“Tek bir kimliğimiz ve tek bir davamız olmalı”
Bursa’da “Tebliğ ve Davette İslami Şahsiyet” başlığı konuşuldu.
HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Bursa Şubesinin 2022-2023 yılı programlarının ilki Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın sunumu ile “Tebliğ ve Davette İslami Şahsiyet” başlığıyla yapıldı.
Kaya sunumunda Müslümanların tek bir kimliğinin olduğunu ve bunun dışında başka kimliklerde mutluluk aranmaması gerektiğini belirterek Müslümanların davasının da bu kimlik etrafında oluştuğunu bildirdi.
Kaya İbrahim Suresi’nde yer alan “Andolsun eğer şükredersiniz size artırırım ve andolsun eğer azgınlık ederseniz azabım çok çetindir” ayetini hatırlatarak toplumun en önemli sorunlarının başında hayasızlık olduğunu ifade etti.
İnsanların gündemine bakıldığında hamd etmenin çok az olduğunu söyleyen Kaya, arabadan cep telefonuna ya da araziye kadar birçok tüketim nesnesinin tartışmaların odağında yer aldığını anlattı.
En azından Müslümanların daha değerli bir hayat tarzı sunmak zorunda olduğunu kaydeden Kaya, pratikte bunun ne kadar yapıldığının sorgulanması gerektiğinin altını çizdi.
“Neredeyse biz de başkaları gibi tüketiyoruz ve tükeniyoruz, oysa Müslümanlar açısından, infak, isar ve tevhidin belirleyici olması gerekiyor, ne kadar belirleyici olduğu konusunda maalesef belirsizlikler var.” diye konuşan Kaya, imanın Müslümanı sürüklenmekten uzak tutması gerektiğini ifade etti.
Cahili anlayışın ürettiği değerler karşısında imanın gerektirdiği değerlerin hayatın her alanına var olmasının şart olduğunu anlatan Kaya, aksi durumunda bir çürümenin olacağını belirtti.
Cahili yaklaşıma tavır alınmadığı takdirde iman edenlerin hayat tarzını da belirleyeceğini bildiren Kaya Araf 138’de geçen “İsrailoğullarını denizden geçirdik de putlara tapmakta olan bir topluluğa rastladılar. Ya Musa dediler, onların taptığı putlar gibi bize de putlar yap. Musa, şüphe yok ki dedi, siz bilgisiz bir kavimsiniz.” ayetini okudu.
Kaya “Allah bu insanlara hidayet nimetiyle lütfetmiş ve cahiliyenin karanlığından çıkarmış ama bu insanlar o karanlığa dönmek için can atıyorlar.” diyerek, teyakkuzda olunmaması durumunda bu riskin herkesi bekleyen bir sonuç olduğunu anlattı.
Hac Suresi 78. ayetteki “(…) Bundan evvelki kitablarda ve bu Kur'an'da size müslüman ismini Allah taktı, ki Peygamber, size karşı (tebliğ vazifesini yaptığına) şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı (Peygamberler için) şahidler olasınız. (…)” ifadesini hatırlatan Kaya bu ayeti yaşanılan ortamla birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Fussilet 33’teki “Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: ‘Ben gerçekten müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” ayetini de okuyan Kaya Allah bizi böyle tanımlamışken birilerinin başka sıfatlar aramasının imandan geri dönüş olacağını kaydetti ve İslam var iken Kürtlük Türklük gibi bir mefhumla mutluluk aramanın cahillik olacağını vurguladı.
“Tek bir kimliğimiz ve tek bir davamız olmalı.” diyen Kaya, İslami kimliğin birileri açısından eksik ya da yetersiz görülmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Kaya, toplumun hasta, tedaviye ve uyarılmaya muhtaç olduğunu söyledi ve “Birileri uyarılmaktan rahatsız olabilir ancak Müslümanların sorumlulukları var, bu vazife sahipleri de uyarmaktan vazgeçerse ortaya bir felaket çıkacaktır.” dedi.
Bazı Müslümanların imanını adeta minnet konusu haline getirdiğini belirten Kaya, aksine hidayetin hamdının hiç bir şekilde ödeyemeyeceğinin altını çizdi.
“Hamd ederken ağzının kenarıyla hamd ediyorlar, başta hidayet olmak üzere nimetlerin çok da hamd edilmesi gerekmediği gibi garip bir anlayış var, olması gerektiği gibi hamd etmek ve gereğini yerine getirmek sorumluluğunu üstlenmeliyiz.” diyen Kaya, bunun aksine insanların sürekli mazeret ürettiğini söyledi.
“Birbirimizi uyarmak zorundayız, bir gün gelecek mazeretlerin işe yaramadığı bir hesap olacak, Allah için yaptıkları işlerin çok öne çıkarılarak yeterli görüldüğü gibi bir yanılsama var, aile ve özel hayat gibi şeyleri öne sürerek üstlenmek zorunda olduğumuz işlerden kaçınmak gibi bir durum söz konusu. Resulullah ve ashabının hayatını örnek alarak hayatımızı gözden geçirmeliyiz.” ifadelerini kullanan Kaya, İslami hareket inşasının tatil günlerindeki çabalarla ya da boş vakitlerle mümkün olmadığını, bu sorumlulukların hayatın tamamına yayılması gerektiğini söyledi.
Dün beraber olunan bazı kardeşlerin bugün uzaklaştığını hatırlatan Kaya, bu durumun üzücü olduğunu fakat hayatın kendisinin bir imtihan olduğunu ve bu çerçevede hayatı idame ettirirken karşılaşılan zorluklara dönük olarak sıkıntıların zaaf olmadığını hatırlattı ve “Ne mutlu ki Allah rızası için dert yaşıyoruz, bu da başlı başına bir nimettir.” dedi.
Kaya, Resulullah’ın Müminleri bir vücut olarak gördüğünü hatırlatarak, bu örneklik ile hareket etmenin gerektiğini, karamsar bir bakış açısından kurtularak dinamik bir tarzın benimsenmesi gerektiğini anlattı.
Kaya, umutsuzluğun haram olduğunu da anımsatarak Hicr 56’da yer alan “Dedi ki: “Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?” ayetini okudu.
İmanın kurtuluş olduğunu altını çizen Kaya, bazen sıkıntıların arttığını ve Allah’ın dinine düşmanlık edenlerin yeknesak bir şekilde saldırdığını fakat her şeyin olumsuz olduğu bir durumun da söz konusu olmadığını kaydetti.
Örnek olarak bir yıl önce Afganistan’da müminler açısından olumlu bir tablo oluştuğunu hatırlatan Kaya, dağlarda kurda kuşa yem olması beklenen Müslümanların süper güçleri o bölgeden kovduğunu anımsattı.
“Suriye’de 11 yıldır çok büyük acılar çekildi, tüm dünya şahitlik etti, çok büyük vahşilikler sergilendi, fakat Şam’ı Halep’i fethedemesek de küçük bir toprak parçasında Allah-u Teala’nın bayrağını dalgalandıran müminler var, Allah’a hamdolsun.” ifadelerini kullanan Kaya bu durumun hamd edilmesi gereken bir durum olduğunu belirtti.
“Şunu bilelim ki dünyevi sıkıntılar geçicidir, her toplum ve fert değişik sıkıntılar yaşar ama bunlar çoğu zaman geçicidir, fakat bu sıkıntılara karşı tavrımız bizim kimliğimizi belirler ve bu kalıcıdır.” diyen Kaya, Ebu Zer Gıfari’den “Resulullah şöyle buyurdular: ‘Ben bir ayet biliyorum. İnsanlar buna yapışsalar onlara yeterli olur ki bu ayet Talak Suresi ikinci ayettir.” hadisini naklederek bu ayetin “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar.” olduğunu anımsattı.
Allah’ın bizim olmamızı istediği şekilde yaşadığımız taktirde sıkıntıların aşılacağını söyleyen Kaya her şart altında hamd edilmesi gerektiğinin önemini vurguladı.
Amellerin yeterli ya da çok görülmesi gibi bir hataya düşülmemesini gerektiğini bildiren Kaya, “Öte yandan yapıp ettiğimiz şeyleri yetersiz ya da eksik görmekle yok görmek arasında fark vardır, bu bir hatadır, dünden bugüne yapılan pek çok hayırlı çabayı görmezden gelmek yanlıştır.” diyerek bu bakış açısının Müslümanları güvensizlik duygularına sevk edeceğini ifade etti.
Konuşmanın sonunda İdlib’deki son gelişmeleri de hatırlatan Kaya bölgedeki Müslümanların en temel ihtiyaç maddelerinden ekmeğe ihtiyaç duyduğunu ve başlatılan un kampanyasına bu anlamda destek olunması gerektiğini hatırlattı.
HABERE YORUM KAT