HAKSÖZ HABER

Irkçı saldırganlığın hedefindeki Suriyeli muhacirler sistematik biçimde haksızlığa maruz kalıyorlar. Her türlü ihtilaf, çekişme, kavga aleyhlerine sonuç veriyor. Hatta mağdur olduklarında bile yine fatura onlara çıkıyor.

İşte Bağcılar’da yaşanan son olayda da aynı durum tekrarlandı. 10 Nisan tarihinde akşam saatlerinde Bağcılar’da işyeri bulunan Suriye uyruklu Hamza Hammami yoldan geçen ve korna çalan bir sürücüyü gürültü yapmaması için uyarıyor. Bunun üzerine başlayan tartışmada sürücü arabasından pala çıkarıp Suriyeli esnafın dükkanına saldırıyor ve elindeki palayı Hammami’ye sallıyor. Araya giren diğer esnaflar kavgayı ayırırken, palalı saldırgan ‘seni buradan sürmezsem…” diye tehditler savuruyor ve nitekim bu tehdidini gerçekleştiriyor.

Gerilimden sonra kızgınlıkla bir sandalye alıp dükkanının önüne koyan ve maruz kaldığı saldırının şokuyla sinirli bir şekilde kimseden korkmadığını haykıran Hammami’nin görüntüleri medyada “Suriyeli esnaf herkesi tehdit etti” şeklinde haberlere konu oluyor. Ardından her zamanki şekliyle yoğun bir ırkçı propaganda devreye giriyor ve Suriyeliler aleyhine iftira kampanyası işliyor.

Sonrasında polis açıklama yaparak ‘halkı teskin ediyor! Suriyeli esnaf hakkında işlem başlatıldığı müjdesini veriyor!

Suriyeli Hammami adam yaralamaya teşebbüs, halkı kin ve düşmanlığa sevk vb. saçma sapan suçlamalarla Göç İdaresine teslim edilirken hakkında sınır dışı edilme prosedürü başlatılıyor.

Şimdi bu olayda durup düşünelim. Bu ülkeye sığınmış ve geçimini çalışarak kazanan bir kişi sırf gürültü yapmaması için uyardığı şahsın saldırısına uğruyor ve sonuçta yine suçlanan kendisi oluyor. İşyerinde saldırıya uğrayan kişi hakkında bir dizi suçlama devreye girerken, palalı saldırgan ‘Türk vatandaşı’ olduğu için cezasız kalıyor.

Böyle bir göçmen hukuku olur mu, böyle adalet olur mu?