Suud Müdahalesine de İran Yayılmacılığına da Hayır!
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Yemen'e yönelik askerî dış müdahale hakkında bir açıklama yaparak konuyla ilgili çelişkilere dikkat çekti.
HAKSÖZ-HABER
Yemen’e yönelik dış askerî müdahale konusunda bir açıklama yapan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Suud’un müdahalesine de ama aynı zamanda İran’ın yayılmacılığına da karşı çıktıklarını ifade etti. Kaya, Yemen’de el-Kaide hedeflerine yönelik sistematik Amerikan saldırılarını hiçbir zaman sorun olarak görmeyenlerin bugün kalkıp Yemen’e dış müdahaleden şikâyet etmelerindeki tenakuza da dikkat çekti.
Açıklamanın tam metni:
Suud Müdahalesine de İran Yayılmacılığına da Hayır!
27 Mart 2015
İran destekli Husi milislerinin ilerleyişini durdurmak için Suudi Arabistan önderliğinde oluşturulan koalisyon güçlerince yoğun bir hava operasyonuna sahne olan Yemen, halkın iradesinin değil, bölgesel güçlerin belirleyici olduğu eski ve kirli oyunun yeni sahnesi olmaya aday görünüyor.
Suudi Arabistan’ın Körfez devletçikleri ile birlikte Fas, Mısır ve Pakistan gibi tescilli Amerikancı devletlerle birlikte Yemen’de giriştiği savaşın ne Yemen halkının korunmasıyla ne de çokça zikredildiği gibi Sünni refleksiyle bir ilgisinin olmadığı açıktır. Temel saik giderek büyüyen, azgınlaşan İran yayılmacılığına set çekmek, bölgesel menfaatlerin tehdit altına girmesini önlemektir. Bu yönüyle Yemen’in resmi ve kaçak devlet başkanı A. Mansur Hadi’nin çağrısına icabet görüntüsüne rağmen müdahalenin meşruiyet zemini şaibelidir.
Buna karşın Husiler ile İran’ın ve Suriye rejimi, Lübnan Hizbullahı gibi uzantılarının yabancı müdahaleyi lanetleme söyleminin de hiçbir tutarlılığı yoktur. Herhalde Yemen’e dış müdahaleden şikâyet etme hakkına en son sahip olan ülke bizatihi kendisi Yemen’de doğrudan bir yabancı müdahil güç konumunda bulunan İran olsa gerektir! Aylardır destek verdiği Husi milislerinin adım adım Yemen’i işgal etmesini ellerini ovuşturarak ve büyük bir iştahla, zafer coşkusuyla izleyen İran’ın şimdi Yemen halkının iradesinden söz etmesi ne kadar inandırıcı olabilir ki!
Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’nun bütününde üstlendiği rolün Müslüman halkların iradesine karşıtlık temelinde geliştiğini, bilhassa Mısır’da İhvan’a karşı darbeci zalimlere verdiği desteğin bunu açıkça ortaya koyduğunu hep söyledik. Bugün de Suud’un başını çektiği bir operasyonun Yemen halkının lehine gelişme ihtimalinin olmayacağı açıkça bilinmektedir.
Mamafih bugün Suud operasyonunu lanetleyenlerin yabancı müdahaleyle, emperyalist saldırganlıkla suçlayanların kahir ekseriyetinin hiçbir ahlaki ölçüye sahip olmayan, ilkesiz ve tutarsız oportünistler olduğunun da altını çiziyoruz.
Yıllardır Suriye’de her türlü vahşeti icra eden zalim bir rejime askeri, siyasi, mali ve çapulcu sürüleriyle arka çıkanları destekleyenler kimlerdir? Irak’ta ve Suriye’de ABD’nin başını çektiği koalisyon güçlerinin vahşi saldırılarından nemalananlar hangi mezhep fanatizminin mensuplarıdır? Libya’da devrimci güçlere karşı Mısır ve BAE saldırılarını teröristlere karşı temizlik operasyonları olarak değerlendirenleri kim unutabilir? İşte bütün bunlarla birlikte düşünüldüğünde Yemen’de el-Kaide hedeflerine yönelik sistematik Amerikan saldırılarını hiçbir zaman sorun olarak görmeyenlerin bugün kalkıp Yemen’e dış müdahaleden şikâyet etmeleri komiktir, saçmadır!
Yemen’de halk iradesini savunduklarını iddia edenlere sormak lazım: Husiler silah zoruyla yönetimi devirip, şehirleri ardı ardına işgal ettiğinde bugün çokça vurgulanan Yemen halkının iradesi neredeydi? Daha birkaç gün önce Taiz’de kendilerini protesto eden halkın üzerine ateş açıp 8 kişiyi öldüren, 120’den fazlasını yaralayan Husilerin Yemen halkına vaat ettiği özgürlüğün mahiyeti açık değil mi?
Kaldı ki, Husilere emperyalist Suudi müdahalesine karşı Yemen halkının savunuculuğu rolü tevdi edenler, yakın zamana kadar Husiler ile Suud’un kirli ittifaklar içine girebildiği gerçeğini örtemezler.
Suud’un öncelikli tehlike olarak gördüğü İhvan’ın uzantısı Yemen Islah hareketini pasifize etmek için yakın zaman kadar hem Husilerle hem de Husilerin ilerleyişinin ardındaki isim olan devrik devlet başkanı Ali Abdullah Salih’le rahatlıkla işbirliği içine girdiği bilinmektedir. Ne var ki, İranlı pek çok yetkilinin açıklamalarına da yansıyacak şekilde, Yemen’de Husiler eliyle elde edilen kazanımların coşkusuna kapılan İran’ın dizginleyemediği iştahının neticesi olarak Husilerin kendileri için belirlenen sınırı aşmaları karşısında anlaşma bozulmuş ve müdahale kaçınılmaz hale gelmiştir.
Tüm Ortadoğu’da olduğu gibi Yemen’de de halkın iradesini bastırmaya, yok saymaya yönelik her türlü örtülü ve açık müdahaleyi reddediyor; Müslüman halkların iradesinin bölgesel güçlerin menfaat çatışmalarına kurban edilemeyeceğini ifade ediyoruz. Ve Yemen’e yönelik Suud’un başını çektiği müdahalenin temelde Yemen halkının maslahatını değil, statükoyu koruma telaşını yansıttığının altını çizerken, bu müdahalenin zeminini hazırlayan ve sadece Yemen’le de sınırlı kalmayıp tüm bölgeyi tehdit eden İran yayılmacılığını görmezden gelen her yaklaşımın tipik bir işbirlikçilik suçu oluşturduğunu bir kere daha hatırlatıyoruz.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
HABERE YORUM KAT