Hama'da şehir merkezinde ekmek dağıtımına başlandı.

Polis gücünün iş başı yaptığı kentte hayat normale dönerken, sokaklar temizlenmeye başlandı.

Çöken Baas rejimi ordusunun kentte terk edilmiş tankları dikkati çekerken Hama halkı, Esed ve babasının caddelerdeki posterlerini indirdi.

Kent sakinleri Hama'nın özgürleştirilmesini sevinç gösterileriyle kutlarken, Esed ve ailesi aleyhine sloganlar atıldı.

Hama halkından Mahir el-Masri, kentin kurtarılmasına dair duygularını aktararak "Allah’a hamdolsun ki bizi zaferiyle sevindirdi." dedi.

Masri, Hafız Esed döneminde maruz kaldıkları "zulümlere" işaret ederek, "1982 yılında 10 yaşındaydım. Babamı tutukladılar ve bizi, ailemizi soğuk kış günlerinde Siyasi Şube’den çıkardılar. O günlerde Soran beldesinde yaşayan akrabalarımıza gittik. O anları ve Hafız Esed'in bize yaşattığı aşağılanmayı hala hatırlıyorum. Allah onun ruhunu lanetlesin." dedi.

Beşşar Esad'ın da babasıyla aynı yöntemi izlediği, kendilerine çile çektirdiğini, zulüm ve her türlü işkenceyi yaşattığını hatırlatan Masri, "Suriye ordusu bizi koruyacağına tam tersini yaptı. Ülkemizi yıktı, çocuklarımızı öldürdü. Bu zalim rejime dönüş yok." değerlendirmesinde bulundu.

Masri, Hama'da Esed döneminde hiç hizmet görmediğine dikkati çekerek sokakların asfaltsız olduğu, elektriğin sürekli kesildiği ve her yerde yolsuzluğun olduğunu dile getirdi.

Çöken Esed güçlerinin tankların namlusunu sivillere çevirdiği, kadınları ve çocukları bombaladığını vurgulayarak Masri, şöyle konuştu:

"Allah'ın izniyle gençlerle birlikte aydınlık bir gelecek umuyorum. Elhamdülillah Suriye artık Esed ailesinden kurtuldu. Artık para ya da evler umurumuzda değil, önemli olan zaferdir."

"Ne su vardı ne elektrik"

Bölge sakinlerinden Muhenned Sefaf ise Hama'dan "zalim rejim yüzünden ayrıldıklarını" söyledi.

Sefaf, Rejim ve Rusya'nın Hama'da sivilleri bombaladığı korkunç zamanlar yaşadıklarını anlattı.

Rejimin orduda namaz kılmayı yasakladığı ve kendilerine kötü davranıldığını kaydeden Sefaf, Hama'da "Başlarda işler çok kötüydü, hiçbir hizmet yoktu. Ne su vardı ne elektrik. Ama şimdi onlardan (muhalifler) iyi şeyler bekliyoruz." diye konuştu.

"Ekmeği zor buluyorduk, bazen dileniyorduk"

Kent sakini Muhammet Kızılbaş, rejim döneminde kendilerine yoğun bir baskının olduğunu belirterek, "Bize işkence yapıyorlardı. Gecemiz gündüzümüz yoktu, ben bir yılda 4 kez hapis yattım sürekli mal varlıklarımız el koyuyorlardı, ekmeği zor buluyorduk, bazen dileniyorduk." dedi.

Hama'nın muhaliflerin yönetimine geçtikten sonra esenliğe kavuştuklarını aktaran Kızılbaş, artık kalplerinde bir korku olmadığını diyerek Allah'a şükretti.

Kızılbaş, rejimi deviren grupların Hama'ya girdikten sonra kendilerine çok iyi davrandıklarını ve hiç kimseyi rahatsız etmediklerini kaydetti.

"Rejimin yönetiminde 50 yıldır Hama zulüm, baskı, yolsuzluk ve kayırmacılıkla doluydu"

Hamalı Mezin Harrif ise rejim döneminde her gün aşağılandıklarını, baskı altında olduklarını belirterek, "Rejimin yönetiminde 50 yıldır Hama zulüm, baskı, yolsuzluk ve kayırmacılıkla doluydu. Devletin halk için bir işi yoktu, vatandaşın kanını emiyordu." ifadelerini kullandı.

Çocuklarının yıllar sonra evlerine döndüğünü ve ülkelerinin onur kazandığını dile getiren Harrif, Baas rejimini deviren güçlerin kendilerine bir baba ile oğlu arasındaki ilişki gibi davrandıklarını söyledi.

Harrif, grupların kendilerine karşı inanılmaz bir saygı ve nezaket gösterdiğini belirtti.