Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

Bağımsız bir insan hakları uzmanı olan ve BM tarafından görevlendirilen Agnes Callamard, Kaşıkçı suikastı ile ilgili Suudi diplomatların kendisini tehdit ettiğini söyledi.

Callamard cinayetten bir yıl kadar sonra, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ve diğer üst düzey Suudi yetkililerin de aralarında olduğu bir şebekenin Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayında yer aldığını ve ‘öldürme emrinin verildiğini kanıtlayan raporun delillerini’ toplamıştı.  

Agnes Callamard Guardian'a verdiği bir röportajda, bir BM meslektaşının onu “Suudi yetkililerin kendisini tehdit ettiği noktasında uyardığını” söyledi.  

Üst düzey gerçekleştirilen bir toplantıda, konuk olan üst düzey Suudi yetkilinin, ‘Callamard'ın BM tarafından kontrol edilmemesi halinde kendisinin onunla "ilgilenebileceğini" söylediği’ iddia edildi.

Callamard Cenevre'deki toplantıda Suudi diplomatlar ile bir araya gelmiş Kaşıkçı cinayeti hakkında onların bilgilerine başvurmak istemişti.  

Söz konusu tehdidin bu toplantılar esnasında edildiği iddia edildi.

Suudi diplomatlar ve BM yetkilileri arasında Cenevre'de yapılan görüşmenin gergin geçtiği biliniyordu. “Suudi yetkililerin, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili çalışmalarından dolayı BM yetkililerini eleştirdiklerini ve vardıkları sonuçlara öfkelerini dile getirdikleri” iddia edilmişti.

Callamard’ın raporunda suikast "uluslararası bir cinayet" olarak nitelendirilmişti. Callamard Suudi yetkililerin kendisinin “Katar'dan para aldığına” dair asılsız iddialarda bulunduklarını da sözlerine ekledi. 

Callamard, “eğer yapmazsanız konuyla ilgilenmeyi” teklif eden Suudi yetkiliyi, BM görevlisinin tanıdığını iddia etti.  

Callamard, The Guardian’a verdiği röportajda; “Biliyorsun, bu tehditler bende işe yaramıyor… Ama yapmam gerekeni yapmalıyım. Onların söyledikleri beni, yapılacak doğru şey olduğunu düşündüğüm şekilde hareket etmekten alıkoymayacak." dedi.

Suudi diplomatların Cemal Kaşıkçı'nın suikast tertibi ile öldürülmesi olayını dünyadan silmeye çalıştığı bilinen bir gerçek.

Suudiler ölüm tehditleri ile soruşturmaları yürütenleri hedef alarak, Suudi Arabistan'ın imajını düzeltmeye çalışırken kana doymadıklarını da açıkça belli etmiş oluyorlar.