"Tanju Özcan mültecileri konuşacağına Bolu için ne yapılması lazım onu konuşsun!"
Independent Türkçe, Tanju Özcan'ın ırkçı açıklamalarını Bolulara sormuş...
Ahmed Muhammedi 13 yaşında… Savaştan, yoksulluktan kaçıp Türkiye'ye sığınmış milyonlarca mülteciden biri. Annesi ve babasıyla birlikte Bolu'da yaşıyor. Ama bugünlerde oldukça tedirgin. Onunla karşılaştığımızda korkusu yüzünden belli oluyordu. Bu korkunun sebebi ise, Bolu Belediyesi'nin Cumhuriyet Halk Partili Başkanı Tanju Özcan'ın açıklamaları…
Göçmenlerin misafirliğinin uzadığını ifade eden Özcan, en temel insan hakkı olan suya 10 kat zam yapılarak mültecilere verilmesi için Bolu Belediyesi Meclisi'ne teklif sunacaklarını, mültecilerin bir an evvel hem Bolu'yu hem de Türkiye'ye terk etmesi gerektiğini söylemesinin yol açtığı tartışma günlerdir sürüyor.
Tanju Özcan: Sözlerimin sonuna kadar arkasındayım
Kentte dolaşmaya başlamadan önce, Tanju Özcan'ı arıyoruz. Önce Özel Kalem Müdürü Ergin Yönet'le görüşüyüroz. Yönet, Tanju Özcan'ın CHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklama nedeniyle röportaj taleplerini kabul etmediğini ancak fikrinde ve duruşunda bir değişiklik olmadığını söylüyor. Ardından Tanju Özcan'a ulaşıyoruz, görüşme talebini yineliyoruz. Telefonda, "Söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım" diyor, randevu talebimizi kabul ediyor ve Ergin Yönet'le temas kurarak randevuyu ayarlamamızı söylüyor.
Ergin Yönet'ten gelen telefon üzerine belediye binasına doğru yola çıkıyoruz. Tam içeri girecekken gelen yeni telefonla, Tanju Özcan'ın görüşmekten vazgeçtiğini söylüyor Yönet.
Eşsiz doğası, zengin mutfağıyla bilinen sakin bir şehir olan Bolu'yu Türkiye'nin gündemine taşıyan, bizi de Bolu yollarına düşürüp sokaklarını arşınlatan bu açıklamayı yapan Tanju Özcan, hukukçu olduğunu ve söylediklerinin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğine de değiniyor.
Açıklamasında hukukçu kimliğini ön plana çıkartan Özcan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10. ve 17. maddelerinden mutlaka haberdardır. Çünkü o maddelerde "herkesin din, dil, ırk, mezhep fark etmeksizin kanunun önünde eşit" olduğu ve yine "herkesin yaşama hakkının" olduğu belirtiliyor.
Anayasadaki "herkes" vurgusu, bu hakların yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilmediğinin, ülke sınırları içinde yaşayan tüm insanların aynı temel haklara sahip olduğunun ispatı niteliği taşıyor.
"Biz de öldürülebiliriz, garantisi yok"
Ahmed Muhammedi bu haklarını bilmiyor yaşı itibarıyla. Onunla, 71 yaşındaki simitçi Mehmet Gümüş'e Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın açıklamalarını sorarken karşılaşıyoruz. Mehmet Gümüş o sırada Özcan'a destek verdiğini, göçmenlerin misafirliklerinin çok uzadığını anlatıyor.
Ahmed Muhammedi de kenarda bizi izliyor. Gümüş'e Ahmed Muhammedi'yi gösterip Afganistan'a gittiğinde öldürülme tehlikesi olduğunu söylediğimizde ise "Biz de öldürülebiliriz, garantisi yok ki" yanıtını alıyoruz.
İki buçuk yıldır Türkiye'de yaşayan ve okula gittiğini söyleyen Ahmed Muhammedi çok iyi Türkçe konuşuyor. Afganistan'a gitmekten korktuğunu söyleyen Ahmed Muhammedi, "Türkiye'de mi kalmak istiyorsun?" sorusuna, gözyaşlarını saklamak için öne eğdiği başını sallayarak karşılık veriyor.
"Kendisi ülkücüydü, ırkçı yanı metastaz yapıp ortaya çıkıyor"
Ahmed Muhammedi'nin yanından ayrıldıktan sonra, eski CHP Bolu İl Başkanı Süha Alparslan'la buluşuyoruz. Aynı zamanda Medya14 Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Alparslan, CHP Genel Merkezi'nden Tanju Özcan'ın açıklamalarına karşı yapılan açıklamayı destekliyor ve Özcan'ın düşüncelerini "ırkçı" bulduğunu ifade ediyor.
Özcan'ın açıklamalarının Hazreti Muhammed'in torunlarının Kerbela çöllerinde aç ve susuz bırakılarak katledilmesiyle benzer olduğunu söyleyen Süha Alparslan, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Tanju Özcan Ankara Hukuk Fakültesi'nde okurken ülkücü gruplarla birlikteydi. Kendisi de faşist bir insandı. Bolu'ya geldikten sonra, Belediye Başkanı olan eniştesi Yüksel Ceylan sayesinde önce DSP'ye sonra da CHP'ye katılarak buralarda politika yapmaya başladı. Ama zaman zaman o ırkçı ve faşist yanı tekrar ortaya çıkmakta ve metastaz yapmaktadır. O hastalığı vardır ve bundan sonra da devam edecektir."
Alparslan sözlerini tamamlarken, Tanju Özcan'ın sosyal demokrat bir parti olma iddiasındaki CHP'de yeri olmadığını düşündüğünü de belirtiyor.
Araba hayaliyle Almanya'ya gitti, mültecileri istemiyor
Alparslan'la konuştuktan sonra Bolu sokaklarında dolaşmaya devam ediyoruz. Bu kez karşımıza 84 yaşındaki Mehmet Yüksel çıkıyor.
Yüksel, Tanju Özcan'ın açıklamalarını sonuna kadar desteklediğini söylüyor. Bolu'daki işsizliğin nedeninin göçmenler olduğunu savunuyor Yüksel ve kendisinin de bir dönem yurtdışına gittiğini söylüyor.
Sebebini ise şöyle anlatıyor Yüksel:
"10 senelik memurdum, istifa ettim. Adam oradan geliyor altında son model araba, buradan ev alıyor. Bir de ben gideyim dedim Almanya'ya."
"Suriyeliler veya Afganistanlılar da sizin gibi mal mülk sahibi olmak için Türkiye'ye gelmiş olamazlar mı?" sorumuza Yüksel, "Olabilir. Çünkü Türkiye rahat. Dünya üzerinde en rahat yer Türkiye" diyerek yanıtlıyor.
Afganistanlı Vahit: Yardım yok, burada çalışırsak para var, çalışmazsak açız
Ancak Afganistanlı Vahit, Emine Şen'le aynı fikirde değil. 4 bin dolar vererek bir aylık yolculuğun sonunda Türkiye'ye ulaştığını söylüyor Vahit ve hiçbir yardım almadıklarını belirtiyor.
Vahit, Türkiye'de ayda 2 bin lira kazandığını, bunun bin lirasını Afganistan'daki ailesine gönderdiğini belirtiyor. "Burada çalışırsak para var, çalışmazsak açız" diyen Vahit, Türkiye'deki hayat pahalılığından da şikayetçi.
"Önce Bolu için ne yapacaklarına baksınlar sonra Afganla, Suriyeliyle ilgilensinler"
Vahit'le vedalaştıktan sonra Bolulu esnafı geziyoruz. Birçoğu konuşmaktan çekiniyor. Ama sorularımızı yanıtlayanlar da var. Onlardan biri Hüseyin Erdoğan. "Mültecilerden önce meclislerinde oturup Bolu için ne yapabiliriz diye bir konuşsunlar. Ondan sonra Afganla, Suriyeliyle ilgilensinler" diyor Hüseyin Erdoğan.
"CHP AKP'den farklı değil, ikiz kardeşler"
Tekrar Bolu Belediyesi'nin önüne dönüyoruz. Belediye binasının önünde Ömer Demir'le konuşuyoruz. Ömer Demir, Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın sözlerine çok sert tepki gösteriyor:
"Hitler'in Yahudi soykırımını yapmak istiyor. Kendisi benim için ırkçı, faşist bir insan. Bolu'daki CHP iktidarı, AKP iktidarından farklı değil. İkiz kardeşler."
"Suyu pahalı vermesin ama gönderilsinler"
Kent merkezinde bindiğimiz taksinin şoförü Hayrettin amca mültecilerin gitmesi gerektiğini savunuyor ama belli ki suya yapılmak istenen zam onu rahatsız etmiş:
"Suyu yüksek vermeye katılmıyorum. Oyumu Tanju Özcan'a verdim. Ama suyu pahalı vermesin, gönderilmelerine katılıyorum."
"Bolu'da sadece ırkçılar faşistler yaşamıyor"
Sorularımızı yanıtlamaktan çekinmeyen bir diğer esnaf ise Nazım Günenç. Kitap kafe işleten Gönenç, mekanını bize açıyor ve ikram ettiği çay eşliğinde sorularımızı yanıtlıyor:
"Bolu'nun böyle anılmasını hiç doğru bulmadım. Bolu'nun böyle bir belediye başkanı olması büyük talihsizlik. Bolu'da sadece yabancı düşmanı, ırkçı, faşist insanlar yaşamıyor. Bizler de varız bu şehirde. Bizler, dostlukla, kardeşlikle, barışla, umutla nefes alıp vermeye devam ediyoruz."
Suyun temel bir insan hakkı olduğunu ve savaş mağdurlarının cezalandırılması için bir araç olamayacağını söyleyen Günenç, "Boluluların başkanı desteklemesini de anlayamıyorum. Bolu Belediyesi'nin yabancılara verip yerlilere vermediği ne var? Bolulular, yandaş basına yılda 600 bin liranın verilmesine dikkat etmeli" diyor.
"Burada kalacağım, orada ev yok, savaş var"
Şehirdeki turumuzda, Suriye'den gelen Muhammed'le karşılaşıyoruz. Suriyeli Muhammed de tıpkı Afgan Ahmed Muhammedi gibi 13 yaşında. Muhammed, Türk akranlarının parkta kendisini dövdüğünü söylüyor.
Tavuk çiftliğinde çalıştığını söyleyen 13 yaşındaki Muhammed, ayda 400 – 500 lira kazandığını belirtiyor. "Burada kalacağım" diyor Muhammed ve neden gitmeyeceğini şöyle anlatıyor:
Orada bizim ev yok. Savaş var.
HABERE YORUM KAT