Tecavüz, cinayet ve intiharlara karşı toplumsal bir bilinç nasıl oluşur?
İslam’ın evrensel ahlak ilkelerine sahip olmamız gerektiğini söyleyen Alpay, kötülüğü, zinayı ve cinayeti modelleyen filmler, diziler, magazin haberciliğine destek verip edepli, merhametli ve adaletli bir toplumda hayat süremeyeceğimizi vurguluyor.
Kenan Alpay'ın yazısı:
Bütün bir toplum magazin kültürünün ayrılmaz bir parçası gibi yaşamaya mahkûm ediliyor. Magazin kültürü en ciddi haber kanallarının bile ana haber bültenlerini, gazete manşetlerini işgal edip toplumun üzerine hücum ediyor. Elbette magazin kültürü diye kendi başına bir kötülük odağı, kendi imkanlarıyla iş gören bir organizma bulunmuyor yeryüzünde. Ancak şöyle bir tanım yapabiliriz: Magazin kültürü birey ve toplumun harama, günaha ve gayrı meşru ilişkilere olan eğilimini fısıltı halinde konuşmaktan modern iletişim araçlarıyla yayıp özendirici bir biçimde teşhir edilmesine geçişin adıdır.
Magazin kültürü artık siyasetin kodlarına da eğitim müfredatına da hatta aile yapısına da kolayca müdahale edebilecek bir pozisyonda. En çirkin davranışları sergilemeyi adet edinen, ahlaksızlığı meslek edinerek şöhret ve zenginlik kazanan, hastalık düzeyinde karakter sonunu yaşayan ve hemen hiçbir insani değerden nasiplenmemiş tipler birer fenomen daha doğrusu rol modeller olarak kamusal hayatın merkezine yerleştiriliyor. Reklam yüzü olmanın yanı sıra siyasetçilere sempati kazandıran pozlar vermekten eğitim öğretimde ‘kalite’ arttırıcı tavsiyelerde bulunmaya değin topluma istikamet veren her alanda boy gösteriyor magazin figürleri. Çıplaklıktan beter derin dekoltelerin yarıştığı, yüzlerce kez yaşanan sürpriz aşklara dair klişe kalıpların havada uçuştuğu, yıllara meydan okuma bahanesiyle giriştikleri teşhircilik tuzağıyla silkeleyecek yeni kerizler kovalayan sanatçı artıklarıyla önce akıllara ve kalplere tecavüz ediliyor. Akıllara ve kalplere yönelik tecavüzler kitlesel ve sistematik düzeyde halen sürüyor.