“Tefsirde ve Rivayetlerde İsrailiyat”
Çağrı-Der’de bu hafta “Tefsirde ve Rivayetlerde İsrailiyat” konusunu Mustafa Mancar sundu.
Mustafa Mancar sunumuna önce metodolojik ve tarihsel olarak Yahudilik ve İslamiyetle
Vahy-i Metluv ve Vahy-i Gayri Metluv ilişkisini açıklayarak başladı.
Yahudilerin Saduki (Karaim Mezhebi) Ferisi mezheplerindeki Mikra(Tora) ve Talmut inanışlarını belirterek Sadukilerin yazılı vahiy dışında yani Mikra dışında vahiy kabul etmediklerini buna karşılık Sadukilerin Hz.Musaya verilen yazılı vahiy dışında Sinada sözlü vahiy verildiğine ve bu sözlü vahyinHahamlarca daha sonra yazıya aktarılarak Talmutunda Tevratın bir parçası haline geldiğine geldiğini belirtti.
Sadukilerin bu sözlü vahiy denilenlerin yazılı vahye yani Tora’ya aykırı olduğunu Tora’yı ikinci plana ittiğini belirtip sözlü vahyi reddederken Ferisilerin bu sözlü vahyin hahamlarca Talmut’a kaydedildiği için kutsal kabul ettiklerini belirterek Talmutla Kütübü Sitte arasındaki tarihsel yazılı ilişkiyi gösterdi. Bugün müslümanların Ehli Sünnet inancında Kütübü Sitte veya Kütübü Tis’a denilen hadis kitaplarına da aynı gözle bakıldığını Şia’nın ise 12 imamın Hz. Peygamberden direk hadis aldıklarına inandıkların belirtti.
İsrailiyat kavramının özelde Yahudilikten genelde ise İslam’ın muhatap olduğu tüm inançlardan İslam kültürüne geçen düşünce ve inanç kırıntıları olduğunu belirtti. Hz. Peygamberin ortaya koyduğu ve daha sonra İbni Teymiye gibi alimlerin de temel esas olarak belirlediği,
1. İsrailiyattan gelen rivayetler Kuran’a uygunsa kabul edilir
2. Kuran’a aykırı olup olmadığı konusunda kesin bir yargı yoksa red veya kabul edilemez
3.Kuran’a aykırıysa kesinlikle reddedilir ölçüsünün maalesef müslümanların çoğunca uygulanmadığını belirtti.
İbni Haldun’un Mukaddimesinde İsrailiyat ile ilgili Araplar ümmi oldukları için Ehli Kitaptan duydukları her türlü rivayeti doğru yanlış ayrımı yapmadan eserlerine alan ilk dönem tefsir sahibi yazarları eleştirdiğini ve Arapların aslında kendileri gibi bedevi olan yahudi ve hristiyanlardan aldıkları bilgilerin de ilmi olmadığını net bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti. İsrailiyat ile ilgili rivayetleri metin tekine karşı çıkan müslümanların bu rivayetlerde; Sahabe, Tabiin, Etbe ut Tabiin tarafından rivayetlerdir. Onlar eleştirilemez mantığıyla hareket ettiklerini ve birinci kaynak olan Vahyin ikincil kaynak haline getirildiği rivayetlerin ise birincil kaynak haline getirilmesine sebep olduklarını ortaya koydu. Böylece iletilen dinin üretilen dine düşmesinin bugünkü sıkıntılarımızın genel sebebi olduğunu belirten konuşmacı tekrar Hz. Peygamberin ortaya koyduğu tavrı gündeme almamız gerektiğini söyleyerek İsrailiyattan örneklere geçmeden İsrailiyatı Cedide olarak milliyetçilik, sol-islam liberalizm, demokrasi vb. çağdaş ideolojilerin islamlaştırılması tehlikesini belirtti. Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın yaratılışı, cennetten çıkarılışı, Hz.İbrahim’in Mısıra girerken hanımını kız kardeşi olarak tanıtan İlahiyat Profesörünün muhtemelen Hz. İbrahim döneminde kardeş evliliğinin izni devam ediyordu yorumunu evlere şenlik bir yorum ve duvara toslamak olarak açıkladı. Hz. Ömer ve Ka’bul Ahbar arasında geçen mescid inşası ve hacerü muallaka, yağmur duası daha sonra inşa edilen Kubbetus Sahranın kutsallaştırılması, Emeviler ve Şam’ın kutsallığı, Harut ve Marut ile ilgili rivayetler. Nur-u Muhammediye inancı, Hz.İsa’nın 12 havarisi, Hz. Musa’nın 12 kabilesi ve 12 imam inancı, yahudiler mehdi, hristiyanlar Mesih, mülümanlar her ikisini bekliyor gibi örneklerle konuyu açıkladı. Son olarak Taha 96 ayetinin meallerindeki israiliyat etkisini göstererek konuşmasını bitirdi.
HABERE YORUM KAT