Çin ile mücadelesine başlamadan önce alan temizliği yapmak istiyor bence.

Zannediyorum Trump, tüccarlığının ve akıl noksanlığının bir karması olarak dünyaya şok dalgaları yaşatmanın ve yapabileceklerinden çok daha fazlasını tehdit olarak savurmanın iş görebilecek bir yöntem olduğunu düşünüyor. Gazze konusunda ortaya attığı saçma sapan planın, ABD’nin bölgedeki üç jandarmasını, yani İsrail’i, Ürdün’ü ve Mısır’ı derhal hizaya sokacağını hesaplıyor. İki ay önce “o….u ç….u” dediği Netanyahu’dan altın kaplama bir çağrı cihazı hediyesi alan Trump’ın “ulan bir naralanayım da, bakayım kim ne yapacak?” diyen külhanbeyi gibi davrandığını düşünüyorum şu noktada. Zaten o saçma sapan Gazze planını Rubio’nun falan hızla tashih etmesi de bunun bir göstergesi.

Peki ya ben tespitlerimde haksızsam ve Trump manyağı ile Netanyahu isimli nesebi gayri sahih soykırımcı kolları sıvayıp Gazze şeridini ilhak planını devreye alırlarsa ne olur?

Çok basit şekilde söyleyeyim: Akıtacakları kanın, katledecekleri insanların ötesinde hiçbir şey elde edemez İsrail ve ABD. Sonu gelmez bir çatışmalar zinciri ve şiddet sarmalı başlar bölgemizde. Bu, dördüncü dünya savaşını tetikler ve uzun, çok uzun bir tarihin içinden geçeriz. Dünya, bir kez daha ve yeniden, ama bu kez ABD-İsrail karşıtı blokun tayin edeceği biçimde şekillenir.

Tanrıyı kıyamete zorlamayı bir itikat meselesi olarak gören Yahudi ve Hristiyan Siyonistler her sonucu göze alıp dünyayı bu ateşe atarsa uzun vadede olabilecekleri az çok tahmin edebiliyorum. İsrail haritadan silinir ve ABD “bir süper güç” olmaktan çıkar.

ABD ve İsrail’in her şeye gücünün yeteceğine inanan bizim salaklara bunu anlatabilmenin bir yolu yok, bunu biliyorum ama yine de kayda geçsin diye yazıyorum. Prime döneminde Vietnam’dan, İran’ın Cumhurbaşkanı düzeyinde kabul ettiği açık yardımına rağmen Afganistan’dan “çıkamayan” ABD, sanıyor musunuz ki etrafı artık 400 milyonu aşkın bir Sünni blokla çevrili Filistin coğrafyasından sağ salim çıkabilir?

Ezcümle, Mısır’daki kaynamayı, Ürdün’deki hareketlenmeyi, Suriye’deki yeni durumu engelleme çabası olarak görelim biz bu ABD’nin Gazze planı saçmalığını ama bir taraftan da “ister isen sulh-u salah / hazır ol ceng-ü cidale” ilkesini bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım. Var gücümüzle “nallarından kıvılcım çıkan doru atlar” hazırlamaya girişelim. Üzerimize neyin yaklaştığını hiç gözden kaçırmadan hem “gelecek güzel günler” hem de “zorlu seneler” için tedbirimizi almaya bakalım.

Bana sorarsanız bölgemizde Lübnan, Gazze ve Suriye’deki üç savaş şimdilik bitti ve yenilerinin başlatılabilmesi bugünden yarına hiçbir güç için kolay değil.

Bekleyelim, görelim.