Tansel Hanım korkuyorsa, bize ne?
Haberturk’te Balçiçek Pamir’in konuğu olan TanselÇölaşan’ı izlediniz mi?
Bu hanımefendi, Danıştay’da yıllarca hakimlik yaptı. Danıştay Üyeliği, Daire Başkanlığı yaptı. Danıştay Başsavcısı oldu. Başkanvekili olarak meslek hayatını noktaladı.
Ve ben, bu hanımefendiyi dün izlediğimde, karşımda objektif bir hakim değil, politize olmuş dört dörtlük bir siyasetçi gördüm.
Hakimlikten küçücük bir iz yoktu kendisinde.
“Şu an emekliyim” diyebilir.
Ama, bir hakim, meslek hayatında gerçekten siyasetten uzak durdu ise, emekliliğinde de bunun izleri görünür.
Tansel Hanım’da, objektif hakimliğin küçücük bir izdüşümü yoktu.
Tansel Hanım, “korku”dan bahsetti. Hukukçunun hiç bahsetmeyeceği bir kavramı ön plana çıkardı.
Soralım Tansel Hanım’a, “korku” hukuki bir terim midir?
Hukuki bir terim midir ki, “korku” diye başlayıp, “korku” diye bitirdiniz sözlerinizi?
Tansel Hanım, Cumhuriyet’in başından beri devam eden “karşı devrim”den bahsetti.
Söyler misiniz Tansel Hanım, “karşı devrim” nitelemesi, hukuki bir kavram mıdır?
Hukuki bir kavram mıdır ki; tüm memurların atamaları ile ilgili karar veren Danıştay 5. Dairesi’nde, yıllarca üyelik, hatta o Daire’de başkanlık yapan, Danıştay Başsavcısı olan bir hukukçu, bu kavramı bu kadar çok tekrar ediyor?..
Söyler misiniz Tansel Hanım, kafasında “karşı devrim” sabitlemesi olan bir hakim, özgürce karar verebilir mi? Kafasında “korku” olan bir hakim, özgür karar verebilir mi?
Tansel Hanım korkuyor. Cevap veremez.
Biz onun yerine cevap verelim. “Korkan hakim, özgür karar veremez!”
Öyle ise Tansel Hanım da, hakimliği sırasında, “özgür karar vermemişti” o zaman!
Gerçekten de, onun döneminde, sol tandanslı bürokratların görev yeri değiştiğinde, bir günde yürütmeyi durdurma kararları alınıyordu.
Sol tandanslı hükümet geldiğinde, sağcı bürokratların görev yeri değiştiğinde ise, bırakınız birkaç günde yürütmeyi durdurma kararı vermeyi, yıllarca sonuç çıkmıyordu.
İşte bunun sebebini, dün Tansel Hanım’ı izlerken, daha net olarak anladım.
Tansel Hanım’ın bulunduğu bir Daire’de, “karşı devrim” korkusu bir kenara bırakılıp, objektif karar verilmez ki!
Hanımefendi kendisi kabul ediyor:“Korku var” diyor.
Korkuyorsa, tabiî ki özgür karar vermeyecek.
Yanlı karar verecek. Korktuğunun aleyhine karar verecek!
Oysa biz, hakimlerin korkmaması gerektiğini öğrendik. Cesur olmaları gerektiğini öğrendik. Hepimiz insanız. Dolayısı ile hakimler de, bir insan olarak korku hissetseler bile, bu korkuyu dillendirmemeleri gerektiğini öğrendik.
Tansel Hanım ise tam tersi bir tavır içinde. Korkusunun şiddeti bir ise, o, şiddetin küpünü alıp, adeta devleştirerek yansıtıyor halka.
Neymiş, hanımefendi “irticadan korkuyor”muş!
Ne yapalım hanımefendi? Siz korkuyorsanız, biz ne yapalım?
Yaşamayalım mı? Hiç aklınıza gelmiyor mu, başkaları da size aynı şeyi söylese: “Biz de sizden korkuyoruz hanımefendi!” dese, ne cevap verirsiniz?
Sizin kafanızdan memurların görev yeri değiştiğinde, başka hakimler de solculardan korktuğu için, dosyanın içeriğine bakmadan, memurun siyasi görüşüne göre karar verirse, ne düşünürsünüz?..
Kabullenir misiniz böyle bir ideolojik kararı?
Dünkü sözlerinde, bir gerçeği daha itiraf etti Tansel Hanım. Kendisi görev sırasında “korku” ile karar verdiği gibi, başkalarının da hep “korku” ile karar vermesini istiyor, Tansel Hanım.
Balçiçek Hanım soruyor kendisine: “Danıştay davası yeniden görülüyor, ne olacak?”
“Korku” itirafında bulunan Tansel Hanım, nasıl bir hukukçu mantığına sahip olduğunu ortaya döküyor: “Ben inanıyorum ki, yansız bir mahkeme Danıştay davasına baksa, ilk karar gibi karar verir.”
Şunu söylemek istiyor Tansel Hanım..
“Danıştay cinayeti işlenirken, katilin kimlerin etkisinde kaldığının araştırılması gerekmez. Cinayetin sebebi, bizim dediğimiz gibidir. Bunu araştırmaya gerek yoktur. Biz ne dediysek, gerçek de odur. Telefon mesajları araştırılınca, başka deliller araştırılınca, cinayetin arkasındaki gerçekler ortaya çıksa da, sonuç değişmemeli.Sonuç, mutlaka bizim dediğimiz gibi olmalı.”
Evet, Tansel Hanım’ın istediği bu.
O, kararını çoktan vermiş! Mahkeme ise, Tansel Hanım’ın dediği gibi karar verirse yansız mahkeme olacak!..
Gerçeği araştırırsa, “yanlı mahkeme olur”muş!.
Nasıl mantık ama...
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT