1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Suriye’nin Çetin Cephesi Deyr ez-Zor’dayız!
Suriye’nin Çetin Cephesi Deyr ez-Zor’dayız!

Suriye’nin Çetin Cephesi Deyr ez-Zor’dayız!

Arkadaşımız Yılmaz Bilgen, Halep’ten sonra Deyr ez-Zor’a geçti. İşte ilk izlenimleri…

13 Kasım 2013 Çarşamba 19:00A+A-

YILMAZ BİLGEN / HAKSÖZ-HABER

Halep’ten başlayan Deyr ez-Zor yolculuğumuz, büyük zorlukların ardından 8 saatlik bir seyirle son buldu.

Önce Mumbuc’a uğradık. Sonra Suriye’nin önemli ve nispeten çatışmaların daha az yaşandığı muhaliflerin kontrolündeki Rakka ikinci durağımız oldu. Uçaklardan atılacak bir bombaya maruz kalma ihtimalinin her an canlı olduğu yolculuğumuz nihayet 60 kilometrelik çölün ardından Deyr ez-Zor’da bitti.

Yolculuk boyunca sayısız kontrollerde yer yer sorunlar yaşadık. En son şehrin girişinde bir yanlış anlaşılma 4 saatimizi bir karakolda geçirmemize sebep oldu. Meselenin hallolması ile gideceğimiz karargâha bizi sorgulayan arkadaşlar tarafından ulaştırıldık.

Her saniye duyduğumuz roket, havan ve bomba sesleri yer yer uçak homurtularıyla devam etti.  Hiç kesilmeyen hafif silahların sesi daha tahripkâr bombaların arasında duyulmuyordu. Gerçekten iliklerimize kadar hissettiğimiz bomba silah sesleri bize Suriye'nin şedit bir cephesinde olduğumuzu her saniye hatırlatan unsurdu.

Halepîn harap olduğunu görmüştük. Esed güçleri Deyr ez-Zor’u ise tanınmaz bir viraneye döndürmekte tereddüt etmemişler. Felaket her evde, her sokakta kendisini en yakıcı yanlarıyla anlatıyor.

Muhalif gruplar büyük oranda şehrin kontrolünü sağlasalar da uçaklardan yapılan saldırılar ölüm kusuyor. Yine de direnmeye devam ediyorlar.

Gündüz gezdiğimiz bölgelerde ise ölümün soğukluğunu keskin nişancıların etrafımızdan eksik etmediği mermilerle daha bir farklı yaşadık. Burada bizi himaye etmekle görevli Ebu Cendel isimli genç direnişçi yanımda iki farklı yerine isabet eden mermi ile yaralandı. Kardeşimiz ciddi bir yara almasa da ölümün ne kadar yakın olduğunu hatırlatan bu olay savaş gerçeğini bir kez daha hatırlamamızı sağladı.

Yer altlarına kazdıkları tünellerle farklı bölgelere geçişlerini sağlayan muhalifler yer yer muhtemel keskin nişancıların hedefi olmaktan da kendilerini kurtaramıyorlar.

Her riskli bölgeden geçişimizde  "Şehit İnşallah" diyen mücahitlere imrenerek ve onları taklit ederek biz de koştuk.

Ölüme meydan okuyan şehit bakışlı gençlerin doldurduğu binalardan zalime ve diktatöre soylu bir dersin verildiğini müşahede ettiğimiz meydanlardı gördüğümüz yerler.

Gerçekten savaşın her yanımızı her şeyiyle kuşattığı bir şehirdeyiz. Mücahitler Türkiyeli kardeşlerinin dualarını beklediğini özellikle iletmemizi istiyorlar.

Deyr ez-Zor’un mahvolan sokaklarında sıyrıldığımız dünyevi kaygılar ve savaşan kardeşlerimizin korkusuz haliyle verdiği moral bizim için önemli bir motivasyon kaynağı idi... Çok seyrek rastlasak da bu arbedeyle en acılı bir durumda yüzleşen tertemiz çocukların acı barındıran tebessümleri de bize moral olan bir diğer faktördü.

Her şeyin zor olduğu bu savaş ortamında imkânlar ölçüsünde gördüklerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Burada hak ve batılın savaşı en bariz gerçeklik. Bu gerçeği açık ve net bir şekilde müşahede edebiliyoruz. Tarafını mazlumlardan yana seçenler Esed ve zulmünü lanetlemeyi, Suriye'nin mazlumlarına da dua etmeyi unutmasınlar...

deyr-ez-zor.jpg

HABERE YORUM KAT

3 Yorum