1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. ‘Toplumsal Değişim Algımızın Yenilenmesi’
‘Toplumsal Değişim Algımızın Yenilenmesi’

‘Toplumsal Değişim Algımızın Yenilenmesi’

Zonguldak’ta faaliyet gösteren Çağrı Der’in bu haftaki konuğu Haksöz dergisinden Hamza Türkmen idi.

18 Aralık 2011 Pazar 22:54A+A-

Hamza Türkmen ‘Toplumsal Değişim Algımızın Yenilenmesi’ konusunda sunum yaptı.

Muharrem Kiraz’ın kısa bir tanıtım ile kürsüye davet ettiği Hamza Türkmen, ‘Sünnetullah’, Hz. Muhammed ve tüm peygamberlerin İslam davasını tanıklaştırmaları merkezinde konuyu ele alacaklarını belirterek Âli İmran 104. ve 110. ayetlere atıf yaparak konuşmasına başladı.

Türkmen, rüşd yaşına ulaşan insanın çeşitli sorularla anlam arayışına girdiğini; Kur’anın hayata müdahale eden bir kitap olduğunu, yaratılanların boş bırakılmadan vahiy ve elçilerle kılavuzlandığını, temel kaidelerin bildirildiğini ve bu şekilde anlam arayışının karşılıksız bırakılmayıp; Allah’a kul olunması, fıtrat ve vahiyle barışık olunmasının murad edildiğini söyledi. Vahyî ölçülerden uzaklaşıldığında şirk’in ortaya çıktığını belirtti. Bu noktada ıslah ve ifsad kavramlarının öne çıktığını söyledi. Kültürlerin mesajın üstünü örtmeye başladığında bozulan kavramlardan biri de ‘ıslah’  kavramıdır dedi; vahiy ve fıtratla buluşmak anlamından, reform/ıslahat fermanı kullanımı ile idarei maslahat olarak alınmaya başlandığını savundu.

Konuşmacı, İttihat ve terakki (sarı ırk) ile cumhuriyetin ilk yıllarında (beyaz ırk), Türk ırkı etrafında çeşitli teorilerle/tarih tezleri ile belirli bir ‘ulus’ oluşturma çabalarını, millet kavramının (dini referansına binaen) ulus anlamında alınmaya başlanması sürecini anlattı. Bu dönemlerde yapılan toplumu dönüştürme çalışmalarına değindi. Bu sürecin sadece Kürtlere, Lazlara vb. kimliklere değil aynı zamanda Türklere de yapılan bir zulüm olduğunu ekledi.

Hamza Türkmen bu dönemlerde Nakşî ağırlıklı, farklı karşı duruş çabalarına değinerek; kaçan, evine kapanan, diyanet gibi kurumlara girip bir şeyler yapmaya çabalayan, ‘kahhariye çekmek’le yetinen, dar bölgelerde Kur’an öğretimine çalışan çabalara örnekler sundu. Karşıtına sığınmak ve pasif direniş olarak nitelenebilecek ve  ‘belki hacca izin verilir,yeter ki namazımızı kılabilelim..’ tarzında ortaya çıkan bu durumların arka planını sundu.

 Konuşmacı, Tercüme faaliyetleri ve Cemaleddin Efganî örnekliğinden ve bunların getirdiği, Kur’an odaklı, hayatın tümüne yönelik değişim çabalarından, Akif’in Efganiler yetiştirip her yere bunların eğitim amaçlı gönderilmesi arzusundan bahsetti.  Türkmen, ’Yeniden Milli Mücadele’ ve ‘Refah Partisi’ tecrübelerine de değinerek, tepeden inmeci, iktidarı ele geçirme aceleciliğine dayanan yaklaşımların başarısız olduğu, olmak zorunda kalacağını savunarak; sürecin fıkhını okumayan, istişareden uzak, bilinçten uzak, toplumu vahiyle buluşturmadan, Kur’an nüveleri oluşturmadan, şehitlik/şahitlik sergilenmeden, İslamî şahsiyetler oluşturmadan, merhale/tertil fıkhı gözetmeden sergilenen yaklaşımların sonuca ulaşamayacağını öne sürdü. Ali Şeriati’nin ‘Toplumsal değişim şartları oluşmadan devrim yapılırsa, yüz yıl daha gerilere düşülür!’ sözünün açılımını yaptı.

Konuşmacı; savunmacı, geniş aralık/kopuk tarih okumalarına değinerek ve bunları yanlışlayarak, bizim safhalı (hak edersen yükselir, etmezsen alçalırsın )bir tarih okuması ile öze dönüş, ıslah ve inşa odaklı çabalar içinde olmamız gerektiğini belirtti. Sözün namusu ile yaşanılır kılınması için, iyiliği emredip kötülükten men eden Kur’an nüvelerine ve istişare halkalarına dönüşmek için Allah’ı razı edecek bilinçli adımların gerektiğini söyledi.

Ortadoğu’daki gelişmelere, Ak Patinin 1 Marttaki, Nato konseptindeki ve ‘kapitalizm’ vurgulu uygulamalarındaki yanlışlıklara değinen konuşmacı;  bunlara rağmen  AK Partinin ‘sırtında yumurta küfesi taşıdığı, ne gibi şartlarla kuşatıldığının bilinmemesi’ düşüncesi ile, ‘bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe düşünmesin’ ilkesinden hareket edilmesi, müdahane edilmeden imkanların/açtığı alanların değerlendirilmesi, işkencenin kalkması, askeri vesayetin geriletilmesi, Ergenekon/ derin devlet yapılanmasının çözülmeye başlanması, uluslararası alanda İran kuşatmasına (Brezilya’nın çekimser kalması hariç) sadece Türkiye’nin direnmesi gerçeklerinin önemsenmesi gerektiğini (CHP de doğru yapsa savunulabileceğini ) savundu.

Türkmen, kendimizi nasıl inşa ettiğimizi düşünmemiz, ülkedeki dindar hassasiyetleri önemsememiz, nasıl ıslah faaliyeti yürüteceğimiz, toplumun ve dünyanı şartlarının doğru okunması (28Şubat sürecinde bu toplantıyı burada yapamayacağımızı belirterek) vb. hususların altını çizerek sunumunu tamamladı. Konuşmacıların sorularının ardından yaklaşık iki saat süren program, ‘iyi akşamlar’ dilekleri ve ‘bu programların Allah’ın rızasını kazandırması’ temennileri ile sona erdi.

Haber: Mustafa Bozacıoğlu 

cagrider_20111217-1.jpg

cagrider_20111217-2.jpg

HABERE YORUM KAT

7 Yorum