"Tebliğ ve Mücadele Metodunda Ölçü"
Özgür-Der Üsküdar Şubesinde “Tebliğ ve Mücadele Metodunda Ölçü” konuşuldu.
Özgür Der Üsküdar Şubesi’nin bu hafta ki konuğu, Yılmaz Çakır’dı. Tebliğ ve Mücadele Metodunda Ölçü konulu bir sunum yapan Çakır, özetle şunları söyledi.
Tebliğ, İslam’ın en önemli ve öncelikli kavramlarından biridir. Tebliğ, “belağ”’dan türeyen, tam olmak, nihayete ermek demek. Islahtaki anlamı ise tebliğin, Allah rızası için Allah’ın dinine her türlü davet. Belağat da aynı kökten; bir şeyin mükemmelen en iyi şekilde muhataba iletmek, tam layıkıyla anlatma demek.
Tebliğ çatı kavramdır. Bunun altında ki kavramlar ise; davet, emri bil maruf, nehyi anil münker gelir. Kur’an’da bir çok yerde tebliğ geçer. Tebliğ kelimesi Kur’an’da geçmese de o anlama gelen, çok geniş bir anlam alanı var. O yüzden İslami mücadelenin en başta gelen ve en önemli alanlarından biri tebliğdir.
Rabbimiz Araf Suresi’nin 164 ve 165.ayetlerinde;
“Hani onlardan bir topluluk demişti ki: "Siz, Allah'ın helâk edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?" Onlar da, "Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah'a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)" demişlerdi. Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca, biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık.” Buyuruyor.
Ayette dikkat edilirse çağrıda bulunmama, tebliğde bulunmama durumunda helak söz konusu. Kur’an tebliğsel faaliyeti yaşam olarak sunar.
İslam, insanın kabuğuna çekilmesini istemez, faal, aktif olmaya çağırır. İnzivaya çekilme Hz.Peygamberin vahiy öncesi bir uygulamasıdır. Hz.Peygamber vahiy inmeye başladıktan sonra inzivaya çekilmedi. Ramazan ayında ki itikaf ise inzivadan çok farklıdır.
Tebliğde yapılan yanlışlardan biri de, dar bir çerçeve içinde, bir grubun yada cemaatin salt kendi arasında birbirlerine tebliğde bulunması, dışarı açılmaması. Tebliğ herkese karşı yapılması gereken bir çalışma ve faaliyet olmalı.
Tebliğde “hikmet” ve “basiret” çok önemlidir. Neyi ne zaman ne şekilde söylemek önem arz ediyor. Muhatabın içinde bulunduğu durumunu iyi gözlemleyip ona göre hikmetli bir çağrı söz konusu olmalı.
Tebliğde bir diğer husuta üslub. Yumuşak bir uslub önemli fakat bu yanlış anlaşılıyor. Yumuşak bir üsluba sahip olmak demek dinin aslından ödün vermek değildir, müdahene bulunmak (dalkavukluk yaparak, birinin gönlünü alıyım derken, İslamiyet’in dışına çıkmak) hiç değildir.
Ayrıca, herkesin anlayabileceği bir dil kullanarak, Tedriçe de önem vermek gerekir. Peygamberlerin toplumlarını uyarırken izledikleri yok bizler içinde örnek olmalı.
Bir diğer husus; tebliğde usuli diye yada siyasi diye yada ahlaki diye bir alan seçmek doğru değil. Dinimiz bir bütündür, belli alanlara hasretmek doğru olmaz.
Müslümanlar arasında yanlış anlaşılan ve uygulanmaya çalışılan bir konuda; ayetleri Mekki, Medeni diye ayırıp, biz Mekke dönemindeyiz Mekki ayetler tebliğde öncelikli yaklaşımı. Hayatı inşa ederken böyle tasarrufta bulunmak doğru olmaz. Ayetlere bir bütün olarak bakıp, kavrayıp, anlayıp öyle yaşamalıyız.
Bir diğer yanlış anlamada gizli tebliğ dönemi açık tebliğ dönemi anlayışıdır. Kur’an bize böyle bir ayırım yapmıyor. Tebliğci her daim açıktan tebliğ etmekle mükelleftir.
Mekan olarak da her yer ve her mekan tebliğ için kullanılabilir, salt camilere hasretmek doğru değil.
Öncelikle yaşantımızda örnek olmalıyız, tebliğde bulunmalıyız. Tebliğcide bulunması gereken vasıflar:
Ahlak, güvenilirlik, eminlik, sabır, tutarlılık.
Tabi burada bireysel olmaktan ziyade, bir cemaat olarak iş bölümü yaparak, belirli bir plan ve program yaparak tebliğ faaliyetinde bulunmakta asl olandır.
HABERE YORUM KAT