Suudi Arabistan; bölgesel ve küresel dengeler
Suudi Arabistan’daki siyasi değişim talepleri bir halk isyanına dönüşür mü? Şiî bölgelerde bu mümkün. Ancak bir halk ayaklanmasının Tunus, Mısır ve Libya’dan gerek ülke içi gerek bölgesel ve küresel dengeler bağlamında farklı olacağını söyleyebiliriz.
S. Arabistan’ın son yıllarda birtakım reformlara imza attığı biliniyor. Ama bunlar sonuçta Suud ailesinin iktidarını tehlikeye düşürmemek için atılan adımlar. Yani iktidarı halkla paylaşmayacak, güç temerküzünü aile içi tutmaya matuf türden değişiklikler.
Hanedanın elinde tuttuğu büyük servetten halka bir miktarını dağıtması bir sus payı. Bugünlerde “İnsanlığın Kralı” lakabını vermeye başladıkları Kral Abdullah; Tunus, Mısır ve Libya’daki gelişmelerden sonra halkı rahatlatmak için 35 milyar dolarlık yardım paketi açıkladı. Hanedanın beklediği, halkın bu parayı alıp şükretmesi.
Sisteme baş kaldıracakların başını ezmek için de hanedana bağlı din âlimleri fetvayı verdi; “Baş kaldıranlar Hâricilerdir”...
Bütün Arap dünyasında olduğu gibi S. Arabistan’da da dipten gelen bir değişim talebi var. İslâmî yönde değişim talepleri olduğu gibi batılılaşma yönünde de talepler var. Bastırılmış mezhep temelli talepler ise en güçlü olanı. Bunların hepsi doğru ama bu ülkede olası bir halk ayaklanmasının diğer Arap ülkelerinden farklı kılan önemli ayrışım noktalarını görmek gerek.
1. Petrolün bulunduğu bölgelerde nüfusun çoğunluğunu Şiîler oluşturmaktadır. Politik bilinci dinî inancının gereği hassas olan Şiîler İran ve Irak’taki Şiî yönetimlere de güvenerek en azından özerklik hayalleri kurmaktalar.
Bölgede Şiî-Sünni gerilimini patlatacak bir enerji sıkışması var, alttan alta kurgulanan. İran İslam Cumhuriyeti kurulduğundan beri İran-Suudi çekişmesi farklı bölgelerde yaşandı. Şiî ideolojik nüfuzunun yayılmasının önüne geçmek üzere farklı kanallardan ideolojik bir kavga başlattı.
En son Bahreyn’deki Şiî göstericileri bastırmak için asker göndermesi ve İran’ın bunu protesto etmesi bu gerginliğin yeni boyutunu işaretlemektedir. Bahreyn Şiîleri de Suud askerlerinin Hârici işgalciler olduğunu ilan etti.
S. Arabistan’da Şiîlerin öncülüğünü yapacağı muhtemel bir ayaklanma Şiî-Sünni çatışması zemininde Irak ve İran’ı daha sonra da Sünni ülkeleri işin içine çekme istidatı taşımaktadır.
2. S. Arabistan dünyanın en fazla petrol üreten ülkesidir. Bu ülkede dengelerin değişmesi Batı’nın çıkarlarını tehdit edecek türdense, küresel sistem mutlaka alarma geçecektir. Bu yüzden küresel hegemonik ülkelerin hiçbirisi buradaki gelişmelere bigâne kalmayacaktır. Ya krallığı sonuna kadar destekleyecekler ya da kendi güdümlerinde yeni bir sistemin kurulmasını sağlayacaklardır. Bu ülkedeki ve bölgedeki enerji kaynaklarının kontrolü uluslararası bir savaş sebebidir.
3. Nüfusu 1.5 milyara yaklaşan Müslüman dünyanın kutsal toprakları; Mekke ve Medine buradadır. Buraların kudsiyetine gelecek herhangi bir halel Endonezya’dan Fas’a kadar Müslüman çoğrafyayı ayağa kaldıracaktır. Müslüman dünya bu türden bir müdahaleye asla sessiz kalmayacaktır.
Yukarıda kısa kısa değindiğimiz üç temel husus bu ülkede gelişen olayların diğer ülkelerden neden farklı olduğunu özetle anlatmaktadır.
Farklı ülke bağlamlarında sık sık duyduğumuz bir söz vardır; “Bu ülke kendi halkına bırakılmayacak kadar önemlidir” diye. Bu söz S. Arabistan için çok daha geçerli.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT