Tasarruf sözünü önce devlet tutmalı!
Hüseyin Öztürk enflasyon altında ezilen milyonlara karşın devletin yaptığı bazı harcamalardaki israfına dikkat çekiyor.
Hüseyin Öztürk / Yeni Akit
Tasarruf tedbirleri kimler için geçerli!
Yeni kabine göreve başlamasıyla Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Hazine/Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in açıkladığı ilk kararlardan birisi tasarruf tedbirleriydi.
Tedbirlerin üzerine iki yazı yazmıştım. Üçüncüsünü yazmaya ihtiyaç hissetmedim. Çünkü olma ihtimali, yapılma ihtimali sıfır meselelere değinecektim ve “Bunlar asla icraya konulmamalı” diyecektim demedim.
Çünkü “Bir vakıanın şüyu, vukuundan berbat” denilir ve öyledir de. Vukua gelmemiş işlerin şüyuunu yaymak ve yazmak, ahlaki olmaz diye sözlerime fren koymuştum.
Şimdi o frenden dolayı pişmanım. Çünkü diyecektim ki:
-“Eğer tasarruf tedbirlerine uyulacaksa ilk önce Ak Partili belediyelerle birlikte MHP’li belediyeler ve Cumhur İttifakına dâhil olan diğer belediyeler uymalılar.
Takip edebildiğim kadarıyla Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş dışında tasarruf tedbirlerine uyan pek belediye duymadım, görmedim.
•
Siyasette veya sadece bizdeki siyasette, yıllardır aşılamayan bir barikat var. Milletvekili veya belediye başkanları, meclis üyeleri seçilmeden önce, tüm insani özelliklerini sergilerler.
Sanırsınız ki, bu şahıslar seçildikten sonra da böyle olacak. “Ne güzel insanlara oy vereceğiz. Bizim parti adayları çok iyi bir sınavdan geçtikten sonra tespit etmişler” dersiniz.
Seçimin daha ertesinde bir daha o insanların ekseriyetini göremezsiniz. Hele mazbatayı alıp, yakalarına rozeti taktıktan sonra kimyası değişmiş bir sima ile karşılaşırsınız.
Makam, mansıp (yüksek mevki) çeşitli mevkiler, unvanlar, irili ufaklı yetkiler; nereden nasıl ve kimler vasıtasıyla geldiklerini unutturur ve “Meğer ben neymişim” dedirtir.
Tasarruf etmek ve tedbirlere uymak, bir insaf ve vicdan meselesidir. Vicdanını bekçi etmeyen kimselere göre değirmenin suyu nereden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin, yeter ki, değirmeni döndürsün diyerek harcanır.
Tasarruf tedbirlerine uymayan veya bir yolunu bularak harcama yapan belediyeler ve diğer kurumlar, sanki batan geminin mallarını satar ve harcar gibi harcama yapmaktadırlar.
•
Cumhurbaşkanımızı televizyonda izledikçe veya programlarda gördükçe ailece dua eder ve şunu söyleriz.
-“Cumhurbaşkanımızın şu yorgunluğunu görmeyen, yedi düvelle nasıl savaştığını anlayamayan partililere, milletvekillerine, belediye başkanlarına hakkımızı helal etmiyoruz”.
Bu serzenişimiz hemen her gün yapılmaktadır. Şimdi buradan da yazılı olarak beyan ediyoruz ki, insan ekmek yediği sofraya ve nimete ihanet etmez, sahip çıkar.
Bütün bunları şunun için söylediğimiz anlaşılsın. Eğer tasarruf tedbirlerine belediyelerin yaptığı konserler girmiyorsa bir diyeceğimiz yok.
Yalnız giriyorsa, bu hadsizlik neyle nasıl izah edilebilir onu partinin ve hükümetin yetkilileri bilecektir.
•
Ezcümle:
Hiç kimse her şeyin sahibi olamaz. Nice sahip olduklarını zannedenlerin hali, vakti saati gelince görülmektedir.
Halka hizmet Hakka hizmet derken, Hakka isyan eden kimseleri, halkın ve devletin sırtından beslemek ve küfürlerini daha da azdırmak ne siyasettir ne de yöneticiliktir. Ayıp!
HABERE YORUM KAT