1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Taksim’e bomba
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Taksim’e bomba

03 Kasım 2010 Çarşamba 10:23A+A-

Kim çekti tetiği!. İlk akla gelen PKK.. Ama olmayabilir..
Kurbanın kendisi de kimin kurbanı olduğunu bilmeyebilir. İpnotik etki ya da uyuşturucu etkisi ile bu işi yapmış olabilir. Cesed üzerinde herhalde kimyasal bir şey var mı, uyuşturucu kullanmış mı incelenecektir.. Ama şüpheler üşüşüyor insanın kafasına PKK, seçimlere kadar tek taraflı ateşkes süresini uzattı.. PKK’nın ateşkes süresini uzatması bazen bir işe yaramayabilir. Birileri PKK etiketi ile eylem yapabilir..
Karşılaştığım herkes, bu kez canlı bomba konusunda belli adresleri işaret ediyor.. TSK içindeki çeteler. Çoğu kişi bu işin içinde Ergenekon olabileceği endişesini dile getiriyor.
İkinci sırada İsrail var.. İsrail’in “Kırmızı kitap”ta tehdit olarak gösterildiği iddiasına İsrail’in bir cevabı olarak görenler azımsanmayacak kadar çok!. Bu saldırıyı ilk kınayan ülkelerden birinin de İsrail olması ilginç değil mi?
Bir başka grub, Amerika’yı işaret ediyor. İran konusunda füze kalkanı ile ilgili olarak Ankara’nın itirazlarının ABD’nin canını sıkmış olabileceğine vurgu yapılıyor..
Hangi ihtimal geçerli olursa olsun, herkesin ortak kanaati, 10 Kasım’a kadar Türkiye’nin diken üstünde olacağı.. Özellikle ulusalcıların kalabalıkları Anıtkabir’e çağırmasının da bir oyun olabileceği ileri sürülüyor.. Bu saldırıyı kim planladı ise, yarın aynı çevreler, Alevi, Kürt ya da ulusalcı çevrelere karşı da benzer saldırılarda bulunabilirler..
Bu saldırıyı tertipleyenlerin barışa, huzura oynamadıkları çok açık..
Amiral gemisinin akıldanesinin 29 Ekim’deki bu öfkesinin, Çekirge’nin komikliklerinin, CHP’lilerin özür dilemek zorunda kaldıkları akıl ve edep dışı sergi skandalının, resepsiyon krizinin arkasında da aynı terör lobisinin, Truva atlarının sinsi planları olması sakın..
Aslında Taksim saldırısındaki şüphelilerin de kendi içlerinde derin bir bağı olduğunu bilmeyen yok aslında.. Kozmik odada 3 aktörün de üzerinde isimleri kazılı sandalyelerinin olması gerekir..
İran Haber Ajansı, ısrarla, bu olayda ABD’nin olduğunu söylüyor.. Bir başka kaynak, Devrimci Karargaha işaret ediyor. Bir başkası KCK’ya.. Ama KCK ısrarla, kendi adına yapılmasından kaygı duyduğu birtakım eylemlerden uzak durmak için tek taraflı ateşkes kararı alıyor..
Anlaşılan örgüt içinde ya da dışarıdan birileri PKK, KCK gibi yapılar üzerinden bazı operasyonlar gerçekleştirmek istiyor.. Sadece bu örgütleri değil, legal, anayasal kuruluşlar, muhalefet de mesela bu açından, birilerinin kendilerini kullanmaları için kapılarını açık bırakmaya devam ediyorlar.. 29 Ekim’de bir bardak suda koparılan fırtına da aslında bundan başka bir şey değildi.. Herkesi fişleyenler, herkesi izleyenler, kendilerini kullanmak isteyenlerin tuzağına düştüler..
Ben dönüp dolaşıp yine aynı yere gelmek istiyorum. Ankara’nın Çin’le stratejik işbirliğine kadar uzanan ilişkiler geliştirmesi birilerini ciddi anlamda rahatsız ediyor..
Erdoğan’ın, terör karşısında yalnız bırakıldıklarına ilişkin “unutmayacağız” diye sesini yükseltmesi, bana kalırsa bir yerlere verilen bir mesaj anlamı taşıyor..
Bana kalırsa bu süreçte CHP’lilerin de kulaklarına kar suyu kaçtı. Bugün tabanda ya da grubda çok sayıda insan, CHP’de neler döndüğünü merak etmeye başladı.. Kongre tartışmaları, Baykal’ın geri dönüş hesapları, Kılıçdaroğlu’nun onur mücadelesi, Sav’ın derin müdahaleleri, hepsi üst üste geldi.. Tam böyle bir zamanda uzun süredir pek sesi duyulmayan Ali Topuz’un yeniden konuşması da önemli..
CHP geri dönüşü mümkün olmayan bir noktaya doğru hızla ilerliyor.. Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT