HAKSÖZ-HABER

Taraf gazetesi Cephetun Nusra’ya yönelik bir süredir yönelttiği iftiralarını ara vermeksizin sürdürüyor. Yalan olduğu her halinden belli asılsız iddialarla, karalamalarla her gün sayfalarını süsleyen Taraf, neredeyse Nusra aleyhine yayın yapmadan gün geçirmiyor. Çoğu zaman manşetten saçılan yalanlar kimi zaman köşe yazarlarının yazılarında, bazen de Amberin Zaman’ın son gözlem-izlenim yazılarında görüldüğü üzere uyduruk fotoğraflar eşliğinde dizi yazılarda kendine yer bulabiliyor. 

Taraf dünkü (8 Eylül Pazar) yayını ile işi “artık olacak şey değil” boyutlarına vardırmıştı. Sultangazi Cemevine yönelik silahlı saldırı haberi bir biçimde Nusra’ya bağlanmış, en azından okuyucuların zihninde bu tür bir imaj oluşturulmasına zemin hazırlanmıştı. Oysa saldırının adi bir vaka olduğu ve saldırganların da İslami örgütlerle değil, sol örgütlerle bağlantılı kişiler olduğu biliniyordu. Diğer gazeteler haberi bu bilgiyle aktarırken, Taraf özellikle olayın bu kısmını örtmüş, gizlemeye çalışmıştı.

Bu duruma dikkat çeken haberimizden sonra bugünkü Taraf’ta konuyla ilgili bir açıklama, belki özür, en azından işte “sehven atlandı” türünden bir mazeret beyanıyla karşılaşabileceğimizi düşünmüştük. Hiçbiri olmadı! Bilakis Taraf “Nusra yalanları dizisi”ni sektirmeden bugün de sürdürdü.

9 Eylül Pazartesi tarihli bugünkü Taraf’ta Nusra’ya saldırı nöbetini Fars Haber Ajansı üzerinden Abdullatif Şener devralmış görünüyor. Gazeteye bakılırsa Fars Haber Ajansına verdiği demeçte, “bir kifayetsiz muhterisin battıkça batışı” konulu dizi film senaryosuna konu olabilecek bir kişilik sayılabilecek Şener, Türkiye’nin Nusra’ya ağır silahlar gönderdiği iddiasında bulunmuş.

Abdullatif Efendi’nin bu bilgiyi kimden aldığı, nereden öğrendiği gibi ayrıntılar elbette lüzumsuz addedildiğinden hiç gündeme gelmemiş. Kendisi zaten her sözü senet sayılması gereken mutemet bir şahsiyet olduğundan iddiası hüccet olarak sunulmuş.

Abdullatif Şener, ABD’nin Nusra’yı terör örgütleri listesine koymasına rağmen Türkiye’nin bunu yaptığını ve dolayısıyla bu yapılanın “bir hayli tehlikeli” olduğunu da ifade etmiş. Aslında kaç yıldır AK Parti’yi ABD taşeronluğuyla suçlayan ağır ifadelerine şahit olduğumuz Abdullatif Şener’in bu iddiasının kendi içinde çelişik bir durum oluşturduğu da söylenebilir ama konumuz bu değil ve Abdullatif Efendi’nin ve diğer ulusalcıların çelişkileriyle baş etme imkânımız da zaten yok!

Ne iç açıcı bir tablo değil mi? Abdullatif Şener, Fars Haber Ajansı ve Taraf gazetesi aynı kaptan birbirlerini besliyorlar, afiyet olsun!