1. YAZARLAR

  2. Aydın Ünal

  3. Tecavüzcü!
Aydın Ünal

Aydın Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Tecavüzcü!

21 Kasım 2016 Pazartesi 11:20A+A-

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu Perşembe akşamı geç saatlere kadar çalıştı. Görüşülen tasarı tam oylanacakken, AK Parti, önemli bir toplumsal sorunu çözmek amacıyla önerge verdi.

Erken yaşta evlilik, yasalarımıza göre “cinsel istismar” suçu sayılıyor. Ancak, ağır cezasına rağmen, toplumun bazı kesimlerinde erken yaşta evlilik vakaları hala görülüyor. Evlenen, çocukları olan, evliliklerini sonradan resmileştiren, aile hayatları son derece normal şekilde devam eden bazı ailelerde, bu yasadan dolayı, yani yasada tanımlandığı adıyla “cinsel istismar” suçundan dolayı koca hapse atılıyor.

Bu şekilde içerde yatan yaklaşık 3 bin kişi var. Kadınlar kocalarına, çocuklar babalarına kavuşmayı bekliyorlar. Ulaşabildikleri herkese, “biz severek evlendik, ailelerimizin rızasıyla, düğün yaparak evlendik. 3-4 çocuğumuz var. Eşlerimizi bırakın” diyorlar.

Bu mağdurlar, sadece AK Parti'ye, AK Parti milletvekillerine değil, başta CHP olmak üzere tüm partilere ulaşıyor ve dertlerini anlatıyorlar. Onları dinleyenler de hak veriyor, mağduriyetlerinin giderilmesini istiyorlar. Örneğin, 9 Şubat 2016 tarihinde, Leyla Tan isimli mağdur, TBMM'de ilgili komisyonda dinlenmiş ve CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal, bu ailelerin mağduriyetini kabul etmiş, acilen çözüm bulunması gerektiğini kayıtlara geçirmiş. Bu tür evlilikler Romanlar arasında da yaygın olduğu için, CHP Milletvekili Özcan Purçu, çözüm bulunması için yıllardır mücadele ediyor.

Sorunun varlığını ve mağdurların haklılığını CHP de kabul etmiş durumda. Ancak, önergenin geliş şeklinden dolayı, son derece doğal olarak itiraz ediyor. Doğal olmayan nokta, CHP'nin, usulden dolayı kabul etmediği önergeye verdiği tepki. CHP, kendisinin de savunduğu, hatta kendi milletvekillerinin hararetle savunduğu bir önergeye, usulden dolayı karşı çıkarken, AK Parti'yi, AK Partili milletvekillerini, hatta AK Parti seçmenini, başta “tecavüzcü” olmak üzere, son derece edep dışı, ahlak dışı bir dille tahkir ediyor.

Bu tür edepsiz ve ahlaksız tavrı ilk kez görmüyoruz.

Yakın geçmişte, örneğin 28 Şubat sürecinde, başından sonuna kadar tiyatro olduğu anlaşılan Ali Kalkancı-Müslüm Gündüz-Fadime Şahin vakasıyla, tüm Müslümanlar töhmet altında bırakılmış, dindar kesime aylarca, yıllarca hakaretler edilmişti.

Gezi olaylarında, “ağaç” bahanesiyle yola çıkanlar, haftalarca AK Parti üzerinden, toplumun çok geniş bir kesiminin değerlerini, inançlarını, yaşam tarzını ayaklar altına almış, her türlü hakareti, küfrü, edepsizliği, ahlaksızlığı sergilemişlerdi.

Bir ilimizde ortaya çıkan çocuklara cinsel istismar vakası üzerinden, Ensar Vakfı, AK Parti, çok daha geniş manada dindar ve muhafazakar kesim, Fetullahçıların, PKK'lıların ve CHP'lilerin ortak çalışmalarıyla aylarca hedef haline getirilmiş; tam manasıyla alçakça ve ahlaksızca operasyonlara maruz kalmışlardı.

CHP ve avanesinin, Perşembe akşamından itibaren, son derece haksız biçimde, aynı şekilde son derece ahlaksız ve edepsiz biçimde, AK Parti üzerinden yine tüm dindar ve muhafazakarlara “tecavüzcü” yaftasını yapıştırdıklarını görüyoruz.

Bunu çok kolay yapıyorlar. Pervasızca yapıyorlar. Bunu yaparken, hiçbir ahlaki ya da insani kaygı taşımıyorlar. Bir tek kişiyi değil; AK Parti'ye oy veren ya da vermeyen milyonlarca kişiyi, milyonlarca dindar ya da muhafazakarı, gözleri dönmüş şekilde linç etmek istiyorlar.

Her türlü ahlaksızlığı “modernlik” kavramının arkasına sığınarak meşrulaştırırken; istisnai çirkin vakalar üzerinden dindar ve muhafazakarların tamamını suçlamaktan, itham etmekten, aşağılamaktan hiç çekinmiyorlar. Kendi çirkinliklerini “çağdaşlık” maskesi altında doğal gösterirken, dindar ve muhafazakarların yaşam tarzlarına çemkirmekten hiç utanmıyorlar.

Bu ahlaksızlara karşı savunma yapmanın, akıl ve mantık dairesinde açıklamalar yapmanın, meseleleri izah etmenin hiç bir anlamı yok. Ahlaksızlık ve edepsizlikten gönülleri ve gözleri kararmış bir kitleyi hiç kimse hiç bir şekilde ikna edemez. Karşısındakini peşinen “Tecavüzcü” diye, “Pedofil” diye itham eden bir alçakla bırakın konuşmayı, aynı oksijeni teneffüs etmek bile züldür.

Biz edepsiz olamayız, biz bunlar gibi ahlaksız olamayız. Bunların diliyle konuşamaz, bunların seviyelerine inemeyiz. Ellerine sprey boya alıp duvarlara edepsizce küfürler yazabilen, sokaklarda en galiz küfürleri slogan yapıp savuran bir gözü dönmüş kitleye vereceğimiz en net cevap onları yok saymaktır.

Cumhurbaşkanımızın dediği gibi: “Edebimize güvenip edepsizlik yapıyorlar; ama meydanı boş zannetmesinler...”

Edebimizden taviz vermeyiz ve vermeyeceğiz; ama herkes bilsin ki, bu edepsiz ve ahlaksız operasyonlar karşısında da asla boynumuzu yere eğmeyeceğiz. Ne derlerse desinler, biz kervanımızla yola revan olup, edep üzere yürümeye devam edeceğiz.

Nihayetinde kazanan edepsizlik olmaz, kazanan edepsizlik karşısındaki kompleks de olmaz; nihayetinde kazanan edep olur. Zira hep edep kazanmıştır.

Yeni Şafak

YAZIYA YORUM KAT