Tevekkül ve Sabır Abidesi Bir Muhacir: Hz. Hacer
Firavun'un sarayındaki kölelikten, Allah'ın Mekke'deki evinde mahşer sabahına kadar misafir olacak değerde olan örnek bir kadın. Bu kadın, bir bebekle bırakıldığı meskûn mahalde, bir peygamberi yetiştiren, bir medeniyetin temellerini kuran Hz. Hacer'dir.
Tevekkül ve Sabır Abidesi Bir Muhacir: Hz. Hacer / CENGİZ DUMAN
Firavun'un sarayındaki kölelikten, Allah'ın Mekke'deki evinde mahşer sabahına kadar misafir olacak değerde olan örnek bir kadın. Bu kadın, bir bebekle bırakıldığı meskûn mahalde, bir peygamberi yetiştiren, bir medeniyetin temellerini kuran Hz. Hacer'dir.
Hz. Hacer; Firavun için değerli bir köle, Hz. İbrahim için itaatkâr bir sahabe ve sadık bir eş, Hz. İsmail için "bulunmaz" bir anne, Allah için muti bir kul, inananlar için kıyamete dek muhteşem bir örnekliktir.
Bütün bu üstün vasıflarına rağmen Hz. Hacer'in hak ettiği kadar Müslümanların ilgi alanına girdiği kanaatinde değiliz. Bundan dolayı Hz. Hacer'in kimliği, yaşamı, örnekliği üzerinde duracak, onun örnekliğini ortaya koymaya çalışacağız.
Hz. Hacer'in Kimliği
Kur'an-ı Kerim ayetlerinde ismi ve vasıfları yer almayan Hz. Hacer; elimizdeki en eski dini ve tarihi kaynaklardan biri olan Tevrat'ın Tekvin kitabında anlatılanlara göre; Mısırlı bir Arap ve aynı zamanda Hz. İbrahim'in karısı Sara'nın cariyesidir. "Ve Saray'ın bir cariyesi, bir Mısırlı vardı ve onun adı Hagar'dı."1 İbranice adı "Hagar" olan bu cariyenin ismi Arapçaya Hacer olarak geçmiştir.
Ünlü müfessir ve İslam tarihçisi Taberî, "Tarihü'l-Rüsûl ve'l-Mülûk" (Peygamberler ve Hükümdarlar Tarihi) eserinin İsmail (a) ile ilgili bölümünde Hz. Hacer hakkında şöyle der: "İsmail'in annesi Hacer, Mısırlı idi."2
İbn-i Hişam, Siretü'n Nebeviyye adlı eserinde Hz. Hacer hakkında şunları kaydetmektedir: "Araplar Hâcer ve Âcer derler… Hacer Mısır halkındandır." "İbn-i Lehia dedi ki: İsmail'in anası Hacer, Ümm-ü Arab'dandır. Burası Mısır'dan Feremâ'nın önünde bir köydür."3
Mevdudi, Hz. Hacer'in doğum yeri hakkında şunları kaydetmektedir: "Hz. Hacer, Ümmü'l Arab veya Ümmü'l Arik adlı bölgede doğmuştu. Ümmü'l Arab, Mısır'ın doğusunda Akdeniz kıyısından üç kilometre uzaklıktaki Farmâ veya Ettîne'ye yakın bir yerdi ve Firavun'un zamanında burada bir kale de vardı. Bugün bu bölgeye Tellu'l Farmâ denilir."4
Hacer kelimesinin Arapça hicret etmek manasından hareket eden Ali Şeriati, şu yorumu yapmaktadır: "En büyük bir amel, en güzel bir hüküm olan 'hicret' kelimesi de 'Hacer' isminden türetilmiştir."5
TDV İslam Ansiklopedisi'nin Hacer maddesinde şu bilgiler verilmektedir: "İbranicede 'Hagar' olarak geçen Hâcer kelimesinin anlamı 'kaçma, kaçış'tır. Grekçede Agar, Arapçada hem Âcer hem de Hâcer şeklinde yer almaktadır. Bütün Buhârî nüshalarında Âcer diye kaydedilen kelime Hâcer olarak meşhur olmuştur. Arapça olmayan Âcer'in kökü bilinmemektedir. Hâcer'in ise 'terk etmek, hicret etmek, şirkten uzaklaşmak; emsalinden üstün olmak' manalarına gelen 'hecr' köküne ait olabileceği gibi Güney Arabistan'da bir yerleşim merkezi olan 'Hecer'le de alakalı olabileceği düşünülmektedir."6
Bütün bu rivayetler neticesinde; Hz. Hacer'in; Mısırlı ve Arap kökenli bir kadın olduğunu anlamaktayız. Hayatında gerçekleşen üç hicrete istinaden; Arapça Hacer kelimesinin anlamı ile müsemma olan ismi, onun gerçekleştirdiği hicretleri çağrıştırdığı muhakkaktır. Peki, Mısırlı Arap bir köle olan Hz. Hacer nasıl oldu da Mısır'dan, İbrani kökenli Hz. İbrahim'in yanına, Kenan'a eş olarak geldi?
HABERE YORUM KAT