1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Tarihsel Türk-Yahudi ilişkileri
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Tarihsel Türk-Yahudi ilişkileri

20 Ocak 2010 Çarşamba 00:27A+A-

Geçen yazıda; “Evet, Yahudiler son 2 bin yıl boyunca hep horlandılar, dışlandılar ve zaman zaman katliamlara maruz kaldılar. Ancak, bu süre içerisinde en rahat yaşadıkları topraklar Müslüman coğrafya oldu. Meselâ Endülüs ve Osmanlı toprakları” demiştik.

Bugün ise tarihsel Türk-Yahudi ilişkilerine özet olarak değinerek kendisini Türkiye’den alacaklı gören İsrail’in görmesi gerekenleri hatırlatacağız.

Osmanlılar Yahudilerle 1324’de Bursa’nın fethinde karşılaştılar. Bizanslılar tarafından baskı altında tutulan Yahudiler, Osmanlıyı kurtarıcı olarak kabul ettiler. Sultan Orhan onlara dinlerini özgürce yaşama teminatı verdi. 1950’lere kadar varlığını sürdürecek bir sinagog da inşa ettiler.

Osmanlı Edirne’yi fethettiğinde de birçok Avrupa şehrinden buraya göçe başladılar. Tarih sahnesine çıkan Osmanlı onlara koruyucu kanatlarını geriyordu. Bunu gören Macaristan Yahudileri, 1376’da topraklarından sürüldüklerinde Osmanlı’ya sığınacaktı. I. Beyazıd, Fransa Krallığının Sicilya’dan sürdüğü Yahudilere de Edirne kapılarını açtı.

1453’de Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde Bizanslıların baskısından bunalmış Yahudiler bu fethi alkışladılar. Haham Moşe Capsali Osmanlı İstanbul’unun ilk hahambaşısı oldu.

1492 ise Türk-Yahudi ilişkileri açısından bir dönüm noktası oldu. 7 asır boyunca Müslümanların egemenliği altında barış ve huzur içinde yaşayan Yahudiler Endülüs’ten kovuldular. Endülüs’ü ele geçiren Hıristiyanlar ya Hıristiyanlığı kabul etmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini istiyordu, başka şansları yoktu, direnenleri ise acımasızca öldürüyorlardı.

Sultan II. Beyazıd gidecek yerleri olmayan onbinlerce Yahudiye Osmanlı topraklarını açtı. Endülüs’ten sürülenlerle Balkanlarda hatırı sayılır bir Yahudi nüfusu oluşmuştu.

Hıristiyanlar Avrupa’yı Yahudilerden temizlemek istiyordu. Tarih boyunca ortalama bir Hıristiyanın zihninde “God killer/Tanrı kâtili” olarak yer ettiler. Avrupa medeniyetine beşiklik etmiş tarihî şehirlerde gettolarda yaşamaya zorlanıyorlardı.

Aynı dönemlerde Osmanlı tebası gayrimüslimler, Millet Sistemi’ne göre kimliklerini koruyarak yaşıyordu. Yahudiler, bu sistemin bir gereği olarak kendi aralarında Yahudi dininin hukuk sistemlerine göre hayatlarını idâme ettiriyorlardı.

Osmanlı idaresinde önemli ve yüksek makamlara kadar yükseldiler. Osmanlı idaresinde önemli yer işgal etmiş Yahudileri saysak bu yazının sınırlarını aşar. Bütün bunlar Yahudilerin Osmanlı idaresi altında özgürce ve barış içerisinde yaşadığını gösterir.

Türk-Yahudi ilişkilerinde iş bununla da kalmıyor. Yahudiler saraydan kız almış, kız vermişlerdir. Muhtedi Yahudiler arasından şeyhülislâmlık makamına kadar yükselenler olmuştur.

Yahudi ve Osmanlı ilişkisi o derece ileriye gitmiştir ki, II. Selim Yahudi asıllı Nurbanu Sultan ile evlenmiştir. Osmanlı padişahı III. Murad bu evlilikten dünyaya gelmiştir meselâ.

Yahudiler Osmanlı şehirlerinde istedikleri yerlerde yaşama, istedikleri meslekle iştigal etme, seyahat ve ibâdet etme, dinleri gereği istedikleri eğitim kurumlarını açma ve verme hürriyetine sahiptiler.

Osmanlı otoritesi kamu güvenliğini tehlikeye düşürmedikçe gayrimüslimlerin içişlerine karışmıyordu.

Cami, havra ve kiliseler Edirne’de, İzmir’de, İstanbul’da, Selanik’de yüzyıllarca yan yana hizmet vermiştir. Bu dinî hürriyeti Yahudiler Avrupa’nın hiçbir ülkesinde elde edemediler.

Yunanlıların 1821’de bağımsızlık için başlattıkları savaş Yahudiler için zor günlerin başlaması anlamına geliyordu. Türklerle beraber öldürülüyorlardı. Onlar da böylece Osmanlı’nın diğer topraklarına çekiliyorlardı.

Bu tarihi arkaplana dayanarak sormak gerekir; İsrail Türkiye’den alacaklı mıdır? Türkiye’den neyin diyetini ödemesini istemektedir? Kimi Türk vatandaşı Yahudi ailelerin çocukları neden gidip İsrail’de askerlik yapmaktadır?

Şunu unutmamaları gerekir: Yahudiler, ABD ve İngiltere’nin bölgede jandarmalığını yaparak ilelebet kazançlı çıkamazlar. Dünyada Yahudi nefreti artarken İngilizlerin esâmîsi bile okunmuyor.

Oysa İsrail’i İngilizler kurdu. Hâlihazırdaki birçok oyunun arkasında da İngiltere ve Amerika var. Ama İngilizler akıllı olduklarından varlıklarını pek hissettirmiyorlar, maşa kullanıyorlar.

Yahudiler tarihî Londra’da gettolara kapatıldıkları dönemde Kudüs, Bağdat, İstanbul gibi Müslüman şehirlerde rahat yaşıyorlardı. Tarihte bir gezinti yaparak geleceği okumaya çalışan Yahudiler varsa, bunları görmek durumundadırlar...

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT