Tek parti rejiminden çıkıyoruz
İrticayı getirmeyeceği anlaşılan AKP’nin gerçek niyeti (valla bu kez son) en sonunda belli oldu.
Yıllarca memlekete önce radikal İslam, hiç olmadı en azından ılımlı İslam getirecek diye beklenen, AKM’leri yıkıp sanatın içine tükürmesinden, sokaklarda mini etekli kızların bacaklarına kezzap atmasından korkulan AKP’lilerin esas derdi meğer öyle uhrevi değil epey dünyeviymiş. Türban işin takiyyesiymiş. Şeriat asıl amaca kadar onları götürecek sadece bir tramvaymış.
AKP aslında bir tek parti iktidarına doğru yürüyormuş.
Bunca yıl her uygun fırsatta “Laiklik elden gidiyor” diye sokaklara dökülenler boşuna telaşlanmış. Tehlikede olan laiklik değil demokrasiymiş meğer. İftira atmışlar AKP’ye. Aslında Erdoğan memleketi yıllarca tek parti rejimi ile yönetmiş Atatürk’ün izindeymiş.
Aman karışmasın. Hani bundan bir yıl kadar önce kapatılmaktan kıl payı kurtulmuş AKP’den bahsediyoruz.
Kapısına Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik karşıtı eylemlerin odağı tabelası asılmış, ceza olarak tek ayağı üstüne tahtaya kaldırılmış AKP’dir bu, kapatılmayınca bari tek parti diktatoryasına yürüyeyim diye karar alan. Günlerce merkez medyanın “kapat, kapat” diye tezahürat yaptığı AKP. Hadi bir ipucu daha vereyim: Uzun adı Adalet ve Kalkınma Partisi.
Ne aptalız. Meğer ki Anayasa Mahkemesi aslında ülke tek parti rejimine gitmesin diye bu partiyi kapatmak istemiş. Başsavcı Yalçınkaya tarih önünde Hitler’in önünü açan Carl Schmitt durumuna düşmemek için iddianamesini alelacele Google’dan hazırlamış .
Bahsettiğimiz AKP, 27 Nisan 2007 günü askerlerin muhtıra verdiği, en demokrat bilinen kanaat önderlerinin bile önünde muhtıra dururken hatalı bulabildiği AKP’dir.
Tek parti diktatörlüğüne giden AKP derken kendi çocuklarını bile başörtüsü yasağı yüzünden yurtdışında okutmak zorunda kalan adamların partisinden bahsediyoruz.
Şimdi her şey daha iyi anlaşılıyor. Ah bizim aptal kafamız. Demokrasiyi yıkmaya teşebbüsten sorgu suale çekilen Eruygurlara, Örneklere, Fırtınalara, Yalmanlara meğerki ne büyük ayıp etmişiz. Onlar AKP’nin tek parti diktatoryasına gittiğini önceden görüp son çare darbe yapmaya kalkışmış demokrasi âşıklarıymış aslında. Onların elini tutan eller kırılasıca ellermiş.
Artık çıkarın ama. İl başkanlarını vali yapmaya hazırlanan bu AKP her akşam büyük Tv’lerin ana haber bültenlerinde yerden yere vurulan AKP’dir. Yüzde 90’ı CHP’li ailelerden gelen medyada, tarihimizde eşi benzeri olmamış açılımlar için verilmiş üç beş utangaç desteğin bile “yandaş” diye yerden yere vurulduğu bir AKP’dir.
“AKP tek parti diktatoryasına” gidiyor diyen en mert ve gür sesin doğrudan hükümete bağlı devletin resmî kanalında program yapmaya başladığı günlerden geçiyoruz. Bu bile tek başına nereye gittiğimizin göstergesi değil mi?
Ve bu kadar insafsız, bu kadar rasyonaliteden, somut gerçeklikten kopuk, düşmanca, gözü kapalıca yapılmış AKP eleştirisi sizi de bu normal şartlar altında eleştirilecek beş milyon taraftarı olan partinin yanına doğru fırlatmıyor mu? Hükümet ordu ile ucube iktidar ortaklığına son verdi diye, “kurumlar arası çatışma var” diye karalar bağlayanlar sizi de yandaş mandaş dinlemeden ilk gördüğünüz AKP bucak teşkilatına doğru sürüklemiyor mu?
Peki, Türkiye nereye sürükleniyor? Bilmiyorum. Bildiğim onların dediğinin tam aksine tek parti rejiminden kurtuluyor olduğumuz.
Zaten Türkiye aslında hep tek parti rejimi ile yönetildi. Çok partili hayata geçilen 1945’ten sonra bile.
Atatürk ilkelerini esas alan anayasaya göre ülkede kurulması meşru tek parti aslında o altı oku kendine bayrak yapmış CHP’ydi. Diğer partilerden önce CHP olması beklendi, daha sonra onların rejimin temel niteliklerini ilgilendirmeyen konularda DP, AP, ANAP olmasına izin verildi. “Yol yap, baraj yap ama Kürt meselesine dokunma, kozmik odalara girme” anlaşmasını baştan kabul edenlere iktidara gelme izni verildi. CHP olmaktan vazgeçtikleri, kırmızı çizgileri aşmaya başladıkları anlarda da darbeler oldu.
Medya da, entelektüel dünya da hep o adı değişse de iktidardan düşmeyen tek partinin yanında yer aldı. Medyada üst düzeylere gelmiş, akademide yukarılara çıkmışların yüzde doksana yakınının CHP’li ailelerden gelmesi de tesadüf değildi herhalde.
İşte bu tek partili düzenden çıkıyor Türkiye.
Sizi bilmem ama en azından benim üzerinde bulunduğum Türkiye kara parçası sizin söylediğiniz yere doğru gitmiyor. Burada epey de kalabalığız.
Tek parti rejimine doğru size iyi yolculuklar.
Aman dikkat önünüze gerçeğin buzdağı çıkabilir, bu hüsnükuruntularınızdan açık soğuk denizlerde uyanmanızı istemem.
TARAF
YAZIYA YORUM KAT