Tiyatro
Şapka giyiyor olsaydım yüzsüzlüğün bu kadarına kesinlikle şapka çıkarırdım: Toplumun belli kesimlerini cumhuriyetin ilk yıllarından beri -hatta cumhuriyet öncesinden başlayarak- "mürteci", "yobaz", "softa" diye hedef gösteren, hatta kendi azınlık çevreleri hariç bütün halka cahil-cühela muamelesi yaparak her alanda elitist ayrımcı diktatörlükler kuran bir 'ekol'ün temsilcileri, "onlar-bizler diye kutuplaştırılmaya" isyan ediyor!
"Zeytinyağı gibi üste çıkmak" tam olarak bu olsa gerek.
"Bilimin ışığının karatılmak istenmesine" seyirci kalmayacaklarını, "çağdaş eğitime vurulan darbelere razı olmaya"caklarını da haykırıyorlar, iyi mi?
Sanki memleketin okulları bugüne kadar daima bilim destanları yazmış ve çağdaş dünyayı Türkiye'ye hayran edip başımızı göğe erdirmiş gibi!
Bolvadinli bir hacı amcanın "ilerici"lere verdiği tarihî cevabı hatırlayalım:
"Fezaya çıktınız da ayağınıza mı yapıştık?"
Fezaya-mezaya bakmıyor bunlar…
Dönüp dönüp Charles Darwin'e bakıyorlar ancak.
Bunların "bilim"den, "çağdaşlık"tan anladığı bir tek şey var, o da dini referanslarla çatır çatır 'hesaplaşmak'!
İmam-Hatip Liselerinin, "cemaat okulları"nın, zorunlu din dersinin zararlarını(!) ileri sürerek "çağdaş eğitime vurulan darbeler"den dem vurup duruyorlar; ama o 'meseleleri' halletseler bile rahat etmeyecekler, zira şeksiz-şüphesiz bir materyalizmin ve tarihten tamamen kopuk 'nevzuhur' bir Türklüğün aşılandığı Köy Enstitüleri'nden aşağısı kurtarmaz bunları!
***
"Yargının siyasallaştırılması"na da karşı çıkıyorlarmış…
Ne yazık ki prensip, ilke, etik gereği değil, sadece konjonktür gereği karşı çıkıyorlar "yargının siyasallaştırılması"na; sadece "Ergenekon Davası" yüzünden…
Böyle bir prensip meseleleri olsaydı, Anayasa Mahkemesi'nin "367" kararını eleştirmezler miydi?
Bırakın Anayasa Mahkemesi'ni; bugüne kadar kaç tanesi çıkıp da siyasetin -hem de kanlı siyasetin- dibinin bulunduğu Yassıada Mahkemeleri aleyhinde bir tek laf etmiş?
İçlerinde açıkça askeri darbe çağrısı yapan bile var, ama utanmadan "demokrasi" diyorlar…
Ne demokrasisi?
27 Nisan demokrasisi mi?
Ordu siyasete müdahale ederken neredeydiler?
Utanmadan "düşünce özgürlüğü" diyorlar…
"Atatürk'ün putlaştırılması"na karşı çıkan Atilla Yayla "Atatürk'e hakaret"ten yargılanıp mahkum olurken neredeydiler?
***
Bugüne kadar aşağıladıkları ne varsa bayrak yapmış yürüyorlar…
Tiyatro yapıyorlar…
Rol kesiyorlar…
Ama hiç inandırıcı olamıyorlar.
Millet oyunlarını beğenmeyip alkışını esirgeyince de, ne yapsınlar, kendi kendilerini alkışlıyorlar.
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT